Bölüm adı: 'ben yüzümü sana dönüyorum,sen sırtını bana yaslayabilirsin'
☆
Jaebeom gittikten sonra bir saat boyunca hıçkıra hıçkıra ağladım.
Ne annem ne Yoojung, ne olduğunu sordu. Zaten cevap verecek halde de değildim.
Bu gece bitmiştim.
Sahiden de tükenmiştim. Gözlerim son yaşları da döktüğünde kalbim yorgun düştü. Çok fazla şey hissediyordum ama bitmiştim. İşbirliğiyle beni bitirmiştik. En büyük yatırımcı bendim ve ne harikaydı ki ihaleyi kazanmıştım: koskoca yalnızlığım.Keşke diye düşündüm, itiraf edebilseydim.
Bu fikir bana, ona aşık olduğumu fark ettiğim günden itibaren, dehşet verici gelmişti. İmkansız, ölümcül ve tehlikeli! Tek kişilik bir aşktı benimki ve paylaşılamazdı. Sanki kıyameti koparacak cümleler, benim dudaklarımdan onun yüzüne savrulacak olan " seni seviyorum "du. Nasıl da önemsemiştim aşkımı böyle...
Şimdi anlıyordum. Değeri yoktu duygularımın ve olmayacaktı da. Jaebeom'un tepkisi ne olursa olsun kıyamet kopmayacaktı. Yine de bu uçuk ihtimalin zihnimde bıraktığı merak sisinden kurtulamıyordum.Ya söylemiş olsaydım?..
Şimdikinden daha beter bir halde olamazdım o yüzden keşke, keşke dökmüş olsaydım eteğimdeki taşları. En azından ayağım onlara takılmazdı artık, tökezlemezdim. En azından söyleyemediklerim bitikliğimden bile beslenmezdi. En azından geriye bir ceset, bir enkaz kalırdı. En azından...
Bu düşünceleri aklımdan kovdum.
Ne fark ederdi ki?
Hiçbir şey. Yine aynı yalancı korkak ibne olarak kalırdım. Onun lugatında yerim çoktan belirlenmişti. Hiçbir şey ama hiçbir şey değişmezdi.Her şeye rağmen, söylemek isterdim ona. Şu dakikadan sonra mümkün olan her umut zerresini kucaklayıp ayaklarının ucuna oturmak isterdim. İtiraf etmek isterdim, içimden geldiğince, çekinmeden ve korkmadan. Ellerini avucuma alıp, gözlerine bakarak.
Reddedilmeyi umursamadan. Kıyametin kopmayacağını bilerek. Kabul edilmeyecek olmama rağmen, sevmeyi bırakmayacağımın teminatını vererek.Sabah yıldızım, güneşim.
Ben yüzümü sana dönüyorum.
Sen sırtını bana yaslayabilirsin.☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆
Pazartesi günü okula gitmek için uyandım. Kendime" Hadi bakalım okul zamanı yalancı ibne" dedim yataktan kalkarken. Sonra buna katıla katıla güldüm. Vay canına, Jaebeom'un sözleri içime ne kadar da çok oturmuştu öyle!.. Susamadım. Güldüm.
Öyle çok güldüm ki gözlerimden yaş gelmişti. Ancak bir iki dakika daha güldükten sonra anlayabildim, kahkahalar atarak ağladığımı. Yataktan çıktım. Yüzümü sekiz kez yıkadım. Dişlerimi üç dakika boyunca fırçaladım ve aynaya bakmamaya çalıştım. Evden çıkarken bağcıklarımı sıkı sıkı bağladım. Yolda, okula varana dek kaldırımları saydım.Okula vardığımda başımı yerden kaldırmadım. Kendime düşünme izni vermeden kaldırımları saymaya devam ettim.
Bir hafta boyunca kafam yere eğikti. Bir hafta boyunca okulda da evde de çok az konuştum, ödevlerimi yapıp öğünlerimi düzenli yedim. Kütüphanede çalıştım ve cuma günü de Bayan Lin'e yardım ettim. Ve bir hafta boyunca her gün kaldırımları saydım. Çok fazla kaldırım vardı ve hepsi gidişlerindi. Benim saydığım kaldırımlar, dönmeye yetmiyordu.
☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆
Bir hafta daha geçti. Kendimi iyi programlamıştım ve hiçbir görevimi aksatmıyordum. Kimseyle sahiden konuşmuyor ama herkese günaydın diyordum. İyi olduğumu düşünüyorlardı. İyiydim...
Jaebeom'la da Shownu'yla da hiç görüşmemiştim. Bir şeylerin, en azından bir şeylerin, artık açık bir halde olması rahatlatıcıydı. Artık Jaebeom'dan kaçmama gerek kalmamıştı. Artık Shownu'yu gördüğüm zamanda hissettiklerimden utanmama gerek yoktu. Yitirmişliğimin sağladığı ironik konfor...
Nihayet derin bir nefes alabilirdim değil mi? Nihayet ikisinden de kurtulmuştum...değil mi?
Onları okulda elbette ki görmüştüm ancak birbirimizi görmemiş gibi davranıyorduk. Sözlere gerek duymadan imzalanmış bir anlaşmaydı bu fütursuz halimiz. Mantıklıydı. Çünkü biz Shownu'yla her şeyi unutmuş, Jaebeom'la her şeyi bitirmiştik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Morning Star' • 2jae *
FanfictionÖyle yakındaydın ki sana uzanmak için, dağlar kat etmem gerekti. Öyle yanımdaydın ki en uzağımdın. Ve benim yerim de uzaktı sana, yanı başındayken bile. Bu yüzden kırılırdı ellerim, her cüret edişinde tenine. Affet, ben sana ihanet ettim, seni çok s...