41.Bölüm: "Kalbi Donmuş Gözler"

68.4K 7.7K 24.7K
                                    

Yüzyüzeyken Konuşuruz - Ölsem Yeridir

Model - Levlâ Vazgeçti

Bir önceki bölüme bıraktığınız oy ve yorumlar için çok teşekkür ederim, artarak devam etmesi dileğiyle keyifli okumalar herkese. ^^

41.Bölüm: "Kalbi Donmuş Gözler"

Adım atacak gücüm yok ama bir koşsam hiç durmayacak gibiyim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Adım atacak gücüm yok ama bir koşsam hiç durmayacak gibiyim.

Saatlerdir kulüpteydim. Hiç durmadan önümdeki kum torbasını yumrukluyor ve ağırlık kaldırıyordum. Aslında spor ya da daha doğru tabiri dövüş hep içimde var olan bir şeydi ama bunu bastırdığım için yoğunlaşamamıştım. Şimdi vaktim vardı yoktu ama vardı. Dağıtmam gerektiğine inandığım bir kafam ve yarım kalmış bir eğitimim. Seviyordum da, sadece kendimle savaştığım bir arenadaymışım gibi.

Tok ve sıralı nefes seslerimle önümdeki kırmızı torbayı yumruklarken atkuyruğu saçlarıma kısa gelenler alnıma yapışmış ve sert karnımdaki ter de inip kalkan göğsümle yarışır hale gelmişti. Ağzımdan çıkardığım kısık sesler ve kararmış bakışlarımla zihnimi meşgul eden her şeyden uzaklaşıyordum, bir nevi kaçıyordum. Az sonra yumruklarımı torbadan çekip bandajı mahvolmuş ellerime baktığımda kurumuş damağımı yutkunarak ıslattım fakat o sırada Bedir karşımda durdu ve sağ elindeki su şişesini bana fırlattı. ''Yakala.''

Hızla su şişesini yakaladıktan sonra, ''Sağ ol,'' dedim ve kapağını açıp birkaç yudum aldım.

Bedir gülerek yanıma geldiğinde, ''Hafta sonu gelirsin sanmıştım,'' dedi. Nefes nefese şişeyi dudaklarımdan çektikten sonra bir müddet kendime izin verip omzumu silktim. ''Dersim öğleden sonra vaktim varken biraz çalışmak istedim.''

''Kapımız her zaman açık biliyorsun,'' dediğinde gülümseyerek ona kısa bir bakış attım. ''Biliyorum.''

Bedir gözlerini benden çekip kum torbasına odakladığında sağ elini yumruk yapıp usulca dokundu. O da buradaydı. Daha doğrusu babasıyla beraber bu kulübü idare ediyordu lâkin şöyle bir durumu vardı. Bedir doğuştan amputeydi. Yani sol kolunun yarısı, dirsekten aşağısı yoktu. Hiçbir zaman onun pes ettiğine ya da elinde olmayan bu eksikliğine rağmen buradakilerden geri kaldığını görmemiştim. Şartlar farklı olsa da bazen aynı mücadeleyi görüyordum onda. Çok iyi bir örnekti benim için.

''Nasıl gidiyor okul?'' diye sordu konuşmak için konuşur gibi. İri kahverengi gözlerine bakıp, ''Güzel,'' demekle yetindim. Elini kum torbasından çekip hafif kıvırcık saçlarına götürdü ve gülerek bandajı çürümüş ellerime baktı. ''Ha sen burada elini gözünü morart sonra da git keman çal. Türünün tek örneği misin sen?''

Ellerimi kaldırıp ona gösterdim. ''Elimden gelen her şeyi yapmak bu oluyor galiba.''

Güldü. ''Eminim, tek örneğisin.''

NOTANIN ERVAHI (Kitap oldu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin