47.Bölüm: ''Sessizliğin Ardındaki Çığlık''

77.8K 7.1K 22.3K
                                    

Emre Aydın & Model - Bir Pazar Kahvaltısı

Barış Manço - Gülpembe

Merhabalar, umarım iyisinizdir. Uzun bir bölümle geldim umarım severek okursunuz. Oldubittiye getirmeden, sindirerek okursak sevinirim. Keyifli okumalar. ^^

47.Bölüm: ''Sessizliğin Ardındaki Çığlık''

Bölüm: ''Sessizliğin Ardındaki Çığlık''

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sessizlik ileride kopacak fırtına için kendini saklayan bir silahtır

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Sessizlik ileride kopacak fırtına için kendini saklayan bir silahtır. Öldürmez ama ruhu yaralamadan da sağ bırakmaz.

Kendimi kapana kısılmış değil de olmak istemediğim bir yerdeymişim gibi hissediyordum ki öyleydim de. Seyit Ali karşımda duruyordu ve ona bakarken hissetmem gereken duygunun adını koymak güçtü çünkü şu an hoşuma gitmeyen bir durumun içine düşmüştüm lâkin tavrım sert olmayacaktı. Buradan şimdi çıkıp gidecektim.

Derin bir nefes alarak kafamı öne eğdim ve yüzüme samimi bir tebessüm yakıştırarak kafamı kaldırıp ilerledim. Mekânın duvarlarına çarpıp da kulağımıza dolan ses topuklarımdan yükseliyordu, kalbe sıra gelmemişti. Elbisemi rahat bıraktığımda Seyit Ali'nin bedenimde olan bakışlarını zerre kadar umursamadan yürüdüğümde, ''Komiksin,'' diye konuştum. Sesim sert değildi ama his barındırmıyordu.

Yanından geçeceğim vakit önümü keserek gözlerimin içine baktığında beni olduğum yere sabitledi. ''Gül o zaman,'' dedi.

Güldüm ama çok sevimsizdim, güldüm çünkü öfkeye gitmek istemeyen yanımı kendime çekiyordum.

Bakışları ifadesizdi ve oldukça ciddi duruyordu. Kaşlarımı bir anda çattığımda gülümsememi usulca yok ederek, ''Çekil önümden,'' dedim. Sesim sakindi ve böyle sürmesi için uğraşacaktım. Aksine koşmak istemiyordum.

''Bu gece buradayız,'' diye tekrarladı az evvel ki cümlesini. Gözlerinin bebeği dahi titremiyordu. ''Konuşana kadar beraberiz.''

Hızla elbisemi kavradım ve yırtmacımdan öne çıkan bacağımı hareket ettirdiğim gibi kaşlarımı kaldırıp, ''Sen kafayı yemişsin,'' dedim. Bir adım daha attığımda bu kez kolumu kavradı ve beni durdurdu. Gözlerim önce kolumu saran parmaklarına sonra da gözlerine kaydı. Tavrı sert değildi ama sanki böyle olmazsa başka bir ihtimalimiz kalmayacakmış gibi bakıyordu. Onu bildiğimden beni bilerek incitmeyeceğini hesaba katıyordum fakat belki de o günden bu yana ilk kez daha çok kendini düşünür olmuştu, sadece konuşabilmek için. Kolumdaki parmakları bile baskı yapmazken, ''Tek bir cümle bile konuşmadan gitmeyeceğiz,'' dedi.

NOTANIN ERVAHI (Kitap oldu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin