50.Bölüm: ''Yaralar ve Yarınlar''

66.9K 7.6K 15.2K
                                    

Sertab Erener - Bir Çaresi Bulunur

Mor ve Ötesi - Küçük Sevgilim

Merhabalar. Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Biz iyi olmak ve etmek için geldik.

Bölüme geçmeden evvel 2015 yılından beridir burada aktif bir şekilde hikayelerimi sizlerle buluşturan ben ilk kez bir hikayemin bölümüne sınır koyuyorum. Bu bölüm 5 bin oydan fazlasını aldığında gelecek bölümü sizlerle buluşturacağım. Çok içime sinen bir durum değil itiraf etmek gerekirse ama Mbs'nin finalini yazarken 2 gün içerisinde bu bölümü çıkarmanın karşılığını azıcık görmek isterim. 5 bin oy sizin için çerez. :)

Yorum yapmayı da ihmal etmeyelim tabii. Keyifli okumalar.

Bu arada 50.bölümdeyiz farkında mısınız? 50 ne kardeşim yeniyor mu? İmdat!

50. Bölüm: ''Yaralar ve Yarınlar''

Gecenin içinde geceye daha yakın bir yerdeydik

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Gecenin içinde geceye daha yakın bir yerdeydik. Karanlığın altında.

Kan akışı, nabız, kalp atışı ve soluk sesleri... Hem çok yakından hissediyor hem de o kadar uzağımda kalıyordu ki ona yetişmek için peşinden gitmek zorunda kalıyordum. Kalacaktım. Bedenim bir taşın altında ezilmiş gibiydi ve şu an hissettiğim tek acının bu olduğunu biliyordum fakat bedenimi saran şey bir taş yığını değil başka bir bedendi.

Tıpkı koruma kalkanı gibi,

Ve bu bedenin sahibi Seyit Ali'ydi.

Kurumuş, toz yutmuş ve damağı tahriş olmuş ağzımı araladığımda gözlerimin gördüğü ilk şey Seyit Ali'nin titreyen elleri ve kollarıydı. Kalabalıktık ama bir tek onu duyuyor ve hissediyordum. Sanırım diğerlerini de görebilmem için önce kendimi görmem gerekiyordu. ''Neva,'' diye bir fısıltı dokundu kulağıma. Seyit Ali'nin sesiydi. Kolunu sırtımdan kaldırmazken yüzümün üzerine dağılmış saçlarıma dokunarak gözlerimi açtı. ''Neva.'' Sesi de titriyordu. Kafasını diğer tarafa çevirdi ve kuvvetle öksürdü. ''Hay sikeyim böyle işin ecdadını...'' Birkaç kez daha öksürdü.

Vücudumun tümü yerle bütünleşmişti. İçerisi çok karanlık olduğundan gördüğüm şeylerin bile ne olduğundan emin olamıyordum. Toz tüm odayı tesiri altına aldığında saniyeler önce gerçekleşen olaydan ilk uyananlardık fakat sesimize başkaları da karışmaya başladı. Öksürük sesleri ve yardım iniltileri... Bunlar bizimkilerdi.

Seyit Ali beni güvene alırcasına kolunu sırtımdan çektiğinde Cihangir'i duydum. ''Burçin,'' dedi ilk. Taş parçaları ve kırık camların arasında bilakis üzerindeydik. ''Burçin iyi misin?'' Onları göremiyordum ama duyuyordum.

Ayağa kalkmaya çalıştığımda bunun kolayca mümkün olmadığını anlamam dizlerimdeki cam kırıkları ve o kırıkların akıttığı kandan kaynaklıydı.

NOTANIN ERVAHI (Kitap oldu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin