Yeni güncelleme piuw piuw piuw
Çok uykum var. Zihinsel ve fiziksel yorgun hissediyorum. Ühü ühü ühü iyi okumalar.Kelime Sayısı: 1418
Hizmetçi olayının üzerinden bir hafta geçmişti. Baekhyun bu zamanda olduğu dünya hakkında bilgi sahibi olmak için kitaplar okumuştu. Taşlar, şifalı bitkiler, büyüler ve ejderhalar. İlgisini çekenlerin hepsi bunlardı. Onlardan farklı olarak şifalı bitkiler kendi sağlığı için öğrenmesi gereken bir konuydu. Boş zamanlarında bol bol küçük bir çay merasimi yapabilirdi.
Zaman çok yavaş ve sıkıcı geçiyordu. Önceden çalıştığı için boş zamanı yoktu. Ancak arada bir aşk romanları okurdu. Bu ona zevk veriyordu. Sarayın kütüphanesinde romantik konulu bir kitap bulmak zordu. Kütüphane, baştan sona bilgi içeren farklı dillerde kitaplar içeriyordu.
Şimdi ise sıkıntıyla yemeğini bekliyordu. Öğle atıştırmalıkları en sevdikleriydi. Suzy ona her zaman bir dilim kek ve meyveli içeceklerden getiriyordu. Kapı çalınca heyecanla doğruldu. "Gel." Fakat kapıdan beklediği kişinin aksine yabancı bir adam gelmişti. Giyinişinden şövalye olduğu belliydi.
"İmparatorluğun eşine selam olsun." Baekhyun gülümsedi. "Kalkabilirsin. Neden geldin?" Uzun boylu adam açıkladı. "Sizin yeni şövalyeniz olarak görev aldım majesteleri." Baekhyun ayağa kalktı. "Hmm..." Yavaşça adama yaklaştı. "Gönüllü olarak mı yoksa zorunlu olarak mı yapıyorsun bu işi?" Adam bir anda tek dizinin üstüne çöküncü Baekhyun şaşırdı. "Sizi bütün etim kemiğim ile koruyacağıma yemin ederim majesteleri." Baekhyun beğenmişlikle güldü. "O kadar gerilmene gerek yok. Kalkabilirsin."
Adam hızla ayağa kalktı. "Adın ne?" Baekhyun sordu. "Jackson, majesteleri." Baekhyun masaya yaslandı. "Joseonlu değilsin?" Jackson başını salladı. "Buralı olmasam bile sizi ölene dek koruyacağım majesteleri." Baekhyun gülümsedi.
"Çok gerginsin. Rahatla. Sadece nereli olduğunu sormaya çalıştım." Jackson hala atamadığı gerginlikle cevap verdi. "Ming İmparatorluğundan geldim majesteleri." Baekhyun gülümsedi. "O zaman lütfen bana iyi bak." Jackson yumruğunu kalbine koyarak tekrar diz çöktü.Açıkçası bu kararı verdiğinden mutlu olmuştu. Dük Jongin, majesteleri için şövalye seçmeye geldiğinde tek gönüllü olan o olmuştu. Neden diğerlerinin bu kadar çekingen davrandığını anlamamıştı. Şu an doğru bir karar verdiğini anlıyordu. Kendisine bu kadar nazik davranan ilk kişiydi. Daha önce şövalyeliğini yaptığı asiller kibirlerinden önlerini göremiyorlardı.
Açılan kapıdan giren Suzy ile Baekhyun sevindi. Tepside gördüğü pasta bulutların üstünde hissetmesine sebep verdi. Çünkü pasta gökyüzü gibi masmaviydi. "Başka bir isteğiniz var mı majesteleri?" Suzy, Jackson'a hayran bakışlar atarken sordu. "Hayır. Şimdi gidebilirsin." Teşekkür etmeyi de unutmadı. Suzy, Jackson'a son kez bakarak odadan çıktı. "Majesteleri, o zaman ben de sizi kapının önünde bekleyeceğim."
Baekhyun onu durdurdu. "Bekle. Seninle biraz sohbet etmeyi düşünmüştüm." Jackson şaşırsa da başını salladı. "Koltuğa otur lütfen." Jackson aldığı teklif ile koltuğa oturdu. "Yemek ister misin?" Jackson başını iki yana sallayarak reddetti. "Teklifiniz için teşekkür ederim majesteleri. Lütfen afiyetle yiyin." Baekhyun kekinden aldığı bir parça ile konuştu.
"Kaç yaşındasın?" Jackson hızla cevap verdi. "25 yaşındayım majesteleri." Ardından bir soru daha sordu. "Ne zamandır bunu yapıyorsun." Jackson açıkladı. "Küçüklüğümden beri eğitim alıyorum majesteleri. Ailemizin her bireyi de benim gibidir. Bu bir çeşit gelenek haline geldi." Baekhyun başını salladı. "Çok yetenekli görünüyorsun. Gözlerindeki ateş beni memnun etti." Jackson bunun bir iltifat olup olmadığını anlayamasa da teşekkür etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benefits Of Being A Nerd
FantastikNOT: Kapaktaki kahverengi saçın hiçbir şekilde konuyla ilgisi yoktur. Kahverengi saçın nedeni; benim başka fotoğraf bulamamış olmamdır. Saygılar... 1. Not: Beyaz saç yapabilirdim ama üşendim. 2. Not: Kahverengi saçın alakası varmış. Baekhyun'un diğe...