22. Bölüm ❝Lyrid Yağmuru❞

393 60 50
                                    

Bu bölümle birlikte artık haftada bir bölüm atacağım. Nedeni benim TYT başlıyor olmam. Keşke öyle bir neden olmasaydı ama oluverdi işte

Şarkıyı seviyorum arada omg omg diye dolaşıyorum

"Omzun ağrıdı mı?"

Chanyeol'ün sorusuyla Baekhyun başını iki yana salladı. Chanyeol Baekhyun'un omzunda uyandığı zaman şaşırmıştı. Başı nasıl düşmüştü oraya bilmiyordu. Hâlbuki uykusu hafifti. O kadar çok mu yorulmuştu?

Goryeo'ya çoktan gelmişlerdi. Yarın akşam ziyafet olduğu için Goryeo sarayı epey yoğundu. "Ben odama geçiyorum. Kahvaltıda görüşürüz majesteleri." Baekhyun selam verdikten sonra ayrıldı. Kahvaltı iki saat sonraydı ve biraz uyumak istiyordu.

☁︎

"Bir dahaki festivalde Ming Hanedanı'na gidiyoruz, değil mi? Orayı uzun zamandır görmedim." Minseok başını salladı. "Babam da sizleri özlemişti." Jeonghan hoşnutlukla gülümsedi.

"Burası gayet güzelmiş. Neden hiç gelmedik?" Tao tavuktan bir parça daha alırken konuştu. "İstediğin zaman gelebilirsin." Yoongi gülümseyerek cevap verdi.

"Amcan ne zaman gelecek?" Jeonghan Chanyeol'a baktı. "Akşam gelecek." Jihoon bundan hoşlanmadı. Jiho kendi oğlu olmasına rağmen her zaman kötü kalpli olmuştu. Jihoon her ne kadar onun dizelmesi için elinden geleni yapsa da huylu huyundan vazgeçmiyordu.

Diğer yanda Kris ve Tao birlikte oturmuş düşünüyorlardı. "Yıldızların yer değiştirdiğinden emin misin?" Kris Tao'nun sorusu ile başını salladı. "Bütün gece gökyüzünü izledim. Bundan eminim." Tao iç çekti. "Doğacak bebeklerin hazırlığı." Kris başını salladı. "Beklenen geliyor ha?"

☁︎

"Toplanmayalı uzun zaman olmuştu. Herkese geldiği için teşekkür ediyorum ve bu gecenin yemeğini başlatıyorum." Uzun masada sıra sıra oturan herkes Jungkook'un kadehi kaldırmasıyla birlikte kadehleri havaya kaldırıp yemeğe başlamışlardı.

Baekhyun kaşlarını çatmış bir şekilde karşısındaki kadına bakıyordu. Yoongi de aynı şekilde huzursuzdu. "Onun yemekte ne işi var?" Kendine engel olamayarak konuştu. "Kimden bahsediyorsun?" Baekhyun karşısında oturan kadını işaret etti. "Kim oluyor da bizimle aynı masaya oturabiliyor?"

Arşidük Jiho elini masaya vurdu. "Sana biraz yüz verildi diye ne bu yüzsüzlük!?" Chanyeol amcasını uyardı. "Amca, onunla bu şekilde konuşamazsın." Jeonghan'a baktı. "Bu kızın yaptıklarından sonra nasıl bizim aramızda oturabilir." Haeun korkuyla titremeye başlamıştı. "Haeun ne yaptı da sizi bu kadar sinirlendirdi?"

"Yoongi-" Aniden açılan kapıyla Baekhyun'un sözü kesildi. "Özür dilerim majesteleri. Büyücüye bir şey demem gerekiyor." Kris hızla Tao'ya ilerleyerek kulağına bir şeyler fısıldadı. Masada büyük bir sessizlik oluşmuştu.

Tao hızla ayağa kalktı ve pencereye doğru ilerledi.  Perdeyi açınca parlak taşların gökyüzünde kaydığını gördü. "Vay canına! Bu gerçekten güzel." Jeonghan hayranlıkla gökyüzüne bakarken Baekhyun ve Yoongi Tao'nun belirsizlik içinde kalan yüzünden dolayı endişelenmeye başlamışlardı.

"Bir sorun mu var?" Chanyeol'ün sorusuyla Tao masadakilerin yüzlerini inceledi.

"Ay ışığını arttırdığı gün, gerçekleşecek beklenen,
Işıklar boşlukta kaydığı gün, birleşecek bedenen."

Jungkook kaşlarını çattı. "Bu dediğin de nedir?"
Tao Baekhyun ve Yoongi'ye baktı. "Tanrı bir birleşme daha istiyor ama..." Baekhyun korkuyla sordu. "Ama ne?"

Benefits Of Being A NerdHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin