ANONİM TEXTİNG (DÜZENLENDİ✔)

-49

******

Dün Emirle gece geç saatlere kadar oturup konuşmuştuk. Hatta salonda sinirlenmesinin nedenini bile söylemişti. Elbette ki Nareden rahatsız olmuş ama annesi daha önceden Nuray teyzeyle sürekli derneklerde alay etmiş. Sürekli rezil etme çabalarında ilerlemiş. Tabiki bundan Nuray teyzenin haberi yok. Sürkeli Emir durdurmuş o kadını.

Nasıl yüz varsa kadın da hiçbirşey yapmamış gibi hala Nuray teyzenin yüzüne gülebiliyordu. Şuan zilin çalmasını bekliyorduk. Keltoş hoca birşeyler zırvalıyordu ama kimseninde taktığı söylenemez. Zaten ben bütün ders Seleni sakinleştirmeye çalışmıştım. Neymiş Rüyanın saçını başını yolacakmış.

Sinirden bütün ders tırnaklarını yemişti. Şuanda olduğu gibi. Elimi kaldırıp yediği eline vurunca sinirli bakışlarını bana çevirdi. "Ne varya! Ne var!" Öyle bir sinirle söylenmişti ki korkmadım değil yani. Yavaş komutanım!

"Kızım bütün tırnaklarını yedin resmen! Hem sen sakin olsana ya. Yok kavga falan." Dedim sinirle. Bana tabiki sinirle karşılık verdi. "Sen gelmeyebilirsin ama ben gideceğim.!" Dedi tek ve düz bir sesle. Allahım gerçekten şuan tek düşündüğü bumuydu. Çok yanlış düşünüyordu. İnsan arkadaşını kavgada hiç yalnız bırakırmı ya! "Sinirden saçmalıyorsun Selen. Ben öyle birşey mi dedim?"Diyerek sitem ettim. Sinirle omuzlarını düşürerek tam konuşacaktı ki aramızda ki tartışmayı bozan hoca oldu. " Selen! Ne konuşuyorsun kızım! Canın çok konuşmak istiyorsa çık dışarı!!" Dedi birazcık bağırarak. Bidakka Başkan burda tek Selen değil bende konuşuyorum.

Bende konuşuyorum diye tam atılacaktım ki selenin verdiği cevapla büyümüş gözlerle ona döndüm. "Ne demek hocam tabiki! Zaten benimde işime gelir."dedi ve sinirle kalkıp sınıftan çıktı. Bütün sınıf ve hoca şaşkınca Selenin gidişine bakıyordu. Bidakka arkadaşlar elbetteki arkadaşımı yalnız bırakmiyacağım bu konu ne kadar da Levent amcanın kulağına gitsede arkadaşımı asla yalnız bırakmam. "Terbiyesiz gel buraya!!" Hocanın selenin arkasından bağırarak söylenmesiyle bende kalkıp, "Hocam arkadaşım terbiyesiz değil. Ve tek başına konuşmuyordu benle konuşuyordu hadi size iyi dersler."Dedim ve bende sınıftan çıktım. Sınıftan şaşkınlık sözleri yükselmişti. "İkiside birbirinden terbiyesiz." Dediğini duydum en son. Koridorda sinirli adımlarla kantine doğru giden Selenin arkasından seslenip, "Selen!!" Diyip beni duymasını sağladım. Anlaşılan geleceğimi düşünmemişti ve şaşkınlıkla bana baktı.

Gülümseyerek yanına gidip elini omzuna koydum. "Nerde bunun sınıfı?" Diye sordum. Onunda dudaklarında oluşan samimi tebessümle oda aynı şekilde gülümseyerek, "Kantine gelecektir gel oraya gidelim." Dedi ve kantine doğru gittik. Zilin çalmasına beş dakika falan vardı. Selenle hocanın söylentilerinin taklidini yapıp sürkeli gülmüştük.

"Terbiyesizmiş vik vik vik." Selenin çocukça söylenmesine karşı büyük bir kahka atıp önümde kahveden bir yudum aldım. Sanki birazdan birine dalacak biz değilmişiz gibi keyfimiz yerindeydi. İşte sonunda zil çalmıştı. Belki diyeceksiniz Berke özele bak canım dedi niye bu kadar abartıyor Selen diye ama Berk Selenle bir senedir birlikte olduğu için her türlü herşeye çabucak deliren biriydi. Ee bende arkadaşımı yalnız bırakmam.

Kantinin yavaşça doluşmasıyla kantine giren kişiler bize değişik değişik bakıyorlardı. Rüya kimdi bilmediğim için selenin kantin kapısını bakış açısına aldığı gibi bende aynı şekilde oraya baktım. Ama kim nasıl biri bilmediğim için öylece boş boş baktım.

Selenin sinirle söylenmesine karşı geldiklerini anlamıştım. "Sürtük hanım efendi de teşrif ettiler." Dedi herkesin duyabileceği şekilde bağırarak. Anovv noluyor lan.

Kızım herkes size bakıyor.

Sus iç ses sus. Rüya ve arkasında ki üç kişi de direk olarak selene baktılar. Selenin ayağa kalkmasıyla bende ayaklandım ve peşinden gittim. Rüya kendine yerleştirdiği bilmişlikle bize doğru geldi. Selen tam rüyanın dibinde durup sinirle konuştu. "Sen kimsin lan! Benim sevgilime özle bak falan dersin! Hayırdır? " dedi. Rüya önce bana baksada ardından tekrar selene döndü. "İstediğimi söylerim canım. Noldu bir kişiylemi dövmeye geldin beni."dedi kahka atarak. Bidakka bidakka bu sürtük şimdi beni hafife mi aldı.