Son dersin zilinin çalmasına az bir süre kalmıştı. Bütün gün sıradan kalkmamıştım. Selen de gün boyu yanımdan ayrılmamıştı. Bana destek olmaya çalışmıştı. Demiştimki ona destek olunacak birşey yok ortada ama o itraz edip yanımdan ayrılmamıştı. Hatta benim dersi dinlemediğim anlar oda dinlemeyip bana bakıyordu.
İlk defa biri beni düşünüyordu. Ailem konusu aklıma gelince kalbimde bir sızı oluşuyordu. Tarif edemiyordum. Hepinizin ailesi size iyi davranıyormu? Davranıyorsa kıymetini bilin olurmu çünkü benimkiler beni sevmiyor. Ben ne kadar onlara değer vermeye çalışsamda onlar hep benden nefret ediyorlar.
"Ne düşünüyorsun?"kollarımı masada birleştirmiş kafamı üstüne koymuş bir şekilde dışarıya bakıyordum. Selenin sesiyle yavaşça başımı kaldırıp asık yüzle ona döndüm. Sabahtan beri yüz ifadem böyle olduğu için şaşırmamış hatta oda üzülmüştü. İki elini yanağıma koyup sıkıntılı bir nefes verdi. Kendine gel acıyorlar sana Mira!
Acımıyorlar iç sesim.. acımıyorlar.. sadece acınacak haldeyim o kadar. Acınacak hale gelme o zaman.
Senin ailen varmı iç ses. Senin ailen sana kötü davranıyormu. senin sevdiğin seni farketmemezlik yapıyormu..
Birşeyi unutuyorsun mira biz biriz biz aynı parçayız biz aynı şeyiz. Aynı kavramız. Senin kalbinin aksine bende kalple savaşıyorum. Çünkü ben senim. Sende bensin. Sen sadece kalbine söz geçiremiyorsun ama bana geçiriyorsun. Mümkünse konuşma benimle Mira!
Ne? Birdakika ben şuan içsesimle kavga ediyorum. Dahası bana küstü.. hayırdır iç ses sen kime racon kesiyorsun?? "Kızım manyakmısın neye gülüyorsun?" Selenin birdaha seslenmesiyle yorgunca başımı yana yatırıp omuz silktim. "Sadece çok yoruldum.." dedim. Anlayışla kafa sallayıp elimi tuttu. Zilin çalmasıyla selen ayaklanıp kendi eşyalarını çantasına koydu. Bende hiçbirşey çıkarmadığım için aynı şekilde çantayı sırtıma atıp ayaklandım. "Yarın matematikten sözlüsünüz!" Diyen hocayı ilk defa duyup yorgun gözlerle hocaya baktım. Hoca bana kaçamak bir bakış atıp sınıftan çıktı. Selende kolumdan tutup çıkışa doğru gitti.
Sınıftan çıkınca hemen arkamızda Emir ve Berk vardı. Selenle Berkin bakışmasıyla ikisinede tuhafça bakıp seleni çekiştirdim. Geleceği yoktu çünkü. Okul kapısından çıkmamızla adımlarım benden izinsiz durdu. Çünkü gerizekalı kardeşim o salonda ki lider gibi duran çocuk ve iki kişi daha bana doğru geliyorlardı. Hemen selene dönmemle, "Selen sen git." Dedim. Selen bana sinirle bakıp, "Saçmalama seni bunlarla yalnız mı bırakacağım."dedi. Hemen selenin arkasında ki bize bakan Emir ve Berke takıldı gözüm. Babamın dediği geldi aklıma. 'Erayın arkadaşlarından biri görmüş sizi' lütfen git emir.. lütfen git..
"Ooo kardeşim naber." Erayın sesiyle bakışlarımı emirden alıp Eraya döndüm. "Ne var gerizekalı?" Dedim sinirle. Arkasında ki arkadaşlarının gülmesiyle Eray sinirlenip yüzüme doğru bağırdı. "Seni gebertirim lan düzgün konuş fuhuşe." Dedi. Untanmıyorum... utanmıyorum çünkü dedikleri zerre umrumda değil. "Güzel arkadaşınla tanıştırmiyacakmısın beni?" Dedi. "Senin gibi iğrenç biriyle tanışmayı düşünmüyorum." Benden önce selenin davranıp konuşmasıyla dudaklarım alayla kıvrıldı. "Arkadaşın ne ki sen o ol." Dedi bozularak. "Mira gel eve bırakayım seni." Diyen o Erayın arkadaşına döndüm. Sinir şey. Cidden hiçbiriyle uğraşacak halim yok.
"Git işine."dedim sinirle. Eray hızlıca üstüme gelip kolumdan kavradı ve beni sarsmaya başladı. "Düzgün konuş lan arkadaşlarımla." Diyerek bağırdı. Sertçe kolumu kendime çekmeye başladım ama bırakmadı. Selen araya girip, "Bırak mirayı!"dedi sinirle. Eray bir bana birde selene bakıp kolumu bıraktı ve bir adım geri gitti. "Hayırdır bir sorun mu var!!" Kahretsin! Sıçıyım böyle işe! Biri bana Emirin sesinin olmadığını söylesin nolur!
İç ses nerdesin ya küslüğün sırası değil gel şuraya. "Mira?" Dedi tekrar konuşup sorarca. Kahretsin Emir git lütfen. "Sen kimsin lan!" Erayın artislenerek konuşmasıyla Emir tam benim hizama gelip Eraya bakmaya başladı. Emir ve Eray beni endişelendiren değildi. Beni korkutan tek şey geldiklerinden beri bir kez olsun bakışlarını üzerimden almayan o kişiye takıldı gözüm. Ona bakmamla onunda bakışlarının çoktan üzerimde olduğunu gördüm. Öyle bir bakıyordu ki korkmam gerekiyordu ama endişe duyuyordum. Kendim için değil.. Emir.. Emir için. Bakışlarımı ondan alıp Emire döndüm. "Git lütfen." Dedim çaresiz sesimle.
Bana öyle bir baktı ki sanki çaresiz sesimden anlamıştı benim için iyi olmayacağını. Berk gelip selenin elinden tuttu ve Eraya doğru sert sesiyle konuşmaya başladı. "Benim olana tek kelime edersen sike sike çoğaltırım seni mahalle salağı." Dedi Berk. Berkin ilk defa böyle bir sesiyle karşılaştım. Bense şaşkınlık ve şokla ona döndüm. Biliyordum işte. Selen ve Berkin arasında olanları. Hiç sormamıştım. Konumuz bu değil şimdi. Elimi kaldırıp Emirin koluna dokundum. Dokunduğum yer yanıyordu sanki.
Dokunmamla Emirde bana döndü. Şaşkınlıkla yüzüme bakıp kafasını olumlu anlamda salladı. Elimi hemen çekip diğer elimle elimi birleştirip sıktım. Korkuyorum.. ona zarar gelirse dayanamam. Lütfen git Emir.. lütfen git sevdiğim. "Dokunma lan elin adamına!!" Diyerek bağırdı ve kolumdan tutup sürüklemeye başladı. Kısa süreliğine Emire baktığımda bana öyle bir baktı ki sanki kendini çok zor tutuyormuş gibiydi.
Özür dilerim..
Sevdiğim...çok...çok özür dilerim.
Affet olurmu..
Kahretsin dayanamıyorum sana mira üzülme bakma arkana Eray piçine ayak uydur eve git!
Beni yalnız bırakmadığın için teşekkürederim iç ses.
Neden özür dilediğimi bilmiyorum ama canım çok yandı. Sevdiğimin önünde bu denli acınacak hale düşmek canımı yaktı..
Üzülme..
Üzülürsen kaybedersin.
Kaybedersen biter savaş
Biten savaştan sonra yıkılırsın..
Savaşamadığın savaşta kazandığın bir şey kalmaz.
Unutma mira..
Zamanı geldi..
Yarın.. yarın Emirin karşısına çıkma zamanı geldi.
Geldi.. geldi zamanı.
"Seni babamın önüne atınca da görelim bakalım içindeki cesaret hala olacakmı!" Eray ardı ardına bağırmaya devam ediyordu. Arkamdan selenin bağırış sesi gelmişti ama arkamızda gelen Erayın arkadaşları onları durdurmuştu. Okulun sokağından çıktığımızda arkadan o çocuğun sesiyle Eray durdu. "Eray sakin ol. Bırak Mirayı." Eray, "Görmedin mi kıraç nasıl elin şerefsizine dokunuyor. Konuşuyor. İyiki gitmişiz çıkışa." Dedi ve yüzüme bakarak bağırdı. Kolumu daha sert sıkıp nefretle yüzüme baktı.
Canım yanıyordu.. Erayın dedikleri yaptığı başıma getirdikleri değil.. Emirin üzülmesi canımı yakıyordu. Bir kaç damla yaş düştü yüzümden. Sinirle kolumu kendime sert bir şekilde çektim. Öyle bir çekmiştim ki Eray engel olamamıştı. "Sanane ya sanane kıraçmısın nesin sanane her boka karışma!!"dedim bağırarak. Ardından yüzüme değen sert parmaklarla yüzüm sağ tarafıma düştü ve elimi aniden yanağıma götürdüm. Vurmuştu.. Vurmuştu bana!
Vurmuştu..
Kardeşim bana vurmuştu..
...
Eheheh bittiii. Dün bölüm gönderemedim derslerim vardı. Bugün üç bölüm gelecek. Sizleri seviyorum.💙
Oy ve yorum☜💙
Eraya küfür edenleri buraya alayım☜
İyi günler❤

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANONİM TEXTİNG (DÜZENLENDİ✔)
Literatura FemininaTAMAMLANDI✔ NOT: KİTAPTA AĞIR KÜFÜRLER VE RAHATSIZ EDİCİ SAHNELER BULUNMAKTADIR! Bir kuşun kırık kanadında yuva yapmış hayata küskün bir kızın hikayesiydi. Sevdiğini herşeye rağmen, attığı her adımında kırgın olan tüm zorluklara rağmen onu sevmekten...