Ben bir avuç öfke halinde içeri girince annem hayretle bana seslendi. Umursamayarak hızla odama çıkıp kapıyı çarptım.
Aptal Shownu! Aptal! Aptal!
Yatağımın üzerindeki telefonumu elime aldım. Acaba yolun yarısında vazgeçip aramış olabilir miydi?
Aramamıştı.
Bir şeyler yitirmiş gibi hissediyordum.
Ama Jaebeom aramıştı. Hem de beş kere. Onunla şimdi konuşmak istemiyordum, zaten yeterince paramparçaydım ki zil çaldı.
Lütfen Jaebeom olmasın, lütfen o olmasın; diye dua ettim kendi kendime.
Gelen Jaebeom'du.
Odama gelip kapıyı ardından kapatışını izlemek, beni fiziksel bir acıya maruz bıraktı. Gözlerinin mavisini, bir süre sonra, bu kadar yakından görmekle iki büklüm olacaktım.
" Youngjae. " dedi.
Yüzü alıngan, öfkeli, kınayıcı görünüyordu.
" Neden geldin Jaebeom?"
" Çünkü seninle konuşmak istedim." dedi sertçe.
Yatağıma oturup yüzümü ellerime gömdüm. Ona bakmak istemiyordum.
Sesini yükselterek bana yaklaştı.
" Çünkü siktiğimin telefonuna bakmıyorsun. Çünkü beni ne zaman görsen köşe bucak kaçıyorsun!" diye kısmen bağırdı.
Başımı kaldırıp ona baktım. Kontrolümü kaybetmiştim.
" Ne konuşacağız Jaebeom. Joy'la ne kadar mutlu olduğunuzu mu?!"
Artık ben de bağırıyordum.
" Sikeyim! Bunun Joy'la ne alakası var? Neden her boku birbirine karıştırıyorsun? Neden biz artık seninle adamakıllı konuşamıyoruz?!"
" Çünkü. " dedim hiddetle ve sustum. Sonradan beceriksizce ekledim. " Sen çok meşgulsün!"
Acınasıydım.
" Nasıl oluyor da beni suçlayabiliyorsun?!"
Öfkeyle kavruluyordu.
" Her şey seninle ilgili mi sanıyorsun?! Bu, bu bencillikten başka bir şey değil!" diye bağırdı.
Ayağa kalkıp üzerine yürüdüm. Yüzü bronz bir ateşle parıl parıldı. Zifiri saçları, keskin kaşlarını çattığından dolayı, kırışmış olan alnına dökülmüştü.
Göğsüm gerildi.
" Buraya beni aşağılamak için mi geldin Jaebeom?!"
Küfredip derin bir nefes aldı.
" Seninle bir şeyleri düzeltmek istiyordum ancak sen beni yine ektin. Piknik yapacaktık Youngjae."
Yorgun argın bir kaç saniye sessiz kaldı.
" Geldiğimde geri döndüm. Shownu'yla birlikteydiniz." dedi. Shownu'nun adını tükürürcesine telafuz etmişti.
" Biraz önce de seni aradım ama açmadın. Anneni aradığımda bana ne dedi biliyor musun? ' Youngjae senin yanında olacağını söyledi.' dedi."
Histerik bir kahkaha attı.
" Merak etme, yalanını açığa çıkarmadım."
" Neredeydin Youngjae? Benim yanımda olmadığın ziyadesiyle açık. Kiminleydin? Onunla mı?!"
Kıpkırmızı oldum ve öfkeyle konuştum. Bana neden hesap soruyordu ki, ne önemi vardı?
" Jaebeom. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Morning Star' • 2jae *
FanfictionÖyle yakındaydın ki sana uzanmak için, dağlar kat etmem gerekti. Öyle yanımdaydın ki en uzağımdın. Ve benim yerim de uzaktı sana, yanı başındayken bile. Bu yüzden kırılırdı ellerim, her cüret edişinde tenine. Affet, ben sana ihanet ettim, seni çok s...
