24.Bölüm: ''Sessiz Ritimler Durağı''

139K 10.4K 20.1K
                                    

Lauv - The Story Never Ends

Toygar Işıklı - Korkuyorum

NOTANIN ERVAHI 1 MİLYON OKUNMAYA ULAŞTI!

Büyüyoruz ve büyüdükçe ben kendimi yaşlı hissediyorum. :'( Ama çok güzel bir duygu. Bunun için destek veren herkese teşekkür ederim. Çok kalp... Ve size güzel bir bölüm getirdim. Oy vermeyenlere de aşırı kırgınım bunu da bilin. Beni kırmak hoşunuza gidiyorsa diyecek bir şeyim yoktur. (Az da şöyle vicdan yaptırayım.d) Keyifli okumalar. ^^

24.Bölüm: ''Sessiz Ritimler Durağı''

Az evvel içinde bulunduğumuz kuyudan dışarı bir taş attık

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Az evvel içinde bulunduğumuz kuyudan dışarı bir taş attık.

Bu Berrin'di.

Bir şey oluyorsa muhakkak sebepleri vardı ve bu tablonun sonunda karşılaştığımız manzaranın tek sorumlusu da oydu. Her şeyi bilerek yapmıştı üstüne üstlük bunu fazlasıyla hak etmişti. Onu ilk gördüğüm anda bir numaralar çevirdiğini anlamalıydım fakat gözlerimin ısırdığından belliydi bir şeylerin ters gittiği. Bugün de onu kendi elleriyle bize vermişti. Daha doğrusu Seyit Ali'ye ve benim deyimimle saz arkadaşlarına.

Olduğum yerde kollarımı göğsümde toplamış bir halde Berrin'e bakıyordum. Seyit Ali'nin onu gruptan atmasıyla şoka girmişti fakat bunun böyle olacağını eşek gibi biliyordu. Bilmeliydi de. Kimse ihanet ettiği bir yerde daha fazla barınamazdı. ''Bana bunu yapmaya hakkınız yok!'' dedi Berrin kendini savunmaya devam ederken. ''Sen resmen daha doğrusu siz resmen şu kaşar için beni harcıyorsunuz!''

Kendimi sanki sessize almıştım yoksa şimdiye onun kırılmadık bir yanı kalmamıştı.

Seyit Ali sertçe soluk alıp verdiğinde onun da sabrının tükenme noktasına adım adım gittiğini anlıyordum. ''Berrin,'' dedi kurşun gibi bir sesle. ''Bize bir yanlış yaptın, biz de seni sildik. Bu kadar net! Yaptıklarının ne bir özrü var ne de affı. Bir de hâlâ üste çıkmaya çalışıyorsun. Sinirlerimi oynatmadan def ol git!''

Berrin gülerek geri çekildiğinde Seyit Ali'yle olan göz temasını kesmeden, ''Yanlış yapıyorsun Ali,'' dedi. ''Bu kıza bu kadar çabuk güvenerek onca zamandır yanında olan bana yanlış yapıyorsun.''

''Senden mi öğreneceğim lan ben doğruyu?'' diye bağırdı Seyit Ali, sabrını süratle tüketirken. ''Ayrıca güven meselesine sakın girme. Birine güvenmem on dakikamı alır, birinden bıçak yemem yıllarımı ve ben o, on dakikayı kimseye yedirmem anladın mı beni?!''

Berrin giderek ekşiyen suratıyla gözlerini üzerimden çekmezken bu sefer konuşan ben oldum fakat onun kadar delirmemiştim aksine onu delirtecek kadar sakindim. ''İstersen daha fazla konuşarak kendini rezil etme. Bu adamlar sen kızsın diye sana elini kaldırmıyor ki kaldırsalar karşılarında ilk ben dururum ama senin karşında ben durursam yemin ederim seni mahvederim. Blöf falan yapmıyorum! Sakın daha fazla kaşınmaya kalkma!''

NOTANIN ERVAHI (Kitap oldu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin