17.Bölüm: ''Kırık Kalpler Mahzeni''

114K 9.7K 22.5K
                                    

London Grammar - Oh Woman Oh Man

İlyas Yalçıntaş - Bu Nasıl Veda

Merhabalar. Size bol Seyit Ali ve Leyla Neva temalı bir bölüm getirdim. Yazarken bir gergin bir duygusaldım diyebilirim bakalım siz okurken nasıl hissedeceksiniz.

Oy ve yorumlarınızı da eksik etmeyin lütfen. Minicik bir yıldızı parlatmak ve birkaç şey yazmak zor olmamalı diye düşünüyorum. Bekliyor olacağım. Keyifli okumalar. ^^

Afişleri için teşekkür ederim; mitolojikbiri

17.Bölüm: ''Kırık Kalpler Mahzeni''

Bölüm: ''Kırık Kalpler Mahzeni''

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bir yolun ortasındaydım. Etrafımda terk edilmiş binalar, savrulmuş yapraklar ve çaresiz kimseler vardı. Kimsen yoksa zaten çaresizdin ve bu bendim. Saçlarım savruluyordu rüzgârdan ama önümü görüyordum. Neyi gördüğümü de biliyordum. İki ayrı yol vardı karşımda. Birinde ışıklar yoktu diğerinde şimşekler çakıyordu. Sonuç olarak her türlü bir karanlığa hapsolacaktım. Ama şimşekler ara sıra etrafa ışık saçıyordu ve benim görebilmem, bu yolda ilerleyebilmem için bu kadarına ihtiyacım vardı. Çünkü o yolda Seyit Ali vardı.

Kabul etmiştim.

Onlarla gidiyordum.

Bunu neden yaptığımı sorgularsam pişmanlık duyar ve kendime kızardım ama sormadım. Sorgulamadım. Düşünmeden kabul ettim ve nereye gittiğimi bilmediğim bir yolun üzerindeydim.

Teoman şoför koltuğunda gergin bir halde arabayı kullanırken Cihangir de onun yanında oturuyordu. Ben de arka koltuktaydım. Emre ise acil bir işi çıktığı için gitmek zorunda kalmıştı fakat o da benimle gelecekti ama buna mecbur da sayılmazdı. Teoman derin bir nefes alarak sırtını koltuğa yaslayarak gözleriyle yolu takip etti. ''Ulan bu ırzını siktiğimin Ander'i ne ara döndü Rusya'dan?''

Kaşlarımı çattım ve tamamen ona dikkat kesildim.

Kimdi bu Ander ve neden bu kadar sorun oluşturmuştu merak ediyordum.

Cihangir sert bir ses tonuyla söylendi. ''Ne bileyim lan ben.'' Elini camın kenarından indirdi. ''Hadi bu pezevenk gelmiş. Sen bizim salağa ne diyeceksin?'' Seyit Ali'yi kast ediyordu. ''En son geberiyordu, it.''

Ne?

Kendimi tutamadım ve sordum. ''Gebermek?''

Teoman cevapladı. ''Nalları dikmek oluyor, Leylacığım.''

Hızla gözlerimi devirdim. ''Onu biliyorum herhalde. Kim bu Ander? Seyit Ali ile sorunu ne ve biz şu an nereye gidiyoruz?''

Teoman, ''Bizimle gelmeyi kabul ettin ve sorular bitti,'' dedi çabucak. ''Gerisini gidince görürsün.'' Ardından dikiz aynasına bakıp mırıldandı. ''Tabii seni oraya götürdüğümüz için beyimizden ana avrat tokat yemezsek.''

NOTANIN ERVAHI (Kitap oldu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin