Jaehyun biraz sarhoştu ama arabasını kullanıp eve gelebilmişti. Şifreyi girerken siyah rugan ayakkabılarını arkasına basarak çıkarmıştı.
Eve girdiğinde ışıklar kapalıydı, sevgilisinin uyuduğunu düşünerek yatak odalarına girmişti ama orda da yoktu. Odanın içindeki küçük tuvaletin kapısını tıklattı, bir süre bekledi.. ses gelmemişti.
"Taeyong!" seslenmişti çaresizce, onu kaybetmekten korkuyordu.
Hemen ceketinin cebindeki telefonuna ulaşmıştı. Bir süre çaldıktan sonra ses koltuğun üzerindeki telefondan bütün eve yayılmaya başlamıştı, salona yönelmişti adımları.
Jaehyun'un aklı çıkıyordu, Hyeri'nin yaptığı saçmalıktan sanki Taeyong'un haberi varmış gibi hissediyordu.
Tam olarak durduğu yere kendisini bırakmıştı. Sıktığı ceketini kendisinden uzak bir yere fırlatmıştı, bağırıp ağlıyordu. Bugün Jaehyun'u çok yormuştu, hala anlayamadığı duyguları yaşıyordu her şey aklında dönüp duruyordu. En kötüsü ise bir yabancının dudaklarına değmesiydi. Buna nasıl cüret edebilmişti?
Bağırması ve ağlaması artarken kapının olduğu taraftan şifre girilme sesi yükselmişti.
Aralanan kapıdan başına siyah kapüşonlusunu geçirmiş olan Taeyong'u görmüştü.
Taeyong'sa içeri girdiğinde Jaehyun'u yere yığılmışçasına görmeyi beklemiyordu. Sevgilisine yaklaşırken Jae erken davranmış, olduğu yerden kalkıp hızlıca ona yaklaşmıştı. Gittikçe korkarken Jaehyun iki omzundan Taeyong'u tutup sarsmaya başlamıştı.
"Nerdeydin?!" Jaehyun kendinde değildi hiç Taeyong'a bağıracağı aklına gelmezdi.
"M-markete gittim."
"Niye telefonunu almıyorsun?!"
Taeyong'u daha hızlı sarsıp asla umursamadan bağırıyordu.
"Jaehyun zaten iki dakika gidip geldim!" Taeyong'da sinirlenmeye başlamıştı.
"Çok mu zor telefonunu almak?!"
"Unuttum Jaehyun, unuttum!"
"Unutmayacaksın!"
"İğrenç kokuyorsun, bırak beni!"
"Neden bu haldeyim biliyor musun?!"
"Daha fazla konuşmak istemiyorum sabaha beni ne kadar kırdığını bile hatırlamayacaksın."
"Dinle!"
"Dinlemiyorum! Beni korkutma!"
Elindeki poşeti önündeki masaya bırakıp odaya koşmuştu. Kapıyı kilitlemişti ama Jaehyun bu sefer kapıyı yumrukluyordu.
"Aç şu kapıyı!"
"Sen de ona dönüştün işte!"
"Taeyong!"
"Bayılana kadar beni dövdüğü güne geri götürüyorsun şu an beni. Derdin ne!"
Kapıya vurmayı bırakmıştı.
Taeyong uzaklaşan adım seslerini duyabiliyordu, bir süre sonra da kapının hızla çarpılmasını duymuştu.
Her doğum günü aynı geçiyordu, hiç şaşmadan başına bir bela geliyordu. Buna üzülmüyordu, üzüldüğü şey sevgisine inandığı adamın bir gecede canavara dönüşmesiydi.
selammm
iki gün görüşemedik çünkü aşşşşırı yorgundum😕bölüm hiç içime sinmedi ama umarım beğenmişsinizdir
sizi seviyorummmm💗💗
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Flawless| • Jaeyong
Fanfiction"Dudakların Taeyong.. onlar benim için yaratılmış." İstenmeyen çocuk olarak büyümüştü Taeyong. Hayatta kalması için genç yaşına rağmen çalışmak zorundaydı. Eve gitmek için bindiği metroda büyülenerek çizdiği adam aynı günün akşamı ona çarpmak üzerey...