15. Bölüm ❝Naju❞

406 62 21
                                    

Kelime Sayısı: 1390
Iu severiz
Abi bölümün yarısı gitti diye korkarken gitmemiş ben öyle sanmışım. Neyse keyifli okumalar.

"Oraya gideceğine dair haber verildi mi?"
Baekhyun Chanyeol'ün kendisine yönelttiği soru ile başını salladı. Kyungsoo "Gideceğimize..." diye düzeltince Jongin kaşlarını çattı.

"Sen de mi gideceksin?" Luhan hemen Jongin'e cevap verdi. "Ben ve Jongdae de." Bunun üzerine Minseok sorgularcasına eşine bakarken aynı şekil de Sehun da kendi kocasına öyle baktı.

"Bundan neden benim haberim yok?" Minseok'un katı ses bir tonu vardı. Ancak Jongdae'nin yaptığı şirin hareketler Baekhyun'u şaşırttı.
"Ama MinMin~ buraya gelince istediklerimi yapmama söz verdin." Bunu söylerken eşinin kolunu okşaması Minseok'u son derece yumuşatmıştı. Baekhyun Kore'deki "aegyo" kavramını Jongdae'nin ortaya çıkarttığını düşünmeye başladı.

"Bana söylemedin..." Jongin'in sesi tereddütlüydü. Kyungsoo'dan korkuyor muydu gerçekten? Baekhyun Kyungsoo'nun bu kadar şiddetli olduğunu bilmiyordu. "Kendi kararlarımı verebilecek yaştayım." Soğuk sesi Jongin'i tedirgin etti. Jongin somurtarak kahvaltısını yapmaya devam edince Baekhyun kıkırdadı. Kyungsoo da gülümseyerek sevgilisinin elini tuttu.

"Woah! Korkusuz şövalyemizin bu kadar korkak olduğunu bilmiyordum." Sehun alay etti. Jongin masanın altından ayağıyla vurunca Sehun inledi.
"Sevgilim, sen bana bir şey demeyecek misin?"
Sehun garip bir gülümseme takındı. "Ne istersen yapabilirsin canım." Luhan gülümsedi. "Güzel..."

"Geceleri yalnız uyumak istemiyorum demiyor da." Jongin'in homurtusu Baekhyun'u öksürtürken güldürdü de. Bakışlar üstüne toplanınca eliyle beklemelerini işaret ederek sakinleşmeye çalıştı.
"Oh, üzgünüm. Bu haliniz ile ilk defa karşılaşıyorum." Baekhyun bu novelin iç karartıcı bir konuya sahip olduğunu sanıyordu. Ama novel shoujo mangalarından fırlama gibiydi.

"Sen de gitmek ister misin?"
Chanyeol'ün Haerim'e sorduğu soruyla kafalar oraya döndü. Baekhyun onun gelmemesi için Tanrı'ya dua etmeye başladı.
"Asla o yere-" Haerim yanlış bir şey diyeceğini fark edince hemen sözünü yarıda bıraktı.

"Yani, gelmesem daha iyi olur." Baekhyun göz devirdi. "Bence de." Kendini sesli bir şekilde ifade etmesi masadakilerin dikkatini çekti. Baekhyun kendini düzeltme gereği duydu. "Sonuçta orada çoğunlukla toprak alan var. Senin binlerce altınlık elbiselerin toprağa batarsa yeni elbiseler satın almak zorunda kalabilirsin. Saray hazinesinde büyük bir azalma görmek istemeyiz."

Konuşması ince imalar içeriyordu. Bu Sehun'a komik gelmiş olmalı ki kıkırdadı. Chanyeol, Baekhyun'a haklılığından ötürü bir şey diyemedi. Her ne kadar imparator da olsa halkın parasını kendi arzularına göre kullanma hakkı yoktu. Haerim'i de henüz anlayamadığı nedenden dolayı affetmişti.

☁︎

Araba, taşlı yolda sarsılmaya başladı. Baekhyun'un yanında Kyungsoo otururken Luhan ve Jongdae karşısında oturuyordu. "Kahvaltı fazla yapamadınız. Bunun için üzgünüm." dedi Baekhyun. Naju uzak olduğu için kahvaltıdan hemen sonra çıkmak zorunda kaldılar.

Luhan önemli değil dercesine elini salladı. "Zaten bu aralar fazla yemek yiyordum. Bu benim için bir başlangıç oldu. Umarım bunu yarın da sürdürebilirim." Baekhyun göz devirdi. Luhan'ın zayıf yanakları ile kendi yanaklarını karşılaştırınca Luhan 5 kilogram daha zayıf geliyordu.

"Eminim ki yemek yemediğim halime göre benden daha zayıfsın." Kyungsoo Baekhyun'un dediğine kıkırdadı. "Yemek yemiyorsun ha?" Baekhyun kızardı. "Belki birazcık..." Jongdae atladı. "Senin yemeklerini herkes seviyor. Bununla gurur duyman gerekirken yemeklerini seven kişilerle alay ediyorsun."

Benefits Of Being A NerdHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin