Kelime Sayısı: 3311
Neredeyse 5klık bir kelime sayısı varken düzenleyerek azalttım eheheh hatalarım olmuşsa ki özür dilerim.
İyi okumalar dilerim. Ayrıca yarın ve ertesi gün ki sınavlarda başarılar dilerim. Muah muah"Neden ana salona geçmiyoruz?"
Chanyeol Prens William'ı ve Baron Namgil'i davet etti. Misafirlerin çoğunluğu ana salona geçmişti. Çünkü ana salon daha genişti. "Sarayınız gerçekten güzel Chanyeol." Chanyeol küçük bir teşekkür etti. Baekhyun da öyle düşünüyordu. Salon tam anlamıyla parlıyordu."Oh, majesteleri. Amcanızı gördüm. İzninizle ayrılıyorum." Baron izin isteyerek Baekhyun'a dik dik bakan orta yaşlı adamın yanına ilerledi. Haerim de babasını takip etti. "Bir süre burada konaklayacağım Chanyeol. Umarım bu sürede güzel anlaşmalar yapabiliriz." Chanyeol gülümsedi. "Öyle olacağına eminim. Şimdi eğlenmenize bakın lütfen." Prens William ile vedalaştılar.
Chanyeol'ün Barona doğru ilerlemesi Baekhyun'u huzursuz hissettirdi. "Prens William iyi bir adam." Baekhyun Chanyeol'ü onayladı. "Sanırım." Baekhyun karşısındaki adamı daha yakından görünce gözlerinin önünden geçen belli belirsiz kareler onu sinilendirdi. Baron Namgil'in yanındaki adam Arşidük Jiho idi. Ruh Eşi Baekhyun'a eziyet adam. Ruh Eşi'ni her zaman köşelere sıkıştırır, tehdit eder ve ona zarar verirdi.
"Majesteleri Chanyeol, uzun zaman oldu."
Chanyeol gülümsedi. "Öyle. Büyükbabam nerede?" Baekhyun üzerine dikilen bakışlar yüzünden tüylerinin diken diken olduğunu hissediyordu. "Biliyorsun. Kalabalıktan hoşlanmaz. Ama ziyafette burada olacak.""Baekhyun, seni gördüğüme sevindim." Sözleri Baekhyun'a döndü. "Ben de. Nasılsınız Arşidük?" Arşidük Jiho sırıttı. "İyiyim. Ama duyduğuma göre sen iyi zamanlar geçirmemişsin. Bebeğini düşürmüşsün. Ne zavallıca!" Bu söz ile Baekhyun'un gülümseyen suratı donuklaştı. "Oh, dostum. Bu kadar sert konuşmana gerek yok. Eminim ki kızım imparatorluğa bir prens doğurabilir."
"Böylesi en iyisi olacaktır. Bir erkeğin doğurduğundansa, güzel Haerim'imizin çocuğu imparatorluğa refah getirecektir." Chanyeol uyardı. "Amca, bu konulara karışma. Ne yeri ne zamanı." Baekhyun'un yumruk yaptığı elini görmüştü. Tek umduğu utanç verici bir şey yapmamasıydı. Baekhyun derin nefesler alarak kendini sakinleştirdi ve tırnaklarını avuç içine batırmayı bıraktı.
"Arşidük görüyorum ki Tanrı'nın yaptığı seçimlere saygısızlık yapıyorsunuz. Fakat benim bunu sorgulama hakkım yok. Tanrı ile sizin aranızda." Baekhyun yüzüne sağlam bir gülümseme oturttu.
"Bulduğunuz her fırsatı kaçırmadan benimle uğraşıyorsunuz. Çok akıllıca." Arşidük kendini beğenmişçesine sırıttı. "Fakat, fırsatlar benim de ilgimi çekiyor. Ben de kaçırmam." Arşidük kaşlarını çattı. "Görüşmediğimiz zaman boyunca bu cesareti nereden kazandığını merak ediyorum."Baekhyun başını yana eğdi. "Benim cesareti nereden kazandığımı çok düşünmenize gerek yok. Siz kendi yaptığınız hataları düşünün." Arşidük kaşlarını çattı. "Hatalar?" Chanyeol, Baekhyun'un neyden bahsettiğini anlayarak onu uyardı. "Baekhyun daha fazla konuşma."
Baekhyun umursamadı. "Duyduğuma göre yasadışı işlerin yapıldığı bir kumarhane kurmuşsunuz. Bu olaydan Chanyeol sayesinde adınız silinmiş olabilir ama tekrar yakalanırsanız imparatorumuz ile kan bağınızı umursamam. Sizi ilk ben mahzene atacağım. Sonuçta mahzenlerde çok vakit geçirdiniz. Alışıksınızdır."
"Seni-" Baron Namgil, sinirlenen Arşidükü engelledi. "Bunu burada yapmamalısınız Arşidük." Baekhyun gülümsedi. "Ben, sizin gibi şahsi sebeplerle insanlara zarar vermiyorum. Eğer bir zarar görürseniz bunun nedeni imparatorluk yasalarının sonuçları olur." Baekhyun sinirliydi. "Baekhyun yeter. Kyungsoo'nun yanına git."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benefits Of Being A Nerd
FantasyNOT: Kapaktaki kahverengi saçın hiçbir şekilde konuyla ilgisi yoktur. Kahverengi saçın nedeni; benim başka fotoğraf bulamamış olmamdır. Saygılar... 1. Not: Beyaz saç yapabilirdim ama üşendim. 2. Not: Kahverengi saçın alakası varmış. Baekhyun'un diğe...