6. Bölüm ❝Tanrı'nın Adaleti❞

419 70 32
                                    

Yeni güncelleme ile merhaba. 5 saat uyudum ama hala uykum var. Bu aralar yeni gruplara ilgi gösteriyorum. Enhypen sizce çok iyi değil mi ya? Dün bir şey fark ettim. Aslında 20. bölümde bitirmeyi düşünüyordum ama gitmişim yeni entrika eklemişim. Şöyle şekilli şukullu entrikalar yazmak çok zor. Neyse çok konuştum. İyi okumalar

Kelime Sayısı: 1629

"Çok iyi hissettiriyor." Baekhyun kaslarının rahatlamasının verdiği zevkle inledi. O akşam yemeğinin üstünden neredeyse üç hafta geçmişti. Baekhyun sıkıcı olan bu boş günlerinde kendini geliştirmeye odaklanmıştı. Aynı kendi dünyasında olduğu gibi arkadaşı da yoktu. Ruh Eşi Baekhyun ile tek ortak noktaları bu olabilirdi.

Tabi arkadaş olmak istediği biri vardı. Saray aşçısı Kyungsoo. Ancak onun da pek kendisine yanaştığı yoktu. Sürekli soğuk ve kısa cevaplar vererek Baekhyun'dan kaçmaya çalışırdı. Baekhyun da zorlamanın anlamı olmadığı için onu rahat bırakmıştı. Kendisine karşı bu tedirginliği anlamasa da deneyebilirdi. Yalnızlığa alışmıştı neyse ki.

"Gerçekten sihirli parmakların var." Geçen bu kaç günde arada bir yaptığı Yoona'nın masajı vazgeçilmezi olmuştu. Her zaman aromaterapi masajı yapamasa da Yoona'nın omuzlarına ve başına gösterdiği ilgi yeter de artardı. "Teşekkür ederim. Bu kadar yeterli." Günlük 15 dakikalık masaj rutin hale gelmeye başlamıştı.

Yoona, Baekhyun'u rahatsız etmemek için odadan ayrılırken Baekhyun, kütüphaneyi gezerken bulduğu geleneksel savunma sanatları hakkındaki kitabı okumaya başlamıştı. Her ne kadar gittiği yer seçkin bir lise olsa da burslulara eziyet etmek isteyen kibirli öğrenciler de vardı. Sonuçta Baekhyun oraya eziyet görmeye gitmiyordu.

Kitaba o kadar kendini kaptırmıştı ki açılan kapıyı duymamıştı. "Majesteleri?" Yoona'nın sesini yakından duyunca hafifçe sıçradı. "Oh, beni korkuttun." Yoona'nın ciddi surat ifadesinden bir şeyler olduğunu anladı. "Özür dilerim majesteleri. Size önemli bir haberim var." Baekhyun başını salladı. "Az önce Minsi'nin odasına sizin elinizdeki mühür ve iki kese altın ile gittiğini gördüm."

Baekhyun gülümsedi. "Sence zamanı gelmedi mi?" Yoona eğildi. "Emrinizdeyim majesteleri." Baekhyun günlerce yaptığı planları Yoona'ya açıkladı. "Senden baş kahyayı ve iki şövalye çağırmanı istiyorum. Ayrıca Suzy'ye de haber ver." Yoona selam verdi ve Baekhyun'un dediklerini yapmak için odadan ayrıldı. Baekhyun, Yoona odadan ayrılınca kendi kendine gülmeye başladı.
Birazdan olacak olaylar için heyecanlı hissediyordu.

O sırada iki şövalyeyi ve Suzy'yi Baekhyun'un odasına gönderen Yoona baş kahyanın kapısını çaldı. İçeriden girmesi için komut geldikten sonra kapıyı açtı. "Oh, Yoona. Neden geldin?" Yixing şaşırmıştı. Yoona'nın odasına gelmesi pek olası değildi. Bir sorun olduğundan emindi. "Majesteleri Baekhyun sizi çağırmamı emretti." Yixing sordu. "Neden beni çağırdı?" Yoona bozmadığı surat ifadesiyle konuştu. "Emirleri sorgulamaya hakkım yok efendim." Yixing bir cevap alamayacağını anlayınca Yoona ile odasından çıkarak Baekhyun'un olduğu kata ışınlandılar.

Uzun koridorda yürürlerken Yoona ondan bir adım gerideydi. Yixing duvarlardaki ışık taşlarına baktı. Buraya en son geldiğinde korkutucu bir karanlık olduğunu hatırlıyordu. "Koridoru aydınlatmışsınız." Yoona cevap verdi. "Evet. Majesteleri karanlıktan hoşlanmıyor." Yixing daha fazla konuşmadı. Eski bir kapının önüne geldiklerinde Yoona kapıyı çalarak içeri girdi. Yixing içeri girmeden önce eğilerek selam verdi.

"İmparatorluğun eşine selam olsun. Beni emretmişsiniz majesteleri." Baekhyun karşısındaki adama baktı. "Seni bekliyordum. Kalkabilirsin." Yixing doğruldu ve Baekhyun'un yüzüne baktı. Doğrusu yüzü parlayan bu adama bakakalmıştı. "Üzerime uygun oldu mu Yoona?" Yoona gülümseyerek başını salladı. Baekhyun aldığı övgü ile inledi. "Ah! Çok etkileyiciyim."

Benefits Of Being A NerdHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin