Kelime Sayısı: 1522
"Majesteleri! Majesteleri!" Aniden açılan kapıdan telaşla giren Suzy ile Baekhyun korktu. Karşısındaki küçük kız nefes nefese kalmış bir şekilde dizlerinin üstüne çökmüştü. Baekhyun endişeyle ona ilerledi ve yanına eğildi. "Hey, ne oldu?" Suzy hala düzenleyemediği nefesleriyle konuşmaya çalıştı.
"İmparator... Yemek... Dük... Bu akşam..." Baekhyun bu şekilde onu anlayamayacağını düşünerek ayağa kalktı ve masaya ilerledi. Masanın üzerinde bulunan bir bardak suyu alarak tekrar Suzy'nin yanına geldi. "Bunu iç, öyle konuş." Suzy teşekkür ettikten sonra kaptığı bardağı başına dikti. Baekhyun küçük kıza gülmek istese de kendini sıktı.
Suzy'nin bitirdiği bardağı alarak konuşmasını bekledi. "Öyleyse seni dinliyorum." Suzy olanları anlatmaya başladı. "Yoona unnie ile yanınıza gelirken Dük Jongin ile karşılaştık. Bize dedi ki İmparator sizi bu akşam yemeğinde görmek istiyormuş." Baekhyun'un kaşları istemsizce havaya kalktı. İmparatorun onu çağırma nedenini merak etti.
"Neden böyle nefes nefeseydin o zaman?" Suzy utangaç bir şekilde gülümsedi. "Heyecandan taşı kullanmayı unuttum. Bu yüzden merdivenlerden çıktım." Baekhyun, Suzy'nin merdiven çıktığı hayali aklına gelince dehşete düştü. Katları gezerken merdiven basamaklarını saymıştı. Her katta 20 basamak merdiven vardı. Muhtemelen çok yorulmuştu.
"Yemek saat kaçta olacak." Suzy işaret ve orta parmağını kaldırdı. "Yaklaşık iki saat sonra." Baekhyun hala vaktin olduğunu düşündü. "Hmm, bu kadar telaşlanmana gerek yoktu. Daha zaman var." Suzy'nin gözleri kocaman açıldı. "Majesteleri, zamanımız yok. Yıkanmanız gerek." Baekhyun Suzy'nin söylediklerini sorguladı. "Neden yıkanacakmışım ki?" Geldiği gün yıkanmıştı. Kendini hala temiz hissediyordu.
"Çünkü İmparator ile birlikte yemek yiyeceksiniz." Baekhyun'un surat ifadesi alaycı hale dönüşünce Suzy garipçe ona baktı. "İmparator, benimle birlikte yemek yiyeceği için yıkandı mı?" Suzy'nin ağzı açık bir şekilde kendisine baktığını görünce kıkırdadı. "Şaka yapıyorum." Suzy kısık sesle konuştu. "Şaka yapsanız bile İmparator hakkında konuşmayın. Size zarar gelmesini istemiyorum." Suzy'nin masum sesi ile Baekhyun'un onun başını okşama isteği geldi ve saçlarını karıştırdı. "Bana zarar gelmeyecek."
Ayağa kalktı. "Ee, ne yapıyoruz?" Suzy kendisine verilen emri hatırlayınca telaşlandı. "Yoona unnie sizin küvetinizi hazırlıyor. Bu yüzden oraya gitmeliyiz." Baekhyun başını salladı. "Hadi gidelim." Birlikte odadan çıktılar. Koridorda yürürlerken Baekhyun sordu. "Kaçıncı kata gideceğiz?" Suzy cevap verdi. "9. kata gideceğiz majesteleri." Baekhyun anladığını belirtircesine başını salladı. Birlikte ışınlanma alanına geldiler. Işınlanma bölgesindeki taşların parlaması Baekhyun'un hoşuna gidiyordu. Bu taşlardan odasına da almak istiyordu.
Dokuzuncu kata geldikten sonra Baekhyun baş dönmesinin geçmesini bekledi. Bu ışınlanma işine daha alışamamıştı. Ne zaman alışacağını merak ediyordu. "Bu taraftan majesteleri." Suzy'nin komutuyla onu takip etti. Gördüğü banyo ile ağzı açık kaldı. Önceki yıkandığı yere göre daha iç karartıcı olsa bile küvet ve etrafını saran ışık banyoyu olağanüstü kılıyordu.
"Majesteleri, hadi gelin." Baekhyun küvete o kadar odaklanmıştı ki önündeki Yoona'yı fark etmemişti. Sakin adımlarla ona doğru ilerledi. Yoona onu soymaya başlayınca başta çekinse de ilkine göre daha kontrollü bir davranış sergilemişti. İlk yıkanışında Yoona onu soymak isteyince sanki böcek görmüş gibi kaçmıştı. Bu davranışının Yoona'yı utandırdığını fark edince kendi isteğiyle yaklaşıp kıyafetlerini çıkarmasına izin vermişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benefits Of Being A Nerd
FantasyNOT: Kapaktaki kahverengi saçın hiçbir şekilde konuyla ilgisi yoktur. Kahverengi saçın nedeni; benim başka fotoğraf bulamamış olmamdır. Saygılar... 1. Not: Beyaz saç yapabilirdim ama üşendim. 2. Not: Kahverengi saçın alakası varmış. Baekhyun'un diğe...