Kelime Sayısı: 1482
Kısa bir bölüm için üzgünüm. Ama çok uykum var. Yazım hataları ve mantık hataları için üzgünüm. Kafam hiç yerinde değil. Bu yüzden kontrol edemedim.
Teşekkürler, iyi okumalar...
Baekhyun, üstündeki çarşafa daha da sarındı. Saat gecenin ikisi, henüz ağlaması dinmişti. Geride aralıklı burun çekmeleri ve kasıklarındaki ağrı kalmıştı.
Chanyeol, kendisine arkası dönük Baekhyun'un çıplak sırtına baktı. Omuzları daha fazla sarsılmayı bırakmış, sadece iç çekişlerde havaya kalkıp iniyordu.
Ayağa kalktı ve sabahlığının kuşaklarını bağladı. Ardından kapıya ilerleyerek kapıları açtı. Kapıda duran şövalyelerin yanında Yoona ve Jackson da vardı. Önünde başlarını eğen Yoona ve Jackson'a göz gezdirdikten sonra kendi şövalyelerine baktı. "Şifacıyı çağırın. Çabuk gelsin."
Ardından kapıları kapatarak Baekhyun'un yanına ilerledi. "Hadi üstünü giyin. Birazdan ağrın kalmayacak." Baekhyun'un kendinden geçmiş halini görünce derin bir nefes bıraktı ve Baekhyun'u belinden hafifçe tuttu. Fakat ateşi tutuyormuş gibi hissediyordu.
Bu kadar mı canı acımıştı da ateşi çıkmıştı. "Baekhyun, beni duyuyor musun?" Fakat Baekhyun'un hırıltılı nefes almasından başka hiçbir cevap yoktu.
Şifacı gelmeden önce geceliğini giydirmenin iyi olacağını düşünerek hızla hareket etti. Uzun eteği bacaklarına doğru çekerek görünen bölgesini örttü. Fakat kalçalarına doğru uzanan yırtmaç bunu yararsız kılıyordu.
Kapı çalınca kafasını çevirdi. "Gel." Kapı açılarak içeri şifacı kadın ve öğrencisi girdi. "Beni huzurunuza çağırmışsınız majesteleri." Sarayın şifacısı olan Suna, Chanyeol'ün küçüklüğünden beri buradaydı. Fakat artık yaşlanmıştı ve öğrencisini göreve hazırlamaya başlamıştı.
"Ağrısı var ve ateşi çıktı." Suna eğildi. "İzninizle majesteleri." Baekhyun'a yaklaştı ve elini alnına koyarak gözlerini kapattı. Dudakları kıpırdandı ve büyülü sözleri fısıldadı.
Tanrım bana güç ver, gücünü çocuğuna vermek için. Çocuğuna yardım et. Kutsal Eş'e yardım et.
Sözleri tekrar ederken elinin altındaki ışık parlıyordu. Sesi hafifçe yükselirken bir anda elinin altındaki ışın söndü ve Suna görünmeyen bir güç tarafından geriye doğru itildi. Genç öğrenci, efendisinin yere düşmemesi için hızla onu tuttu.
"Ne oldu şifacı?" Chanyeol inlemeye başlayan Baekhyun ile hiddetle sordu. Şifacı kuruyan boğazını yutkunarak ıslatmaya çalıştı. "Affınıza sığınıyorum majesteleri. Kutsal Eş verdiğim gücü kabul etmedi." Chanyeol sertçe alnını ovaladı. "Öğrencin hazır mı? O yapsın."
Genç kız tedirgin olsa da yavaşça Baekhyun'a yaklaştı ve elini alnına koydu. Aynı diğer şifacı gibi sözleri söylerken gözlerini kapadı.
Tanrım çocuğuna yardım et! Onu iyileştir! Kutsal Eş'in acısı dinsin!
Genç kızın sesi daha da şiddetlenirken Baekhyun inlemeleri yavaş yavaş ağlamaya dönmüştü. Fakat öğrenci hala elini çekmiyordu. "Artık elini çek!" Kız sanki sağır olmuşçasına sözleri bağırırken Baekhyun titremeye başlamıştı. Endişelenen Chanyeol kızın bileğinden tutarak hafifçe yaktı ve geriye itti.
Kız yere düşüp bayılırken Chanyeol ağlayan Baekhyun'u sarsmaya başladı. "Baekhyun uyan! Baekhyun, Baekhyun..." Fakat yanıt vermeyen Baekhyun ile hızla şövalyelere bağırdı. "Çabuk Sehun'a büyücüyü çağırmasını söyleyin!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benefits Of Being A Nerd
FantasyNOT: Kapaktaki kahverengi saçın hiçbir şekilde konuyla ilgisi yoktur. Kahverengi saçın nedeni; benim başka fotoğraf bulamamış olmamdır. Saygılar... 1. Not: Beyaz saç yapabilirdim ama üşendim. 2. Not: Kahverengi saçın alakası varmış. Baekhyun'un diğe...