13. Bölüm ❝Köşk❞

398 66 40
                                    

Kelime Sayısı: 1541

Btsin  bu şarkısını çok seviyorum siz de dinleyin çünkü hoşuma gider

Merhabalar, yine ben! En son arkadaşım 200 olmuşuz dedi. Valla mı dedim. Ne diyeceğimi bilemedim. Çünkü neden bileyim. Çünkü beynim yanıyor. Bir de survivor final oluyor. Çok sıkmıştı. Biraz komiklik görmek istiyorum.

Bir de Hürrem izliyorum. Sülüman rus cariyeleri gönderdi. Acaba daha neler olacak çok merak ediyorum. Neyse çok konuştum. Keyifli okumalar be ye e

"Baekhyun!"

Baekhyun ismini bağıran kişiye şaşkınca baktı. "Luhan?" Luhan sert olduğunu düşündüğü adımlarla Baekhyun'a ilerledi. "Böyle hasta bir şekilde nasıl iş yapmayı düşünebilirsin!?" Baekhyun gülümsedi. "Endişelenme. Gerçekten daha iyi hissediyorum."

Luhan'ın arkasından gelen Kyungsoo konuştu. "Daha iyi hissetmen iyileştiğin anlamına gelmez." Baekhyun daha yeni edindiği arkadaşlarının bu endişesinden dolayı mutluydu. Onları endişelendirmek istemezdi. Ama endişeleri onu daha değerli hissettiriyordu.

"Bana inanın. İyiyim. Sadece kısa bir işim kaldı. Siz de lütfen oraya oturarak beni bekleyin." Luhan kesin bir dille reddetti. "Hayır." Kyungsoo göz devirdi ve kuzenini geri çekti. Baekhyun ona teşekkür edercesine gülümsedi ve hala odada olan Junmyeon'a geri döndü.

"İmparator, kişisel ihtiyaçlarını imparatorluk hazinesinden karşılamıyor. Peki ya Haerim? Burada yüklü bir miktarda altın aldığı yazıyor." Junmyeon başını salladı. "Prenses Haerim'e uzun zaman önce imparatorluk hazinesine erişim hakkı tanındı."

"Hazine, halkın ödediği vergiler ile çoğalıyor. Bu demek ki imparator da dahil hiç kimse bu hazineyi kendi kişisel ihtiyaçları için kullanamaz."
Baekhyun kaşlarını çattı. "Haerim yüklü bir miktarda yardım yapmış olmalı, ha?"

Junmyeon sessiz kaldı. Baekhyun derin bir nefes verdi. "Daha fazla sinirlenmek istemiyorum. Gidebilirsin." Yoona'ya baktı. "Ona yardım etmeleri için birkaç kişiyi çağır." Yoona başını salladı ve çağırdığı Jackson ile Junmyeon defterleri alarak ayrıldı.

Kapı kapandıktan sonra Baekhyun arkadaşlarına döndü. "Hoşgeldiniz. Üzgünüm, sizinle ilgilenemedim." Sandalyeden kalktı ve onların yanına giderek koltuğa oturdu.

"Kendin için üzül. Neden dinlenmiyorsun?" Luhan açık sözlülüğünü gösterdi. "Kendimi hiç yorgun hissetmiyorum. Bu yüzden geri kalan işleri halletmek istedim." Luhan göz devirse de daha fazla konuyu uzatmadı. "Neyse, hala geceliklerinlesin. Üstünü giyin." Baekhyun sordu. "Neden ki?"

"Kahvaltıya ineceğiz. İtiraz kabul etmiyorum. Çabuk!" Baekhyun, Luhan'ın emriyle somurttu ve ayağa kalktı. "Biz, sizin kıyafetlerinizi hazırlayalım majesteleri." Suzy hızla dolabı karıştırmaya başlayarak Baekhyun'a kıyafet seçti. Baekhyun kıyafetlerini giydikten sonra kahvaltının yapılacağı salona indiler.

O sırada kahvaltı masasında oturan beşli kendi aralarında konuşuyorlardı. "Dostum, gözlerindeki damarlar fırlayacak gibi görünüyor." Jongdae Chanyeol ile alay edince eşinden dirsek yedi. İnleyerek kolunu tuttu. "Sevgili eşim, sen de sürekli kocana zarar veriyorsun."

Minseok kaşlarını çattı. "Daha terbiyeli davran. Burada misafirsin. Karşında imparator var." Jongdae göz devirdi. "O imparatorsa ben de imparatorum." Minseok, eşinin daha fazla uzatacağını bildiği için sessiz kalmayı tercih etti.

"Baekhyun nasıl?" Sehun başka bir konu açtı. "Sanırım daha iyi. Haberim yok. Tao iyi olacağını söyledi." Jongin şaşkınlıkla Chanyeol'e baktı. "O inatçı adam gece vakti buraya mı geldi? Sürekli keyfine göre hareket ediyordu. Ne ara emirlere itaat etmeye karar verdi?" Jongdae sırıttı.

Benefits Of Being A NerdHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin