"Dudakların Taeyong.. onlar benim için yaratılmış."
İstenmeyen çocuk olarak büyümüştü Taeyong. Hayatta kalması için genç yaşına rağmen çalışmak zorundaydı. Eve gitmek için bindiği metroda büyülenerek çizdiği adam aynı günün akşamı ona çarpmak üzerey...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Taeyong artık Jaehyun'un yanına kalıcı olarak taşınacağı için eşyalarını almaya gideceklerdi. Jaehyun hazırlanmış kapının önünde Taeyong'u bekliyordu.
"Güzelim hala hazır değil misin?"
"Yardımına ihtiyacım var."
Jaehyun hızlıca sevgilisinin yanına gitmişti birden gördüğü Taeyong'un çıplak üstüyle şaşırmış ama bozuntuya vermemeye çalışmıştı. Taeyong'un küçük kıkırtılarıyla ona "ne var?"dercesine bakmıştı.
"Hastanede görmedin mi yeterince zaten, ne bu utanmış suratının hali?"
"Sen onu hatırlıyor musun?"
"Bi zahmet hatırlayayım."
Yatağın üstünde oturmuş olan Taeyong daha fazla sevgilisinin utanışını izlemeye dayanamayıp tişörtünü giyebilmesi için yardım istemişti. Gerçekten kollarını kaldıracak hali yoktu.
Jaehyun siyah tişörtü nazikçe sevgilisine giydirmişti. Taeyong'un yavaş adımlarına ayak uydurmaya çalışıyordu sadece on adım atmalarına rağmen Tae nefes nefese kalmıştı. Biraz durup tekrar yürümeye devam ediyorlardı Jae sevgilisini böyle gördükçe daha kötü oluyordu bir nevi Taeyong'un bu hale gelmesi onun yüzündendi. Bir anda sevgilisinin önüne eğilip konuşmuştu.
"Sırtıma çık."
Taeyong bu teklifi reddedemezdi. Sevgilisinin sırtına çıkıp kollarını boynunda birleştirmişti.
"Hey boynumu öyle sıkarsan nefes alamam."
"Üzgünüm, üzgünüm." kahkaları sohbetlerine hep eşlik ediyordu.
...
Taeyong uzun süredir buraya gelmemişti içinde garip bir stres vardı sadece apartmana bakıyordu içeriye girmeye bir türlü cesaret edememişti. Arkasından gelip elini tutan sevgilisine karşılık ellerini daha sıkılaştırmıştı.
"Sizi tekrar sırtıma almamı ister misiniz beyefendi?"
"Hayır bebeğim yeterince yordum zaten seni."
"Kendini kötü hissedersen söyle ama."
"Tamam birtanem."
Bir bir merdivenleri çıkıyorlardı normalde koşarak çıktığı bu merdivenleri şu an böyle çıkıyor olmak biraz üzmüştü Taeyong'u.
Eve girdiklerinde kimse yoktu Tae rahatlamıştı. Jaehyun'a içeri girebileceğini söylemişti.
Odasına girdiklerinde Taeyong bir daha buraya girmeyeceği için hüzünlenmişti. Her şeyi burda yaşamıştı ve şu an eşyalarını topluyordu.
Kıyafetlerini ve onun için önemli olan birkaç eşyayı alıyordu. Gerçekten çok fazla kıyafeti vardı kazandığı paranın sadece %5lik kısmı yemeklere gidiyordu geri kalanını okuluna ve kıyafetlere harcıyordu.
"Biraz fazla kıyafetin yok mu sence de?"
"Az bile."
Taeyong bir alışveriş çılgınıydı. Jaehyun'un bunu öğrenmesi iyi olmuştu, yaklaşan doğum günü için aklında hediye fikirleri dönmeye başlamıştı.
*Taeyong'un yanında kıyafeti olmadığı için Doyoung'u hastaneye çağırmışlardı, başta daha önce söylemedikleri için çok kızmıştı ama sonrasında arkadaşına birkaç parça kıyafet getirmişti. Taeyong uyurken Jaehyun'u dışarıya çağırıp Taeyong'un doğum tarihini söylemişti bu yüzden sevgilisnin doğum gününü biliyordu.