Jaehyun tuttuğu kahve bardağını bırakıp Taeyong'un eline yöneldi. Karşısındakinin kemikli ellerini tuttuğunda Taeyong'la ilişkilerinin arkadaştan daha öte olacağını hissetmişti. Baş parmağı ile Taeyong'un elinin üstündeki yarayı okşamıştı.
"Acımıyor mu?"
"Hayır, çok zaman geçti üstünden."
Jaehyun hala Taeyong'un elini tutuyordu, bırakmak istemiyordu. Bırakırsa sanki onu kaybedecekmiş gibi hissediyordu.
"Kalkalım mı burdan?"
"Olur."
Ellerine karton kahve bardaklarını alıp kafeden çıkmışlardı. Arabaya bindiklerinde ise Jaehyun gene ilk konuşan olmuştu.
"Sahilleri sever misin?"
"Bayılırım, kendimi huzurlu hissettiğim birinci yer."
İkincisi ise Jaehyun'un yanıydı ama bunu şimdilik sadece Taeyong bilse daha iyi olurdu. Resmen tanımadığı birine aşık olmayı başarmıştı kendine kızsa bile biliyordu Jaehyun farklıydı. Daha önce hiç hissetmediği duyguları hissediyordu şu an.
"İkincisi peki, ikincisi neresi?"
"O şimdilik bir sır!"
Taeyong küçük bir çocuk gibi kızma taklidi yapmıştı. Birbirlerine alışmışlardı artık Taeyong'da çekinmeden sohbet edebiliyordu.
Jaehyun gülmeye başlamıştı, onu görünce Taeyong'da gülmeye başlamıştı.
"O zaman o sırrı sonrasında öğrenebilir miyim?"
"Hmm bunu düşünmeliyim."
Gülücükleri arabanın her yerini sarmıştı.
Saat 22:00'ydi Jaehyun ikisini bir sahile getirmişti. Taeyong denize biraz daha yaklaşıp havayı içine çekmişti.
"Çok güzel burası!" heyecanla konuşmuştu.
Jaehyun'un elleri siyah kabanının ceplerindeydi arabanın kaputuna yaslanmış Taeyong'u izliyordu. O da Taeyong gibi duygularının farkına varmıştı. Bu kadar kısa sürede sanki birbirlerini hep tanıyorlarmış gibiydiler. İkiside çok güzellerdi yapboz parçası gibi birbirlerini tamamlıyorlardı ve onlar da bunun farkına varmıştı. Sadece birbirlerine çaktırmıyorlardı.
"Beğendiysen hep geliriz." dedi Jaehyun.
"Gelelim o zaman!" Taeyong ise ortamın ona verdiği mutluluktan dolayı heyecanlı ve sürekli gülerek konuşuyordu.
Jaehyun yaslandığı kaputtan çekilip Taeyong'un yanına gelmişti. Bu sefer iki elini de tutmuştu, yüzyüze oldukları bir konumdaydılar. Jaehyun Taeyong'un yüzüne iyice yaklaşıyordu, aralarında biraz boy farkı vardı bu Jaehyun'un çok hoşuna gitmişti.
Taeyong'da Jaehyun'un yüzüne yaklaşıyordu ama biraz endişeliydi. Bu tarz şeylere hiç alışık değildi. Tabii lisenin başında birkaç tane sevgilisi olmuştu ama Jaehyun'a hissettiklerinin yanında o yaşadığı şeylere sevgililik bile denemezdi. Gözlerini sıkı sıkı kapamıştı Taeyong ve Jaehyun sonunda karşısındakinin dudaklarına ulaşabilmişti. Bu küçük öpücüğe Taeyong'da karşılık vermişti. Elleri hala birbirlerine kenetliydi.
Dudakları birbirlerinden ayrılmıştı. Jaehyun Taeyong'u incitmek istemiyordu sadece duygularının anlaşılması için yapmıştı bunu.
Taeyong sıkı sıkı kapadığı gözlerini açtığında ona gülerek bakan bir Jaehyun duruyordu karşısında. Boy farklarından dolayı başını biraz kaldırması gerekiyordu. O sırada ellerine baktı hiç bırakmak istemiyordu hep o sıcak eller ellerini sarsın istemişti.
"Dudakların Taeyong..onlar benim için yaratılmış."
sabah uyanır uyanmaz yazdım bölümü nasıl oldu bilmiyorum ama öbüşme yazdım znkxnxlsmsz
umarım bölümü beğenmişsinizdir
sizi seviyorum
<3oy verirseniz çok mutlu olurumm
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Flawless| • Jaeyong
Фанфик"Dudakların Taeyong.. onlar benim için yaratılmış." İstenmeyen çocuk olarak büyümüştü Taeyong. Hayatta kalması için genç yaşına rağmen çalışmak zorundaydı. Eve gitmek için bindiği metroda büyülenerek çizdiği adam aynı günün akşamı ona çarpmak üzerey...