"Anne." Emir uyarı dolu bir sesle annesinin susmasını sağladı. Annesinin aniden düşen göz yaşlarına üzgünce bakıp Emire döndüm. Bana öyle bi bakıyordu ki sanki 'Sen nasıl istersen ama kendini zorunlu hissetme' dermiş gibiydi. Elbetteki istiyordum burda kalmak. Ama sadece.. sadece korkuyordum. Nuray teyze ve levent amcanın gözünde kötü görünmek istemiyordum.
"Nuray zorlama kızı kızım sen nasıl istersen öyle karar ver. "Dedi levent amca tebessüm ederek. Nuray teyzeye bakıyordum sürekli çünkü çok üzgündü. Bunun sebebini sonra emire sormayı kafama not edip kararımı verdim. Nuray teyzeye tebessüm ederek bakıp,"Nuray teyze özür dilerim. Ben elbetteki sizinle kalmak isterim. Aynı şekilde levent amcayıda çok sevdim. Sadece benim korkum..size rahatsızlık vermek istemiyorum." Dedim üzgünce. Emir aniden bana dönerek, "Saçmalama güzelim ne rahatsızlığı." Dedi. Biraz kızmış gibiydi. "Olurmu hiç öyle kızım ne rahatsızlığı." Dedi Nuray teyze. Aynı şekilde Levent amcada katıldı Nuray teyzenin dediğine. Ben yinede kendimi huzursuz hissediyordum. Bilmiyorum ama korkuyorum. Başımda belalar vardı. Ben ne kadar da mutlu kız rolünü oynasamda peşimde psikopat ve bağımlı olan kardeşim vardı. Eray çok değişmişti. Ve benden nefret ediyordu.
"Sizin için de sakıncası olmayacaksa sizin için kalırım." Dedim. Nuray teyze seslice ağlayıp ayağa kalktı ve bana doğru gelerek sıkıca sarıldı. Ben nolduğunu anlamamıştım. Şoktan çıkıp bende aynı şekilde sarıldım. Artık kesinlikle emin oldum. Nuray teyze Emiri çok seviyordu. Gerçekten çok seviyordu. Ve başka birşey yaşadığına emin oldum. Çünkü değişik duygular içerisindeydi.
Benden ayrılıp, "Kızım beni ne kadar mutlu ettin bilemezsin." Dedi göz yaşlarını silerek. Dudaklarımda oluşan tebessümle, " Siz mutlu olun yeter." Dedim. Evet kendi mutluluğumdan daha çok düşünürdüm başkalarının mutluluğunu. Emire baktığımda üzgünce yumruğunu sıkmış boş boş yere bakıyordu. Noluyor ya? kesinlikle bilmediğim birşeyler vardı. Emir ayaklanıp, "Biz eve gidelim toparlanalım o zaman." Dedi. Nuray teyze içli içli burnunu çekerek tekrar bana sarıldı. "Tamam çabuk gidin çabuk gelin kızım."dedi. Levent amca,
"Hasbinallah rahat bıraksana çocukları." Diyerek alayla sitem etti. Nuray tezye benden ayrılıp, "Sen karışma levent ben aynı acıyı birdaha yaşayamam."dedi kırgınca ve adımlarını uzun merdivene doğru atmaya başladı. Aynı acılarmı? Birdaha yaşayamammı? Ne yaşamıştı ki? Ne yaşamışlardı.. merakım beni ele almıştı. Kapıdan çıkmak üzere olan emire bakıp hemen arkasından gittim.
Beni neden beklemediğini anlayamıyorum. Neden burda kalmayı kabul ettim onu bile bilmiyorum. Ama şunu biliyorum kabul etmeseydim Nuray teyze hem krılacaktı hemde üzülecekti. Ben hayatı hep karşımdakinin duygularını düşünerek hareket etmiştim. Umarım... umarım bugünüme kadar hayata yenik düştüğüm gibi düşmem. Umarım bu kararımdan pişman olmam. Tıpkı herkes gibi aile sıcaklığını bir kez olsun gerçekten tadarım belki de..
Emir şoför koltuğuna geçmiş boş boş karşıya bakıyordu. Evin kapısını ardımdan yavaşça kapatıp koluma attığım siyah ceketimi giydim. Bugün şiddetli derecede rüzgar vardı. Saçlarım bile uçuşmaya başlamıştı. Hemen ön kapıyı açıp bindim. Emir benim binmemle arabayı hızlıca çalıştırıp eve doğru sürmeye başladı.
Şuan sormak istiyordum ama cevap vermiyeceğini bildiğim için sustum. Ama içim içimi yiyordu. Tamamen emire dönüp, "Emir İyimisin ?"dedim. Sesimi duymasıyla yandan bana Kısa bir bakış atıp, "İyim." Dedi tok sesiyle. Ses tonuna karşı içten içe endişelensemde sessizliğimi korudum. Direksiyonu tutan eline kaydı bakışlarım. Sıkıyordu... sanki birşeyin öcünü almak İstermiş gibi sıkıyordu. Artık benimde sabrımın bir sonu var. "Emir? Noluyor? Neden böylesin?"dedim. Sormak istediğim bir sür soru vardı ama onu pek fazla sıkmak istemiyordum. "Yok birşey dedim ya!"diye çıkıştı sertçe. Sert bir şekilde konuşmasına karşı boğazımda oluşan yumruya engel olamadan üzerine sertçe yutkunmamın ardında. Kalbimin sızladığını hissettim. Ben ne yapmıştım ki? Ben neden insanları düşündükçe sürkeli üzülen taraf oluyordum?
Sessizce önüme dönüp, "Peki."dedim kuru sesimle ve bakışlarımı pencereye çevirdim. Yağmur yağmaya başlamıştı. Pencereye düşen damlalara elimi uzatıp akışını izledim. Acaba başka kişiler bu yağmur damlaların güzelliğinden haberdarmıydı. Bence birhaberdardı.. bence kimse farkında değildi. Ben hayatımdan kendimden daha çok etrafıma değer verdiğim için kendimle ilgili tek bir şey bilmiyordum.
"Güzelim?" Emirin az önceki söylediği için pişman çıkan sesine karşı ona dönmeden yağmur damlalarına dokunmaya devam ettim. "Özür dilerim bağırmak istemedim." Dedi. İçimden yapmak istemediğim bir şeyi yapıp omuz silktim. " Sorun değil." Dedim aynı şekilde kuru sesimle. Anlatmak istemiyorsa anlarım... beklerimde anlatmasını ama bağırması kalbimi kırmıştı. Özellikle ben onu düşünüyordum oda bunun farkındaydı.
"Mira yapma."dedi üzgün sesiyle bir an bakışlarımı yağmur damlaların dan çekip ona döndüm. "Emir ben birşey yapmıyorum. Anlatmak istemezsen anlarım. Ama bağırmanı anlayamam."dedim. Haklı olduğum için gözünden geçen pişmanlığı görebiliyordum. Hadi ama Mira çocuk üzgün işte birde senin tiribinlemi uğraşacak!
Haklısın içses.
Gülümseyip, "Sorun değil gerçekten sevgilim." dedim ve yanağına uzanıp ufak bir öpcük bırakıp geri çekildim. "Yemin ederim o dudakların beni rahatlatıyor." Dedi pişkince sırıtarak. Aynı şekilde bende gülümseyip tekrardan yağmur damlalarına döndüm. Biliyorum kendini hazır hissedince anlatacaktır. Ama şuan zorlandığı bir konu olduğu anlaşılıyor. Umarım kötü birşey değildir. Evin önüne gelmemizle arabadan tam inecekken Emirin telefonu çaldı ve bende durup Emire bakmaya başladım. "Bir dakika güzelim açmam lazım." Dedi ve telefonu açıp konuşmaya başladı.
-Söyle.
Dedi buz gibi bir sesyle.
-Saat kaçta
Dedi tekrardan.
-Uan başkasıyla halledin illa benim mi gelmem lazım.
Sıkıntıyla nefes verip
-Onu çıkartın şirketten. Ben geldiğimde orda olursa çok kötü olur.
Dedi ve telefonu kapatıp bana döndü. Anlamıştım yine gidecekti. "Güzelim benim gi-" kafamı hızlıca sallayıp, "Gitmen lazım sonra görüşürüz ben toplarım sende gelirsin sonra." Dedim ve hiçbirşey demesine izin vermeden aşağı inip eve doğru adımladım. Hafiften hala serpen yağmur damlalarına kollarımı açmak istesemde şuan arkamdan baktığı için kararımdan vazgeçip küçük su birikintilerine basarak eve geldim. Kapıyı açıp ona baktığımda bana baktığını görmemle kendimi gülümsemeye zorlayıp el salaldım. Gülümsediğim için şaşırsada oda gülümseyip el salladı. Kapıyı kapatıp direk odaya çıktım.
Nedense bu eve girince kendimi bir tarafından boğuluyormuşum gibi hissediyordum. Hemen yukarı çıkıp yatağımın altından iki tane büyük valiz çıkarttım. Daha öncede dediğim gibi Emirinde çoğu eşyası buradaydı. Emirin eşyalarını ayrı kendikilerimi ayrı koyup tüm herşeyi topladım. Zorla güç bela valizleri aşağı indirip kapının kenarına koydum. Son olarak diğer valizi de indirip aynı yere koydum.
İçimden bu evde bulunan kameralara el sallamak gelsede kendimi durdurup koltuğa doğru gidecektim ki lanet kapının çalmasıyla sinirle küfür edip kapıya doğru gittim. Emir olması imkansızdı. Kıraç piçi olsa zaten götü yemez buraya gelmeye. Neyse ne ya. Kapıyı açıp karşımda bana kızarık gözleriyle ve perişan halde bakan Eraya çevirdim bakışlarımı. Bir an canım yandı. Kardeşim ne haldeydi...
......
Sizce Eray ne yapmaya geldi? İyimi kötümü?
Bugünün son bölüm geldi yarın aynı şekilde devamkeee💕
Oylamayı ve düşüncelerinizi dile getirmeyi unutmayın güzellerim❤
İyi günler❤

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANONİM TEXTİNG (DÜZENLENDİ✔)
ChickLitTAMAMLANDI✔ NOT: KİTAPTA AĞIR KÜFÜRLER VE RAHATSIZ EDİCİ SAHNELER BULUNMAKTADIR! Bir kuşun kırık kanadında yuva yapmış hayata küskün bir kızın hikayesiydi. Sevdiğini herşeye rağmen, attığı her adımında kırgın olan tüm zorluklara rağmen onu sevmekten...