Fleurie - Hurricane
Christina Aguilera - Hurt
Merhabalar. Oylarımızı vermeden bölüme geçmeyelim ve bolca yorum yapalım olur mu? Keyifli okumalar. ^^
30.Bölüm: ''Depremin Altında Kalanlar''
Bir tarlaya sadakat yeminleri ektiren de, o tarlayı çorak bir toprağa çeviren de çoğu zaman aynı kişidir. Güven ve hayal kırıklığı tek bir bedenin içinde farklı dallara ayrılmış olsa da kökü bir noktaya aittir. Köküne indiğini sandığınız insanın aslında sadece tepesinden bakarsınız, farkında olmazsınız. Bu tıpkı ekilen sadakat tohumlarının size verimli meyveler vereceğini sandığınız gibidir. Yanılırsınız.
2 yıl önce.
O gece neredeyse tüm ekip oradaydı. Her zamanki mekânlarında bir araya gelmişler ve çok da büyük olmayan bir motor yarışına katılmışlardı. Aslında sadece Seyit Ali ve Cihangir katıldı demek daha olurdu. Yarışmayı kazanan Seyit Ali olmuştu ve hep birlikte tenekenin içinde yanan ateşi izliyorlardı. Büyük sayılmayacak bir çemberi bedenleriyle oluşturmuşlardı. Ander, bir sigara yakıp paketi Seyit Ali'ye uzattı ve Seyit Ali, içinden bir dal alıp dudaklarının arasına yerleştirdi. Sigara yanınca gözlerini kısarak zehri içine soludu ve paketi Ander'e geri verdi. Seyit Ali... Durgun bir şekilde ateşi izliyordu. Yarışı kazanmıştı ama hiçbir şey ona tat vermiyordu. Eksiklikler ve hayatında oturtamadığı çok şey vardı. İki yıl evvel babasını toprağa gömüp, annesinin de kapalı kapılar ardında yaşamaya başlamasıyla hayatındaki bu boşluklar giderek büyümeye başlamıştı. Şimdi ise o boşlukları kendine hiç boş vakit ayırmadan kapatmaya çalışıyordu. Belki böylesi onun için daha kolaydı ve aklına getirmiyordu... Hayır... Aklından bir an olsun çıkmıyordu.
Ander, Seyit Ali'nin yüzüne bakıp bekledi. O, Seyit Ali'yi en iyi tanıyan kişiydi ve ne olduğunu hemen anlardı. Tek bir bakışıyla birine karşı tutumunu ve hissini yakalardı. Çok küçüklükten beridir arkadaş olduklarındandı aslında. Her şey Ander'in babasının Rusya'dan kalkıp Türkiye'ye gelmesi ve Seyit Ali'nin babasıyla büyük bir iş ortaklığı yapmasıyla başlamıştı. İkisinin de babası evlatlarına karşı farklı kafa yapılarındaydı. Ander'in babası oldukça baskındı, oğlunun Ekonomi okumasını istemişti ve Ander de Ekonomi okuyordu lâkin hâlâ bitirmiş sayılmazdı. Fakat hiçbir zaman okumak istediği şey bu değildi. Seyit Ali'nin babası ise çok anlayışlıydı. Oğlunu daima kendi isteklerine göre değil, onun ilgi alanlarına yönlendiren bir adam olmuştu. Bu yüzden elinden geldiğince her şekilde onun yanında olmaya çalışmıştı. Elbette ki her ebeveyn evladı için en iyisini isterdi ve babası da oğlunun iyi bir avukat olmasını istemişti ama bunu sadece dile getirmekle yetindi zira Seyit Ali müzik yapacaktı ve öyle de oldu. Konservatuvar birinci sınıf öğrencisiydi ama belirtilen hisler gibi hiçbir şey için hevesi yoktu. Bitmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NOTANIN ERVAHI (Kitap oldu)
Teen Fiction''Şeytanın bileklerinde saklıdır belki de insanlığın rehberi zira böylesine bir insanlık yalnızca ondan öğrenilmiş kadar kötü olabilirdi.'' Her şeye rağmen yaşamaya devam etti çünkü yaşaması gerekti. İdealleri uğruna, hiçe sayılmış ruhu uğruna ve yı...