Zayn & Sia - Dusk Till Dawn
Eden - Wake Up
Merhabalar. Sonunda gelebildik. Bir önceki bölüme verdiğiniz oylar için teşekkür ederim, demek ki birilerinin vurulması gerekiyormuş. Aynı aktifliği hatta daha fazlasını bu bölüm de gösterirseniz acayip sevinirim. Siz güldürün bari. :/ Neyse neyse bölüme geçelim hadi. Keyifli okumalar. ^^
28.Bölüm: ''Kılıçlar Ve Kesikler''
Bir yangının içinde ateşi harlayan kıvılcımlardık. Başlattıkları yangını, kimseyi sağ bırakmadan yakacaktık. Bir yangının içinde sönmüş su damlalarıydık. Başlattıkları savaşı kazanmak için vardık.
Teoman için bunu yapacaktık.
Ortada bir durum vardı. Yarışlar, kavgalar ve silahlar. Ortada bir durum vardı. Sesler, yaralar ve kesikler. Ortada bir durum vardı. Teoman. Bu durumun adı yalnızca Teoman'dı. Her şey bir anda durduğunda kalbim göğsüme yapışmış bir halde ona baktım. Yerdeydi. Kararmış gökyüzünün altında kararmak için yatıyordu. Karanlık olmak için ışıktan uzaklaşıyordu. Nefes sesleri, insanlar ve adımları. Silah sesleri, insanlar ve vicdansızlıkları. Hepsi aynı sonuca çıkıyordu. Hepsi Teoman'ı anlatıyordu. Bizi anlatıyordu.
Herkes sustuğunda Cengiz ve arkadaşları birkaç adım geriledi. Seyit Ali, Cihangir, Timur ve Semih ise öylece kalakaldı. Tıpkı benim gibi. Ellerim titremeye başladığında korkuyla dolan gözlerimin içinde acı da filizlendi. Teoman yerdeydi. Bacaklarını hareket ettirmeye başladığında ilk hamle hızla Seyit Ali'den geldi. Ardından Cihangir ve Timur... Seyit Ali dehşet verici bir aceleyle Teoman'ın vurulan yerine baktığında hâlâ titrediğimin farkında değildim. ''Lan!'' diye bağırdı Seyit Ali sabırsızca. ''Teoman. Teoman bir şey söyle! Teoman konuş lan benimle!''
Etrafımda neler olup bittiğini bilmiyordum çünkü herkes susmuştu. Herkes bir filmin en heyecanlı sahnesini izliyormuşçasına nefesini tutarak buraya bakıyordu. Cihangir elleriyle Teoman'ın yüzünü kavradığında yanaklarına vurdu. ''Bak lan bana! Bana bak oğlum bana.''
Teoman ellerini ağır ağır karnına götürdüğünde Seyit Ali dizlerini geri çekerek hızla yarasına dokundu ve elleri onun kanından çaldı. ''Siktir!'' diye hırladı öfkeyle. Timur ise beklemeden derhal üzerindeki tişörtü çıkardı ve eğilerek çıkardığı tişörtünü özensizce buruşturup Teoman'ın yarasına bastırdı. ''Tut abi şunu tut!'' dedi Timur saniyeler içinde konuşurken. ''Bastır lan bastır!''
Seyit Ali ve Timur bir şekilde kanayan yarasına müdahale etmeye çalıştıklarında Cihangir dilimi ısırmama sebebiyet verecek bir öfkeyle ayaklanarak Cengiz'in yakasından tuttu. ''Orospu çocuğu!'' diye bağırdı. ''Orospu çocukları!'' Hareketlendim ve silahın kimde olduğunu görmeye çalıştım. Onu gördüm. Cengiz'in arkasında duruyordu. Silah elindeydi ve yüzündeki karanlık dövmelerle Teoman'a bakıyordu. Cihangir de benim gördüğümü gördü ve ellerini Cengiz'den ayırıp koşar adımlarla ayağının tabanını silahı ateşleyen çocuğun tam karnına geçirdi. Silah yere düştü. Cihangir ise tek bir saniye kaybetmeden çocuğu yere düşürdüğü gibi üzerine çıkıp yumruklamaya başladı. ''Sikeceğim belanı! Eğer ki kardeşime bir bok olsun, yemin ederim seni öldüreceğim.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NOTANIN ERVAHI (Kitap oldu)
Teen Fiction''Şeytanın bileklerinde saklıdır belki de insanlığın rehberi zira böylesine bir insanlık yalnızca ondan öğrenilmiş kadar kötü olabilirdi.'' Her şeye rağmen yaşamaya devam etti çünkü yaşaması gerekti. İdealleri uğruna, hiçe sayılmış ruhu uğruna ve yı...