30. Bölüm ❝Gaeum Sarayı❞

390 52 14
                                    

İyi geceler tatlı rüyalar bebişlerim.

"Luhan, bu kıyafetler de ne öyle?"

Baekhyun önüne sırasıyla dizilmiş bebek kıyafetlerini inceledi. "Benim yeğenimin kıyafetleri. Sen karışma." Baekhyun homurdandı. "Kyungsoo nerede kaldı?" Luhan sadece omuz silkti ve Suzy ile birlikte bebekler hakkında konuşmaya başladı.

Kapı hızla açıldı ve içeri bir adet sinirli Kyungsoo girdi. "Çok sinirli görünüyorsun." Baekhyun Kyungsoo'nun kendisini koltuğa atmasını izlerken konuştu. Kyungsoo ise cevap vermek yerine masadaki kıyafetleri delecekmiş gibi bakıyordu. "Jongin ile kavga etmiştir." Luhan çayını höpürdetirken açıkladı.

"Neden? Bir şey mi yaptı?" Kyungsoo hala konuşmamak da kararlıydı. Aldığı sık nefesler odayı dolduruyordu. "Senin hamile olduğunun haberi yayınlınca Jongin de Kyungsoo'ya evlenmek istediğini söylemiş." Baekhyun anlamazca başını salladı. "Ee, ne var bunda?"

"Ben de anlamadım. Yıllardır birlikteler. Ama evlenmek istemiyorlar. Baksana ben ile Sehun ne kadar da mutluyuz." Kyungsoo Luhan'ın dedikleri ile kollarını birbirine doladı. "Sorun evlilik değil. Sorun bebek. Baekhyun'un bebeğinin olduğunu öğrenince bir anda bebeklerden bahsetmeye başladı. Bugün de bebek bakım evine gittiğini söyledi. Tanrım sinirlenmeden nasıl durabilirim."

Baekhyun göz devirdi. "Bir çocuk sahiplenmek kötü bir şey değil Kyungsoo. Hem o bebeğin geleceği için de iyi olmaz mı?" Kyungsoo sıkıntıyla kıpırdandı. "Tanrım! Hiç bilmiyorum. İkimiz de işlerimizle meşgulken bebeğe kim bakacak. Ki biz hayatımızda hiç bebek bakmadık."

Luhan tavsiye vermeye başladı. "Sizin için özel iş saatleri uygularız. Hem o kadar hizmetçi var. Onlar bir çocuğa bakabilir. Birlikte sırt sırta verdiğiniz sürece yapamayacağınız bir şey yok."

Kyungsoo baygın bakışlar attı ve ayağa kalktı. "Bunu uzun bir süre düşünmem lazım. Görüşürüz." Baekhyun gülümsedi ve giden Kyungsoo'nun ardından el salladı. "Çocuk doğurmadığı için sevinmeliyken bir çocuk sahipleneceği için böyle bir duruma geliyor. Hiç anlayamıyorum." Luhan ise omuz silkti. Arkadaşının özel hayatına karışamazdı.

☁︎

"Üstündeki amblemi görüyor musun?" Baekhyun başını salladı. "Ama kanlıydı." Tao parmaklarını şıklatınca kan tekrar göründü. "Bu amblem Yubam denilen bir çeteye ait." Baekhyun başını salladı. "Bu çetenin kaldığı bir yer var mı?" Tao onu onayladı. "Belirsiz. Ama onlar hakkında bilgi alabileceğimiz bir yer var. Gitmek ister misin?"

"Evet. Tabi sen de benimle geleceksen?" Tao elini havada sallayarak küçük dükkanının kapısını kapattı. "O zaman gidelim." Birkaç yabancı söz mırıldandıktan sonra Baekhyun kendisini bir anda ıssız bir bina arkasında buldu. "Şu kapıyı görüyor musun?" Tao'nun sesiyle başını salladı. "O zaman git çal."

Göz devirdi ve kapıya ilerledi. Tahta bir kapıya birkaç kez vurduktan sonra kapı açıldı ve bir gözü olmayan bir adam karşıladı onu. "Ne için geldin?" Baekhyun cevap verdi. "Bir bilgi almak için geldik." Adam Tao'ya baktı. "Sadece biriniz girebilir." Baekhyun duraksadı. "Sen git. Yanındayım." Göz kırptıktan sonra Baekhyun ona daha fazla bakmayarak arkasına döndü. İçeri girince burnuna mum kokusu geldi.

İçerisi bir düzine adamla doluydu. "Woah! Majesteleri mekanımıza gelmiş. Hoş geldiniz!" Masada oturan adam coşkuyla kahkaha attıktan sonra gözleri Baekhyun'un karnına takıldı. "Oh, yeni bir tane daha." Baekhyun'un kaşları çatıldı.

"Bunun anlamı nedir?" Adam sırıttı. "İlk verdiğim bilgi bizden bir hediyeydi. Diğer bilgilerin bir maddiyatı olduğunu söylemek isterim." Çatık kaşları ile adama baktı. Bu bilgiden sayılmazdı bile! Baekhyun cebine koyduğu bir kese altını gösterdi. "Her bilgiye bir kese altın." Adamın gözleri parladı. "Ne öğrenmek istiyorsanız sorabilirsiniz."

Benefits Of Being A NerdHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin