8. Bölüm ❝Kılıç Dersleri❞

398 65 47
                                    

Uzun zamandır bölüm atamadım. Annem doğum yaptığı için bu iki hafta çok meşguldüm. Neyse. Umarım bölüm hoşunuza gider. İyi okumalar.

Yazım hataları için özür dilerim. Kontrol etme şansı bulamadım.

Kelime Sayısı: 1721


"Majesteleri, İmparator sizi akşam yemeğinde görmek istiyor."

Baekhyun aldığı ani davet karşısında ilk başta şaşırsa da sonra sızlanmaya başladı. Bacaklarının çalıştığını hissetmiyor, göz kapakları sürekli aşağı düşüyordu. Bu yorgunluk ile bir de masadaki gerginliği çekemezdi.

"Gitmek zorunda mıyım?" Karın üstü yatarak boşlukta olan bacaklarını aşağı yukarı şekilde sertçe salladı. Suzy, efendisinin bu çocuksu haline gülmeden edemedi. Bu adamın yanında kaldığı zamanlar kendini çok rahat hissediyordu. "İmparatora saygısızlık olur majesteleri."

Baekhyun ağzını yatağa bastırıp küçük bir çığlık attıktan sonra hiçbir şey olmamış gibi ayağa kalktı. Buruşmuş kıyafetlerini düzeltmeye çalışırken bolca Suzy'nin bakışlarına maruz kalmıştı. "Gitmiyor muyuz?" Baekhyun bıkkın adımlarını kapıya doğru sürerken, Suzy bakışları ile onun sırtını delerek arkasından ilerledi.

Birlikte odadan çıktıklarında Baekhyun aniden açılan ışıklar yüzünden gözlerini kıstı. Odasındaki ışıklar daha loş bir hava verirken bu ışıklar, güneş gibi kör edici bir dereceye geliyorlardı.
"Majesteleri bugün ana salona geçmeyeceğiz." Suzy'ye sorgularcasına baktı. "Nerede yemek yiyeceğiz."

"Hava güzel olduğu için Majesteleri İmparator balkonda yemek yemeyi uygun gördü." Baekhyun sordu. "Diğer balkon nerede?" Suzy elini ona doğru uzattı. "Elinizi tutmama izin verin majesteleri. Sizi oraya götüreceğim." Baekhyun küçük elin içine büyük elini bırakarak gözlerini kapattı. Birkaç saç telinin uçuşması bitince gözlerini açtı. Işınlandığı zamanlar sanki rüzgar saçlarını savuruyormuş gibi saç telleri sallanıyordu. Bu sayede ışınlandığını da anlıyordu.

Gittikleri uzun koridorda son odaya doğru ilerlediler. Kapıda duran şövalyeler selam verdi ve kapıyı açtı. "Ben sizi burada bekleyeceğim majesteleri." Baekhyun başını olumsuzca salladı. "Hayır, gidebilirsin. Yorgun olmalısın. Git dinlen." Suzy'ye itiraz etme hakkı tanımadan odaya girdi. Odanın camlı kapısından balkon görünüyordu. Henüz kimse yoktu. Baekhyun onlar gelene kadar dinlenmenin iyi olacağını düşündü. Mor koltuğa oturarak yastığı başının altına koydu ve gözlerini kapattı.

İçeri ilk giren Haerim koltukta uyuklayan Baekhyun'u görünce göz devirdi. Uyandırmayı düşünmüyordu. Chanyeol onu uyurken görürse saygısızlık yaptığını söyleyerek azarlayabilirdi. Bu düşünce hoşuna gitti ve keyifle balkona geçti. Odaya girip çıkan hizmetçiler Baekhyun'u uyandırmaya çalışmıştı. Fakat Baekhyun biraz daha uyumak istediğini söyleyerek onları başlarından savmıştı.

Son tabaklar masada yerini alırken Chanyeol gelmişti. Yemekleri hazırlayan hizmetçiler ve Haerim selam verirken Chanyeol'ün gözleri koltukta uyuyan Baekhyun'a takıldı. "Neden burada uyuyor." Kimseden ses çıkmadı. "Uyandırın." Bir hizmetçi gönüllü olarak Baekhyun'a seslendi.

"Majesteleri, majesteleri. Lütfen uyanın. Majesteleri İmparator geldi." Baekhyun gelen sesin kulaklarını tırmaladığını hissetti. Uyurken rahatsız edilmeyi sevmezdi. "Gelsin. Bırak uyuyayım." Ağzında mırıldanarak söylese de herkes anlamıştı. Ona seslenen hizmetçi kızarmaya başladı. "Majesteleri?" Baekhyun başka tarafa dönerek hizmetçinin daha fazla konuşmasını engelledi.

Chanyeol bunun böyle olmayacağını düşünerek Baekhyun'a ilerledi ve onu omzundan hafifçe sarstı. "Baekhyun, uyan." Baekhyun duyduğu sesle uyanmak istemese de gözlerini açtı ve doğruldu. Yavaşça ayağa kalktı ve Chanyeol'e selam verdi. "İmparator Majestelerine selamlar." Baekhyun doğruldu ve ağır olan göz kapaklarına rağmen karşısındaki adama baktı.

Benefits Of Being A NerdHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin