26. Bölüm ❝Kabus❞

397 60 30
                                    

Ben geldim. Geldim ve bu bölümü yükleyip uyumaya gitcem. Az önce mısır tadı geldi. Mısır aklıma pizzayı getirdi. Şu an çok acıktım ühü

Bölümü seversiniz umarım
Severseniz ben de severim sevmezseniz de severim çünkü ben sevgi dolu biriyim eheheheheheh





"Baba! Gel beni yakala!" Haerim gelen gülüş sesleriyle kaşlarını çatarak etrafına baktı. Joseon'daydı. Ne zaman buraya geldiği hakkında bir fikri olmasa da bağırış seslerinin sahibi olan çocuk bir anda önüne çıkarak ona çarpmıştı.

"Ne yapıyorsun seni aptal!" Çocuğa kızarak elbisesinin eteğini temizlemeye başladı. Ardından bir kız çocuğu yanlarına geldi. Haerim'e ters bakarak yerde duran çocuğu kaldırdı. "Canın acıdı mı kardeşim?" Çocuk başını iki yana sallayınca küçük kız Haerim'e baktı.

Haerim, kızın bakışlarından irkilse de kaşlarını çattı. Bu bakışlar tanıdık hissetirmişti. "Anneniz nerede sizin? Ne cesaretle sizin bahçede koşmanıza izin verir?" Kız kaşlarını çattı. "Sen kimsin de bizim ne yapacağımıza karar veriyorsun!?"

Küçük kızın dedikleri Haerim'e büyük bir saygısızlık olarak gelmişti. "Terbiyesiz çocuk. Çabuk anneni çağır bana!" Kız kollarını birbirine geçirdi. "Bizim annemiz yok!"  Haerim güldü. "Anneniz olmadığı hareketlerinizden belli oluyor. Çabuk gözümün önünden kaybolun."

Erkek çocuk kardeşinin koluna tutundu. "Asıl sen gözümüzün önünden kaybol. Yaptığın bu saygısızlığı affetmeyeceğim." Haerim daha fazla dayanamayarak elini kaldırınca erkek çocuk bağırmaya başladı. "Baba!"

"Kes sesini. Babanı çağırsan bile ablan elimden öyle kolay kurtulmayacak." Tokat atmasa da kızı kolundan yakaladı ama kız küçük ellerine rağmen Haerim'in parmağını tutarak büktü.

"Ne yapıyorsun sen pislik çocuk!?"

Kız, Haerim'in parmağını bırakarak kardeşinin elinden tuttu ve ileride görünen adama doğru koşmaya başladılar. Haerim gördüğü kişiyle acısını unutmuş, dili tutulmuştu. "Baba bu kadın yine geldi." Küçük kız babasının elini tutarak şikayet etti.

"Baekhyun?"

Baekhyun çocuklarına gülümsedikten sonra onları geride bıraktı ve Haerim'e yaklaştı. "Seni bir daha çocuklarımın etrafında görmeyeceğim demedim mi?" Haerim hala hissettiği şoktan kurtulamamış bir şekilde Baekhyun'un arkasındaki çocuklara bakıyordu. "Sen ne zaman doğurdun?" Baekhyun cevap vermeyip sırıtarak Haerim'e baktı.

"Baba, baba. Geldin mi?" Çocukların sesiyle bakışları oraya kilitlendi. "C-Chanyeol?" Chanyeol'ün o çocuklara sevgiyle baktığını görünce sesi titredi. "Baba o kadın yine geldi ve bize hakaret etti." Chanyeol, erkek çocuğun dediğiyle kaşlarını çattı.

"Sen ne yapıyorsun burada?" Baekhyun hızla ilerleyen Chanyeol'ün önüne geçti. "Sakin ol. Çocuklar var." Chanyeol'ün gözleri Baekhyun'a bakınca yumuşamıştı. Başını salladı ve Baekhyun'un alnına minik bir öpücük kondurdu. "Çocukları al. Geleceğim." Baekhyun başını salladı ve arkasını döndü. Haerim'e son kez bakarak çocuklar ile birlikte oradan ayrıldı.

"Chanyeol? Beni unuttun mu? Beni çok seviyordun." Chanyeol Haerim'in dibine girdi. "Seni unutmam nasıl mümkün olur ki?" Haerim, gülümsemeye başlarken Chanyeol'ün dediği şey ile yavaş yavaş o gülümsemeden eser kalmadı. "Sürekli başıma bela olmaktan bıkmıyorsun. Ne yapayım sana? Ölmek mi istiyorsun?"

"C-Chanyeol, benim Haerim." Chanyeol, Haerim'in boğazına sarıldı. "Eğer ölmek istemiyorsan bir daha buraya gelmezsin. Anladın mı!?" Haerim'in son hissettiği şey ise boğazında sıkılaşan parmaklardı.

Benefits Of Being A NerdHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin