32.Bölüm: ''Bileklere Düşmüş Dudaklar''

107K 8.4K 27.5K
                                    

Boy Epic - Scars

Sagopa Kajmer - Baytar

Merhabalar. Geldik sonunda. Uzunca ve dolu dolu bir bölüm oldu. Oy verip bol bol yorum bırakmayı ihmal etmeyin lütfen. Keyifli okumalar. <3

32.Bölüm: ''Bileklere Düşmüş Dudaklar''

Hayallerim benim mirasımdı fakat onu benden çalmak istiyorlar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hayallerim benim mirasımdı fakat onu benden çalmak istiyorlar.

Ozan ve Berrin zihnimdeki, ruhumdaki, ellerimdeki mücevheri çalmaya çalışan bir hırsızdı ve beni hiç ummadığım bir anda kafeslemişler, gafil avlamışlardı lâkin bilmedikleri bir şey var ise o da; bu döngüdeki yerimin kurban taraf olmamasıydı. Avlanmıştım ama kurban edilmeyecektim. Hırsızlardı ama yakalanacaklardı. Kafesin içinde özgürlüğü tadarak büyümüştüm ben, hayallerimi çaldırmak için değil yaşamak için vardım.

Yaşayacaktım.

Bileklerimi zehirli bir sarmaşık gibi saran kalın ipleri umursamadan Berrin'e burnumdan soluyarak baktım. Gözlerindeki o itici ve keskin bakışlar beni burada zapt etmeye yeterli bir sebep değildi. Gerçekten onu tokat manyağı yaparak mahvetmek istiyordum. Onu iyice benzetmek ve bu laflarının altını doldurmak istiyordum ama şu an için imkânsız görünüyordu. Berrin'in tiksinç gülüşü gözlerimin her zerresine yayıldığında, ''Bu gece buradasın,'' diye ekledi az evvel ki tehditlerinin ucuna. ''Biraz uyu, nasılsa yarın bol bol vakit geçireceğiz seninle.'' Kıkırdadı. Geberesice! ''Ama sen şimdi ağlamaktan uyuyamazsın da.'' Ellerini saçlarıma götürdüğünde kendimi hızla geri çektim. ''Kıyamam ki sana.''

O kadar öfkeliydim ki; ayaklarımı vurduğum anda yerin yarılacağını bilsem topuklarımı kanatır yine de yarardım yeri, sonra da içine bu zavallıyı atar kapatırdım hesabımı.

Berrin kendini geri çekerek Ozan'a baktı. Ozan'a bakmak bile istemiyordum, bakmamıştım bile. ''Bu gece bir şey olmayacak,'' dedi dik bir sesle. ''Sabah başlarız.''

Ozan bir şey söylemedi.

Berrin de geri çekilerek uzaktan bana baktı ve güldü. ''İyi geceler külkedisi, çok ağlama sakın gözyaşlarını sabaha sakla.''

İşittiğim son sözler bu oldu ve kapı sertçe yüzüme kapatılırken ben bu parmaklığı olmayan hücrede bir başıma kalakaldım. Gözlerimi sıkıca yumdum ve derin bir nefes alıp bekledim. Ağlamak, ağlayamamak, deli gibi tepinmek, bağırmak ya da öfke krizlerine girmek... Şu an hepsini yapabilirdim ve bunları yapmak benim durumumdaki her insanın istemeden de olsa başvuracağı ilk şeydi ama bir faydasının olmayacağını biliyordum. Fakat öylesine çaresizdim ki; gözyaşlarıma sığınsam beni o damlalarla boğdukları için kızamam, o damlalarla yüzmeme sebep olacakları için minnet duyardım. Ruh halimin özeti tam olarak buydu.

Saatler sonra...

Sağır olsaydım müziğin nasıl bir şey olduğundan bihaber olacak, insanları bu kadar mutlu eden ve onları dans ettiren güzelliğin ne olduğunu bilmeyecektim. Hayallerim olmasaydı yaşamdan zevk alamayacak ve uğruna mücadele etmemi sağlayacak hiçbir şeyim olmayacaktı. Ben mücadele veriyordum. Saatlerdir susarak ve kendimi dinleyerek tek kişilik bir savaşı yaşıyordum. Kazanan da bendim, kaybeden de.

NOTANIN ERVAHI (Kitap oldu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin