Sonraki bölüm final. Kurtuldunuz bizden ehehehejejjejehe
İyi okumalar dilerim...⛁
"Ben de geleceğim."
Savaşın başlayacağının duyumunu alan Baekhyun, Chanyeol'ün odasına gelerek önünde dikilmiş savaşa gelmek için inat ediyordu. Fakat Chanyeol daha çok inat ederek onun bu isteğini reddediyordu.
"Gelip de ne yapacaksın?" Baekhyun aldığı soruyla göğsünü kabarttı. Sonuçta o kadar dersi boşuna almamıştı. "Savaşacağım." Chanyeol başını sağa sola salladı. "Yaralanacaksın. Beni dinle." Baekhyun homurdandı. "Nereden biliyorsunuz. Hiç gördünüz mü?" Chanyeol'ün kaşları havalandı. "Madem o kadar iyisin, bir karşılaşmaya ne dersin?" Baekhyun'un hesaba katmadığı 1 yıl boyunca çalışmaması ile başından kaynar sular akmış gibi olsa da belli etmedi.
"Kabul ediyorum. Fakat kaybederseniz ağlamayın." İddialı laflar ettiğini bilse de bu işin eğlencesiydi. "Ben hayallerin değil, hakikatin tarafındayım." dedi alayla gülerek Chanyeol. "Hazırlanmaya gidiyorum. İzninizle."
İkisi de hazırlıklarını yaptıklarından sonra şövalyelerin çalışma alanına geldiler. "Kılıç düşünce müsabaka biter." Etraflarını saran birkaç şövalyenin yerini hizmetçilerin de aralarında olduğu koca bir topluluk almıştı. Baekhyun, sürekli Chanyeol'e yapılan tezahüratlardan dolayı somurtarak bağırdı. "Tezahüratlarını biraz daha sessiz yapın!"
Chanyeol kahkaha attı. Bu kaç haftadır gerilen sinirleri yerini rahatlamaya bırakmıştı. "Kazanamayacaksın diye korkuyor musun?" Baekhyun başını iki yana sallarken kılıcını kılıfından çıkardı. "Kazansam da kaybetsem de ben de o savaşa katılacağım. Ama sonuçta bir dilek hakkım olmalı, değil mi?"
"Hmm, kazanırsan ne istiyorsun?" Baekhyun aklına gelen sayısızca şeyle boğazını temizledi. "Onu o zaman düşünürüz." Yüzünü bir gülümseme kapladı. "Artık başlayalım." İkisi de hazır konuma geçtiler ve kılıçlarını öne doğru tuttular.
İlk atağı yapan Baekhyun'du. Çok sabırsızdı. Bir an önce Chanyeol'ü ağlatmak istiyordu. Chanyeol sırıttı ve kolaylıkla kılıç darbesini savuşturdu. Baekhyun art arda ikinci ve üçüncü darbeleri yaparken Chanyeol hepsinden sıyrılmıştı.
Baekhyun nefes nefese kalmışken Chanyeol hala alaycı gülüşünü yüzünde tutuyordu. "Bence çok yoruldun. Pes etme zamanın gelmedi mi?" Baekhyun bu sözler karşısında sinirlendi ve Chanyeol'ün beklemediği bir atak yaparak ayağına tekme attı. Chanyeol'ün dizi bükülürken Baekhyun diğer ayağına çelmek atarak yere düşmesini sağladı ve ayağıyla göğsüne basarak kılıcı boğazına dayadı. "Pes etmek için hala erken majesteleri."
Chanyeol hala alayla ona bakıyordu. Elini Baekhyun'un siyah deri çizmesine çıkardı. "Henüz hiçbir şey için geç değil sevgili Ruh Eşim." Hızla Baekhyun'u ayağından çekerek yere düşürdü. Baekhyun sertçe yere yapışırken Chanyeol üstüne doğru çıkarak bacaklarını bacaklarının arasına sıkıştırdı ve ellerini Baekhyun'un başının yanlarına koyarak yükseldi. "Bu sefer kurtulamazsın."
Yüzünü Baekhyun'un yüzüne doğru yaklaştırınca Baekhyun'un dudakları bir balık ağzı gibi açıldı ve gözleri büyüdü. Chanyeol'ün uzun zamandır kendisine olan farklı davranışları onu bir hayli şaşırtıyordu. Elinden kayan kılıcın yere çarpma sesiyle irkildi. Chanyeol sırıttı ve ondan uzaklaştı. "Ben kazandım."
Chanyeol ondan uzaklaşırken Baekhyun hala yerde sinirle tepiniyordu. Bu değişen Chanyeol'e ayak uyduramamak onu çıldırtıyordu. "Daha fazla böyle yapmaya devam edersen deli olarak çağırılacaksın." Bakışlarını ona alayla bakan Kyungsoo'ya kaydırdı. Alay edercesine bakıyordu o da. Homurdandı. "Çok komik." Kyungsoo'nun yardımıyla ayağa kalktı. Fakat merak ettiği bir şey vardı. Bir dilek hakkı ona da geçerli miydi?
☁︎
"Savaşmak için gidersen öleceğini biliyorsun değil mi?"
Tao elindeki kurabiyeyi kemirirken Baekhyun kendini onun yanındaki koltuğa bıraktı. "Kılıç tutmayı biliyorum. Yardım edebilirim." Baekhyun için haklı bir sebep olsa da Tao için aynısı geçerli değildi. "Her kılıç tutan dövüşme yeteneklerine sahip değildir." Baekhyun somurttu. "O zaman ne yapacağım?"
Tao düşünmeye başladı. Aklına gelen fikirle parmaklarını şıklattı. "Benimle ilk görüştüğün zamanlar canlı cansız her şeyin aurasını gördüğünü söylemiştin." Baekhyun hatırladığı şeyle başını salladı. "Hala görüyor musun?" Tao gördüğünü düşünüyordu. Çünkü bebeklerden sonra içindeki aura fazlasıyla güçlenmişti. "İstediğim zaman görebiliyorum."
"Demek kendini bir konuda geliştirmişsin. O zaman bir şey deneyeceğiz." Tao'nun elinde beliren bıçak ile Baekhyun şaşkınca ona baktı. Tao avucuna küçük bir çizik attı. "Bunu iyileştir." Baekhyun kaşlarını çattı. "Nasıl onu iyileştirebilirim ki?" Tao onun elini tutup kestiği yerin üzerine koydu. "Gözlerini kapat ve içindeki enerjinin ellerine aktığını hisset."
Baekhyun yarayı nasıl iyileştireceğini pek anlamasa da gözlerini kapattı. Parmak uçları uyuşurken karnı hafifçe gıdıklanıyordu. İstemeden de olsa kıkırdadı. Fakat bir anda etrafın ışımasıyla korkuyla gözlerini açtı. Tao ona gülerek bakıyordu. "Korkmana gerek yok." Elini gösterince Baekhyun donakaldı. "Artık savaşa katılman için bir sebep var."
⋆
"Ben de katılmak istiyorum."
Baekhyun, sinirle onu umursamayan Chanyeol'ün kapısını çalıyordu. Chanyeol, Baekhyun odasına gelmesin diye kapıları kilitlemişti. "İzin vermiyorum!" O da içeriden Baekhyun'a bağırdı. "Savaşmak için gelmeyeceğim." Baekhyun'un dediğiyle Chanyeol kitabını kapattı. "Savaşmayacaksan ne için geliyorsun?"
"Kapıyı açın da anlatayım." Kilitlerin açılma sesini duyan Baekhyun hızla kapıları iterek içeri girdi. "Tao benim iyileştirme yeteneğim olduğunu söyledi." Chanyeol şaşkınca heyecanlı olan Baekhyun'u izledi. "İyileştirme?" Baekhyun başını salladı. "Gelin, size göstereyim." Chanyeol'ü kolundan çekiştirip koltuğa oturturken o da cebinden çıkarttığı bıçağı ile yanına oturdu.
Chanyeol'ün elini tutarken Chanyeol gördüğü bıçak ile onu durdurdu. "Ne yapacaksın?" Baekhyun garipçe baktı. "Keseceğim." Chanyeol elini kendine çekti. "Bir imparatora zarar vermenin ne kadar büyük bir suç olduğunu biliyorsun değil mi?" Baekhyun omuz silkti. "Benim de canım tatlı. Lütfen elinizi verin." Chanyeol elini uzatmayınca Baekhyun hızla eli kendine çekerek küçük bir çizik attı.
"İşte bu kadar. Acıtmadı bile. Şimdi size nasıl iyileştireceğimi göstereceğim." Elini, kesiğin üzerine koydu. İlk deneyişinin aksine bu sefer gözlerini kapatmadı. Birkaç kez Tao'nun üstünde bu gücünü denerken daha sonra bitki ve hayvanlara geçmişti. Hepsini kolaylıkla halletmişti.
Chanyeol şaşkınca Baekhyun'un parlayan eline baktı. "Şimdi izin veriyor musunuz?" Chanyeol şaşkınca kesiğin olmadığı elini incelerken bakışlarını Baekhyun'a çevirdi. "Evet."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benefits Of Being A Nerd
FantasyNOT: Kapaktaki kahverengi saçın hiçbir şekilde konuyla ilgisi yoktur. Kahverengi saçın nedeni; benim başka fotoğraf bulamamış olmamdır. Saygılar... 1. Not: Beyaz saç yapabilirdim ama üşendim. 2. Not: Kahverengi saçın alakası varmış. Baekhyun'un diğe...