14. Bölüm ❝Haerim'in Amcası❞

412 59 11
                                    

Kelime Sayısı: 1890

Diğer bölümler hızlı gelse de bir anda yavaşlayacak benden demesi. Hadi inşallah hızlı gelir ehehee iyi okumalar dostum

"Haerim'in amcası mı?"

Baekhyun, şövalye isteme sebebini açıkladığında Jongin şiddetle karşı çıkmış ama Baekhyun'un ısrarlarına daha fazla dayanamamıştı. Baekhyun, şövalyeleri de aldıktan sonra Jongin ile birlikte sessizce saraydan ayrılmıştı. Şimdi ise yaka paça dışarı attırılışını izliyorlardı.

Jongin başını salladı. "Buraya geldiğinden haberimiz bile yoktu." Baekhyun cevap verdi. "Burada yaşamaya bile başlamış." Yaşlı adamın askerlere engel olmaya çalışması onu güldürdü.

"Burası benim evim! Neden girmeme izin vermiyorsunuz. Benim kim olduğumu biliyor musunuz!?" Şövalyenin sesi duyuldu. "Bu bir emirdir." Adam sordu. "Kim emir verdi?"
"Majesteleri..." Şövalye Baekhyun'un adını söyleyecekken sustu.

Yaşlı adam ise majesteleri sözünü duyduktan sonra başından aşağı kaynar suların döküldüğü hissetti. Majesteleri sandığı kişi imparatordu. Eğer imparator bu evin saraya ait olduğunu öğrenirse sonu kötü olurdu.

Baekhyun ve Jongin at arabasına binerek ayrıldı.
"Bundan sonra ne yapmayı düşünüyorsun?" Jongin sordu. "Hmm, sanırım Sehun'a ihtiyacım olacak." Köşkün verdiği zararı karşılamayı düşünüyordu. "Neden?" Jongin tekrar sordu. "Köşkümüz için iyi bir alıcı bulmam gerekiyor değil mi?" Baekhyun sevimli bir şekilde gülerken Jongin Baekhyun'un bu değişimini sevmeye başladığını kendine itiraf etti.

•••

"Burada olmanızı neye borçluyum?" Sehun'un bu sorusu daha çok karşısında oturan Jongin'e yönelikti. Jongin'in Baekhyun ile ne işi olduğunu merak ediyordu.

"Sana ihtiyacım var." Baekhyun konuşmaya başladı. "Sizi dinliyorum majesteleri."
"Oh, Baekhyun yeterli. Bu kadar resmiyete gerek yok, değil mi?" Gülümsedi ve önündeki çaydan bir yudum aldı. "İmparatorluğun danışmanısın. Bu yüzden kurduğun bağlantılara ihtiyacım var." Sehun sordu. "Ne gibi bağlantılar?" Baekhyun'un gülümseyişi sırıtışa dönüştü. "Cebi altınla dolu bağlantılara ihtiyacım var." Sehun'un kaşları havaya kalktı. "Bunu neden istiyorsun?" Baekhyun cevap verdi. "Çünkü köşkümü satmam lazım."

Sehun şaşkınlık içinde sordu. "Sizin köşkünüz mü var?" Baekhyun başını salladı. "Artık oldu."
Sehun ellerini birleştirerek dirseklerini masaya koydu. "Peki bu köşk nerede?" Jongin cevap verdi.
"İsadal'da." Sehun'un gözleri büyüdü.
"Oh, hem pembe çiçeklerle kaplı hem de deniz manzarası var. Bu köşkü ne zaman aldın?" Baekhyun, Sehun'un sorusuna yanıt vermedi. "Yani? Satabilecek misin?" Sehun gülümsedi.
"Benden şüphen olmasın. Yarın altınları sana vereceğim."

•••

"Bu kadar erken olmasını beklemiyordum."

Sehun, Baekhyun'un dediği şey ile göğsünü kabarttı. "Bu benim yeteneğim." Baekhyun sordu.
"Ama bu biraz fazla hızlı değil mi?"
Sehun omuz silkti.
"İsadal gerçekten meşhur bir yer. Alıcısının olmaması imkansız."
Baekhyun şu an elindeki altınları nereye koyacağını düşünüyordu. "Bunları nereye koymalıyım?" Sehun cevap verdi. "Endişelenme. Onları dolabıma koyacağım." Baekhyun gülümsedi. "O zaman teşekkür ederim. Ben şimdi ayrılıyorum. İyi geceler."
Baekhyun ayrılırken Sehun altınları kasasına yerleştirmeye başladı.

Ertesi sabah kahvaltıda Baekhyun, Chanyeol ile konuşmak istediğini söyledi.
"Ne oldu? Bir sorun mu var?" Chanyeol, Baekhyun'a öncekinden daha ılıman yaklaşıyordu.
Chanyeol'ün yanında oturan Haerim Baekhyun'un ne diyeceğini merak ediyordu.

Benefits Of Being A NerdHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin