"Dudakların Taeyong.. onlar benim için yaratılmış."
İstenmeyen çocuk olarak büyümüştü Taeyong. Hayatta kalması için genç yaşına rağmen çalışmak zorundaydı. Eve gitmek için bindiği metroda büyülenerek çizdiği adam aynı günün akşamı ona çarpmak üzerey...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Doyoung sarı saçlıyı bulma konusunda çok hırslıydı. İki haftadır internetten almadığı şey kalmamıştı aynı orantıda parası da kalmamıştı. Hiç açmaya bile yeltenmediği birkaç paketi eline alıp inceledi, hala iade vakitleri geçmemişti para iaedesi yapıp en azından kaybettiği birkaç kuruşu geri kazanabilirdi.
Odasına ilerledi ve oversize kot ceketini üstüne geçirdi, komidininde duran cüzdanını cebine atıp portmantoya bıraktığı paketleri kucaklamıştı. Kapının önünde topuk kısımları ezilmiş olan siyah vans ayakkabılarını gelişi güzel giyip kapıyı örtmüştü.
Evinden on dakika uzaklıkta küçük bir kargo şubesi vardı, bir anda bu kadar şey iade edeceği için garip sorulara maruz kalabilirdi açıkçası biraz gerilmişti.
Kargo şubesine hızlı adımlarla daha kısa sürede ulaşabilmişti, içerisi kalabalık gözükmüyordu bu yüzden azda olsa rahatlamıştı. Kapıdan adımını attığında bağcığının üstüne basmıştı zaten kucağından önündekileri göremediği için açıldığının farkına varmamıştı bile.
Yere düşen iki paketi alıp içinden kendine kızmıştı. Çok fazla kişi olmasa bile insanların içinde bu tarz durumlar yaşamak onu epey utandırıyor ve geriyordu.
Eğildiği yerden kalkıp ilerlemişti önündeki orta yaşlı kadının işi bittiğinde paketleri masa denilebilecek yere bırakıp görevli birisini beklemişti.
"Hemen geliyorum efendim." içeriden tanıdık bir ses gelmişti, Doyoung'un kalp atışları hızlandığında kim olduğunu çıkarabilmişti. Jungwoo'yu yani sarı saçlıyı sonunda bulmuştu hem de evinin dibinde!
Doyoung heyecandan kızaran kulaklarının ısısını hissettiğinde buradan yok olmak istemişti. Onu bulmuştu ama ne diyecekti ya yönelimi Doyoung'la aynı değilse, onlarca senaryo kurmuştu kafasında hatta ona seslenen Jungwoo'yu duyamayacak hale gelmişti.
Sarı saçlı olan hafifçe koluna dokunduğunda Doyoung daldığı düşüncelerden kurtulmuştu.
"Merhaba, nasıl yardımcı olabilirim."
"Ş-şey.. iade etmek istiyorum bunları."
"Uygulamadan iade kodlarınızı aldınız mı?"
"Hayır, almam gerektiğini bilmiyordum."
"Telefonunuz yanınızdaysa hemen halledebiliriz."
Doyoung telaşla telefonunu aramaya başlamıştı ama tek bulduğu asla işine yaramayacak olan cüzdanıydı.
"Unutmuşum!"
Jungwoo paketlerin üstünden tarihleri kontrol ederken konuşmuştu.
"Daha iki gün süreniz var isterseniz yarın gelin."
Doyoung içinden geçirmişti "Peki sen yarın burada olacak mısın?" keşke dışından söyleyebilseydi bu cümleyi. Cesaretini bir türlü toplayamıyordu.
"Tamamdır o zaman yarın geleceğim."
Doyoung paketlerini tekrar kucaklayıp çıkmıştı istemeyerek, ayakları geriye gidiyordu, kalbi ona bir şey söylemesi için yalvarıyordu, beyni kötü senaryolar kuruyordu, ağzı açılmıyordu.
Jungwoo karşısında bir türlü toparlanamayan adamın yüzünü epey tanıdık bulmuştu. Biraz daha düşündüğünde hatırlamıştı, izin alan arkadaşının yerine kargoları dağıttığı gündü. Aklına aniden gelen fikirle hızlıca dışarı atmıştı kendini. Etrafa hızlıca baktıktan sonra görmüştü, hiç düşünmeden seslendi.
"Hey sanırım daha önce tanıştık!" sokağın sessizliğiyle bir anda bağırma cesaretini bulmuştu.
Doyoung hiç böyle bir şey beklemiyordu, arkasına dönüp sarılıya yaklaştı.
"Evet bir başkası yerine kargoları ben dağıtıyordum, normalde burda çalışıyorum."
Doyoung onunla konuşmayı, uzun uzun her şeyi sormayı çok istiyordu ama bir türlü sohbet başlatamıyordu. Jungwoo bunu anlamış olacaktı ki konuşmaya başlamıştı.
"Vaktin varsa bir şeyler içmeye ne dersin, buralarda yeniyim pek arkadaşım yok." sesi sona doğru üzgün çıkmıştı, Doyoung ona bir ilgisi olmasa bile bu teklifi kabul ederdi.
"Peki işin ne olacak?"
Jungwoo kolundaki saate bakmıştı.
"Benim bitti zaten işim, sadece beş dakika beni bekleyebilir misin?"
"Saatlerce beklerim seni." demek istemişti ama daha normal bir şekilde onaylayıp beklemeye başlamıştı.
ben bu ficten kopamicam sanırım bari bi farklılık yapıyım dedim eğer beğenirseniz arada dowoo bölümleri yazabilirimm
