Oscar and the Wolf - Joaquim
Lana Del Rey - Dark Paradise
Oy ve yorumları ihmal etmeyelim. Keyifli okumalar!
37.Bölüm: ''İncisi Çalınmış İstiridye.''
Üzerine gittiğim korkularımsa kaçtığım kimdi?
Karşımda duran kişi tüm bu nefretin, hırsın ve Seyit Ali'nin gözlerindeki ateşin sahibiyse, onun bu fotoğraftaki yeri neresiydi? Elinde tuttuğu, gözlerime meydan okurcasına bakıp da her şeyin anahtarını dilinde saklayan adam kimdi? Kimdi neydi bilmiyorum ama iyi biri olmadığı kesindi.
Kaşlarımı çatarak ona baktım. Ander Petrov'a. Yaralı elinde tuttuğu şey çantamın içindeki fotoğraftı. Seyit Ali'nin yok sayıldığı kareyi bana varmışçasına gösteriyordu. Gözlerindeki o ruhsuz ifade sanki şu anki ruhumla dalga geçiyordu. Yutkundum ve olduğum yerde kalarak, ''Ne işi var onun sende?'' diye sordum.
''Yanlış soru,'' diye karşılık verdi, sesi bir ok gibi sesimi bastırdığında. ''Asıl bu fotoğrafın sende ne işi var?''
''Çantamın içini mi karıştırdın?'' diye sordum bu kez, onun bu kafa karıştırıcı tavırlarını görmezden gelip kendi ulaşmak istediğim gerçeklere kestirme yoldan giderken.
Dudağının kenarını kıvırdı ve bu küstahça bir yaklaşımdı. ''Yapmadığım şey değil.''
''Ne?'' diye ekşidi suratım. ''İnkâr etmediğin gibi bir de marifetmiş gibi bununla övünüyor musun?''
''Bununla övünmüyorum.''
''Ver şunu,'' diye uzattım elimi ve adımlarımı elindeki fotoğrafa doğru attım lâkin bir robot gibi kolunu kaldırarak fotoğrafı benden kaçırdı. İleri gitmedim ve onu almak için bir atak da yapmadım. Sadece denemedim ama zorlamadım çünkü nasıl olsa alacaktım. Bunu verecekti. Boyu benden uzun olduğu için tepeden bakması kolunu havaya kaldırdığında daha da kolay bir hale geldi. Gergin ve öfkeliydim. Dudaklarımı ıslatıp çekerken sakin kalmaya çalışarak en azından ona çok da bu yanımı belli etmeyerek geri çekildim. Gözlerinin içine baktım her ne kadar bu beni rahatsız etse de. ''Kimsin sen ya?!''
Açık kahverengi gözleri bana yalan söylüyordu. Gözlerinde güveni göremediğim bir adama bakıyordum. Sezgilerim kuvvetliydi bu konuda ve baktığım her gözün bana çağrışımları olurdu. Ander Petrov bana yalan bakıyordu. Kolunu usulca indirerek fotoğrafı önüne aldı. Gözlerim anlık fotoğrafı takip ettikten sonra onun ağzından dökülenlerle yeniden odağını değiştirdi. ''Kimsenin masum olmadığı bir yerde masumu oynamaya çalışmayan tek kişiyim, kendimim,'' diye konuştu.
Sözleri yine kafa karıştırıcıydı. İnsanları öyle güzel manipüle ediyordu ki, Seyit Ali söylediklerinde sonuna kadar haklıydı. ''Ne diyorsun? Biraz açık konuş!''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NOTANIN ERVAHI (Kitap oldu)
Teen Fiction''Şeytanın bileklerinde saklıdır belki de insanlığın rehberi zira böylesine bir insanlık yalnızca ondan öğrenilmiş kadar kötü olabilirdi.'' Her şeye rağmen yaşamaya devam etti çünkü yaşaması gerekti. İdealleri uğruna, hiçe sayılmış ruhu uğruna ve yı...