Suskun bir kuş gibi kanat mı çırpıyor bilemezsin. Sesmi çıkartıyor bilemezsin. Belki yardım bekliyordur. Belki de çaresizdir.Yine bilemezsin. Bildiğin tek şey hiçbirşey bilmediğindir. Suskunluk belki acı vericiydi. Belki can alıcıydı. Belki de hayatın en büyük sunduğu cezadır.
Susmuştu. Susmuştum. Bütün gün Berandayı sessizce gezmiştik. O kadar sessizdik ki sanki benimle olmak istemiyormuş gibiydi. Sanki istemediği bir yerdeydi. Sanki istemediği bir kişiyle bütün gününü geçirmişti. Bir kez olsun yüzüme bakmamıştı. Bir kez olsun adımı seslenmemişti. Sormak istiyordum ama haksız olduğum için soramıyorum. Canım yanıyordu. Sevdiğim beni görmezden geliyordu. Ama benimle aynı nefesi alıyordu.
Bir hafta kalacaktık aslında beranda da. Geldiğinde direk gideceğimizi söylemişti. Sadece bir gün kalmıştık. Zaten bir günlük yolumuz vardı verzanla arasında. Yorgunca bedenimi koltuğa bırakıp karşımda ifadesizce duran ve duvara bakan Emire döndüm. Bana bakmıyordu yine.
Birşey söyle en azından sen Mira.
Biliyorum birşey söylemem lazım ama konuşmamasından korkuyorum.
Korktuklarınla gelmedimi bu herşey zaten başına.
Yine ve yine haklısın.
"Emir." Dedim ve bakışlarımı yüzünde gezdirdim. Dönmesini bekledim. Belki dönerdi diye ama dönmedi. Dönmeden sadece tek bir kelime döküldü dudaklarında. Baskısını özlediğim dudaklar..
"Söyle." Bu kadar soğuk olması canımı yaksada sebebini bilmediğim için canım kat ve kat daha fazla yanıyordu. Kendimi toparlamaya çalışıp konuşmaya çalıştım. "Akşam çıkarız dedin çıkmayacakmıyız?" Diye sordum.
Pes mira! Bula bula bu soruyumu sordun!
Bakışları kısa bir sürelik kalkıp yüzümde gezdiğinde hiçbirşey sanki umrunda değilmiş gibi omuz silkip cevap verdi. "Sabah çıkarız." Dedi. Ve yine hiçbirşey söylemeden ayağa kalktı. Işıkları kapatıp yorgunca yatağa uzandı. O an gözümde biriken yaşlar akmaya başladı. Kendimi sıkıyordum. Belki ağzımdan bir hıçkırık kaçardı diye ama ağlamam kendimi sıktıkça fazlalaşmıştı. Gerçekten umrunda değilmiydim. Gerçekten onun için değersizmiydim.
Sen kendini onun gözünde değersiz kıldın mira.
Y-yapmadım.
Hiçbirşekilde ses çıkartmamıştı. Yorganı üstüne çekip yan uzanmıştı ve gözlerini kapatmıştı. Şuan o kadar ona ihtiyacım var dı ki kendimi paramparça hissediyordum. Yavaşça oturduğum yerden kalkıp büyük camın oraya ilerledim. Emire sırtımı dönüp koltuğa oturdum. Sırtımı koltuğun başlığına yaslayıp ayaklarımı kendime çektim başımı dizlerime koyup pencereden Berandaya bakmaya başladım.
Olmuyordu hiç bir şekilde rahatlayamıyordum. Ben küçük yaşta babamın bir kez olsun adımı seslenişinden irkip yüreğim ağzıma gelir deli gibi ağlardım. Hiçbirşey olmadığı halde ağlardım. Belki sadece adımı seslenmişti ama ben hep korkuyla yaşadım.
Neden bu kadar güçsüzüm. Neden bu kadar aciz ve güçsüz düştüm. Elimi kaldırıp yanağıma götürdüm ve yaşları sildim. Belki yaptığım çok yanlış birşeydi. Belki de hiç gitmemem lazımdı o özel numarayla yüzleşmeye. Ama içimde oluşan hep bir korkuyla yaşamak istemedim. Ve gittim. Ben bu anıma kadar hep korkularla yaşadım Emir korkularımı unutturdu belki de ama ben o an eğer gitmeseydim hayatı korkarak yaşayacaktım.
Hiç pişman değilim gittiğim için. Sürekli söyledikleri yankılanıyordu beynimde. Sevdiklerinden birine birşey olacak. Ne gibi birşey bilmiyorum ama bir fark olmadı. Yine ve yine korkarak yaşıyorum. Belki bu kişi hayatımın merkezi Emirdi. Belki de sadece korkutuyordur. Ona güvenmiyordum. Sadece olacaklardan korkuyordum. Korktukça kaybediyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANONİM TEXTİNG (DÜZENLENDİ✔)
ChickLitTAMAMLANDI✔ NOT: KİTAPTA AĞIR KÜFÜRLER VE RAHATSIZ EDİCİ SAHNELER BULUNMAKTADIR! Bir kuşun kırık kanadında yuva yapmış hayata küskün bir kızın hikayesiydi. Sevdiğini herşeye rağmen, attığı her adımında kırgın olan tüm zorluklara rağmen onu sevmekten...