(Bölüm adı: belki de bir gün mavi gözleri olmayan bir erkeğe aşık olurdum.)
Yorum bekliyorum.🌊♡♡♡🌻
Jaebeom'un performansı bittiğinde, alan tezahüratlardan dolayı o kadar gürültülüydü ki kulaklarımı ellerimle kapamak zorunda kalmıştım. Elbette ki herkesi büyülemişlerdi.
Beklemeden NOX'u sahne arkasından almak için koştuk. Birbirimizi görür görmez kucaklaştık.
" Tebrik ederim, domatese ihtiyaç bile duymadık!"dedi Bambam.
" Ben domateslerimi MC Yaralı-Yürek için harcadığımdan size atamadım ama fena değildiniz." dedim ben de.
Jaebeom bir kahkaha patlattı ve beni belimden yakaladı. Nefesimi tuttum. Bu oğlan beni öldürecekti.
" Sadece fena değildik, öyle mi?"
Başımla onayladım. Çok yakındı.
" O yüzden mi göğsün yırtılırcasına bağırdın?"
Kendimi yitirmemek için şakaya vurmaya devam ettim.
" Sen bayağı bir detone oldun, rezil olma diye çığlıklarımla maskelemeye çalıştım."
Ellerimi göğsüne koymuştum ve onu itiyordum. Göğsü avuçlarımın altında semsertti. Ben onu ittikçe o da beni çekiyordu.
" Rezil bir yalancısın." dedi sırıtarak. Bir ter damlası alnından boynuna süzüldü. Yutkundum.
Jooheon bağırdı. " Jaebum, Youngjae daha sonra sevişirisiniz. Hadi açlıktan ölüyorum!"
Öyle feci utandım ki Jaebeom'u var gücümle ittim, o hâlâ pis pis kıkırdıyordu. "Homo şakalarını" dert ediyor gibi görünmüyordu. Gerçi arkadaş grubumuz "homo" olsak bile bize zorbalık etmezdi. Şaka yapmayı seviyorlardı ve büyük ihtimalle benim gay olduğumun farkındalardı. Jaebeom bile anlamıştı. Bana ibne dediğinde, bunu yalnızca bir hakaret olarak kastetmediğini anlamıştım. Kötü anı aklımı kurcalayınca boğazım kurudu. İlerlemeye başlayan grubun peşinden seyirttim.
" Ne yapıyoruz?" diye sordum sırf Jaebeom'dan uzaklaşmak için.
" İnan bilmiyorum ama her şeye uyarım." diye yanıtladı Mark.
Jackson " Yiyecek bir şeyler alıp sahile geçelim." dedi heyecanla.
" Eee festival ne olacak?" diye sordu Bambam.
Jooheon " Açıkçası artık pek de umrumda değil, sadece yemek yemek istiyorum!" diye sızlandı.
" Ben de!" dediler Yugyeom ve Jackson.
" Ünlü kompleksleri şimdiden başlamış, durum kritik!" dedim bir doktor edasıyla, olmayan saatime bakarak.
Jooheon kolunu omzuma atıp saçlarımı karıştırdı. " Saldırgan davranışlar sergiliyor. " diye ekledim, ağır kolunun altında doğrulmaya çalışırken.
" Hiç de bile!" diye itiraz etti.
"Aslında, seni saldırgan davranışlar sergilemek üzere olan birinden koruyorum."
" Kim?"
Mark bilmiş bilmiş sırıttı. " Jaebum senden bir ısırık alacakmış gibi görünüyor." dedi.
O sırada Jaebeom'u gördüm. Sinsi sinsi arkamdan yaklaşıyordu. Beni tam yakalamak üzereyken, Jooheon'dan kurtulup var gücümle koştum.
Yugyeom ellerini çırptı. " Koş Hyung, koş!"
Koşarken bağırdım. " Sona kalan bütün yemeği öder!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Morning Star' • 2jae *
ФанфикшнÖyle yakındaydın ki sana uzanmak için, dağlar kat etmem gerekti. Öyle yanımdaydın ki en uzağımdın. Ve benim yerim de uzaktı sana, yanı başındayken bile. Bu yüzden kırılırdı ellerim, her cüret edişinde tenine. Affet, ben sana ihanet ettim, seni çok s...
