10• 'biriken sözler'

250 35 66
                                        


Yorum...♡


Zil çaldığında Bayan Lin diğer ders de devam edeceğimizi, gireceğim dersin öğretmenini kendisinin bilgilendireceğini söyleyerek tenefüse çıktı. O gidince herkes başıma üşüştü. Oğlanların aldığı puanlara bakmak istiyorlardı. Ve rahatsız edici bir biçimde üzerime geliyorlardı. Kağıdı göğsüme bastırdım.

" Hadi ama Youngjae! Göstersen ne olur ki? "  diye sitem etti Kihyun.

" Bayan Lin kesinlikle gösterme dedi. Başıma dert alamam üzgünüm." deyiverdim.

Biri kolunu çekiştirmeye çalıştı. Dertleri neydi? İstemsizce sinirlendim ve kolumu sertçe kurtardım. Bana şaşkın gözlerle baktılar.

" İzin verir misiniz?!" Omzumla kalabalığı iteleyerek oturduğun yerden uzaklaştım.

Çok geçmeden arkamdan gelen ayak sesleriyle, kaşlarımı çatmıştım. Arkamdaki kişi kolumu yakaladığında, ağzımı açıp kızacaktım ki o kişinin kim olduğunu görünce dudaklarımı kapalı tuttum.

Shownu.

" Merhaba. " dedi ve tuttuğu kolumu bıraktı.

Sorgulayan gözlerle konuştum
" Merhaba. "

" Baştan söyleyeyim puanlara falan bakmak istemiyorum. " diyerek kendini savundu.

Gülümsedim.

" Pekâla. " dedim.

Sırrıttı.

" Nasılsın? " diye sordu.

Hâlâ yerinde duramıyor, bir ileri bir geri gidiyordu. Samimi davranışına karşın gardımı indirmeye karar verdim. Onu itelemem için herhangi bir sebep yoktu.

Gülümseyerek " Biraz ürkmüş durumdayım. Sen? " diye sordum.

Sanki onun halini sormamı beklemiyormuş gibi bir kaç saniyeliğine şaşırdı. " İyiyim. Çok iyiyim. "

Gözlerini kırpıştırdı. " Neden ürktün?"

Parmağımla hâlâ sızlanan Romeo grubunu işaret ettim. " Beni zehirleyip listeyi kapmalarından korkuyorum. " dedim.

Bugünün ayrılması romeolar ve normal insanlardı.

Bayağı espirime kocaman bir kahkaha attı. Gülümsedim.

" Onlara izin vermeyelim öyleyse. " diyerek listeyi kavrayan elimin üzerine, kendi kocaman elini koydu. Avucundan yayılan ısıyla, şaşırdım.

Bu doğaçlama hareketi, ufak bir sükunet alanı doğurdu. Birbirimize bakakaldık. Şaşırtıcı bir şekilde teması rahatsız edici değildi. Yüzündeki ifadeyi çözümlemek zor sayılmazdı. Silik tebessümüne rağmen endişeli görünüyordu.

Ne yaptığını henüz fark etmişçesine elini hızla geri çekti. Gergin bir gülücük sunduktan sonra, dudaklarını araladı.

" Sana bir şey soracaktım ya. " diye başladı söze.

Başımla onayladım " Hı hı. Evet. "

" Şey. " durakladı.

" Cumartesi günü müsait misin? "

Ufakça şaşırdım. Sağ elimle saçlarımı karıştırıp cevap verdim. Yalan söylemek istememiştim.

"  Evet ne için? " diye sordum.

" Şey. " tekrar duraksadı.

Bakışlarım onu geriyor muydu? İstemsizce kızgın mı bakıyordum?
Kafasında bir şeyleri biçip tarttı. Bu kıvanç sürecini yüzünden izlemek garipti. Kendine kızıyor gibi görünüyordu. Nihayet heyecanla konuştuğunda, kafasının üzerinde yanan ampulü görür gibi oldum.

Morning Star' • 2jae *Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin