Bu kitabı yazmaya başlarken çok heyecanlıydım ama yavaş yavaş sıkılmaya başladım. Umarım bu yazma isteğimi tekrar kazanabilirim.
Kısa bir bölüm olduğu için üzgünüm.
"İyi misin? Bir sorun mu var?"
Hoseok'un sorusuyla başını iki yana salladı. Uyandığından beri kötü bir baş ağrısıyla idare ediyordu. Sabah aldığı ilaç bile bir işe yaramamıştı.
"Sana revirden ilaç alacağım." Namjoon'un teklifini reddetti. "Sabah almıştım. Gerek yok." Ayağa kalktı. "Yüzümü yıkayacağım." Bakışlar eşliğinde masadan ayrılırken bir anda saplanan ağrıyla elini alnına sertçe bastırdı. Gözlerinin kararmasıyla sendeledi. Jungkook hızla ona doğru ilerlerken Baekhyun çoktan bilincini kaybedip sert zemine düşmüştü.
"Baekhyun!"
☁︎
Baekhyun gözlerini açarak uzandığı yerden kalktı. Gördüğü sarayla sevindi. Ama neden sarayın dışındaydı ve Joseon'a ne zaman gelmişlerdi.
Kapıya doğru ilerledi. Göremediği şövalyeler ile kaşlarını çattı. Etrafta ölümcül bir sessizlik vardı. Kapı yavaşça açılırken kulaklarına gıcırtı sesleri çalındı. Kendi kendine açılan kapıyla biraz ürktü.
Sarayın bahçesinde her zaman yankılanan kuş cıvıltıları bile yoktu. Saraya doğru ilerdi. Belki birkaç hizmetçi ile karşılaşabilirdi.
Sarayın içine girdiğinde bir anda gökyüzü karardı ve ışık taşları birer birer parlayarak Baekhyun'un görüşünü aydınlattı. Baekhyun kendini girişte değil, bir merdivenin yanı başında bulmuştu.
Bir basamak adım atmıştı ki yukarıda kendisine tıpatıp benzeyen bedenle karşılaştı. Tek farkı karşısındaki kişinin saçları beyaz ve daha zayıf olmasıydı. Bu kişinin Ruh Eşi Baekhyun olduğunu çoktan anlamıştı.
Ruh Eşi, bir basamak inmişti ki camın parçalanması ile birlikte içeri birkaç maskeli adamın girmesi bir olmuştu.
Baekhyun, Ruh Eşi'ne zarar gelmesi için öne atılmıştı ki Ruh Eşi sanki karşısında bir beden yokmuşçasına geçerek aşağı düşmüştü. Baekhyun şokla içinden geçen bedene bakarken casusların kaçarken üstlerinden bir şeyin düştüğünü fark etti.
Düşen şey bir tahtanın arasına girmişti. Dokunmaya çalışsa da eli üstünden kayıp gitti. Ama bir düğme olduğunun farkındaydı.
Gelen inleme sesleri ile başı merdivenlerin aşağısında yatan bedene baktı. Ruh Eşi Baekhyun'un gözleri ile gözleri kesişti. Ruh Eşi'nin onu görebilmesine şaşırdı.
Yüzünde acı dolu bir ifade varken dudakları kıpırdadı. Baekhyun gözlerini kısarak dudaklarını okumaya çalıştı.
"Bana yardım et." Şaşkınlıkla ona bakarken Ruh Eşi gülümsedi. Baekhyun aniden nefesinin kesildiğini hissetti. Bununla birlikte gözleri karardı ve yere düştüğünü hissetti.
Gözlerinin önündeki karanlık yerini aydınlığa bıraktı ve sanki yüzüne su dökülmüş gibi nefes nefese uyandı.
Derin derin nefesler alırken etrafını inceledi. Yeni arkadaşları onu revire getirmişlerdi. "Kendini nasıl hissediyorsun?" Gelen sesle irkilerek başını o yöne çevirdi. Revirde çalışan doktordu.
"Daha iyiyim Bayan Kim." Gözlerini birkaç kez kırptı. "Derse gidebilir miyim?" Bayan Kim gülümsedi. "İstersen biraz daha dinlen. Ama sen bilirsin?" Baekhyun teşekkür ederek revirden ayrıldı. Bunu daha sonra düşünmesi gerekiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benefits Of Being A Nerd
FantasyNOT: Kapaktaki kahverengi saçın hiçbir şekilde konuyla ilgisi yoktur. Kahverengi saçın nedeni; benim başka fotoğraf bulamamış olmamdır. Saygılar... 1. Not: Beyaz saç yapabilirdim ama üşendim. 2. Not: Kahverengi saçın alakası varmış. Baekhyun'un diğe...