🌼Bölüm 21: Yeni Bir 'Emir'

4.7K 173 82
                                    

Merhabalarrr, söz verdiğim gibi bölüm bugün geldi, ama yazmaya ara veriyor muyum; ASLA. Şimdi devam edip bölüm stoklamaya başlayacağım, bundan sonrakilerin düzenli gelmesine çabalıyorum. Oy ve yorumlarınızı esirgemeyin lütfennn 🌼🌼🌼.

Geçen bölüm çok ama çok güzel yorumlar gördüm, hepinize Kocaman sarılmak istiyorum beni gerçekten çok mutlu ettiniz. Emeklerin hepsi bir gün sonuç verecektir, ben buna inanan biriyim, yavaş yavaş da karşılığımı alıyor oluşum beni çok mutlu ediyor. Hepinizi çok seviyorum çok da öpüyorum. İyi okumalar diliyorum papatyalarım 🌼🌼🌼🌼

Bölüm düzenleme işini kısa tuttum, hatam varsa affedin🌼

Artık kendimi dik tutmam gerekmiyordu, artık herkesi kurtarmıştım. Askerler gelmiş, doktorlar bizi teslim almıştı. Kardeşim de Emir de artık güvendeydi ve ben kan kaybından dolayı artık hiç iyi hissetmiyordum. Bu kadar dayanmama bile şaşırmıştım zaten.

Artık kendimi boşluğa bırakma zamanıydı. Sonrasını ise ..hatırlamıyorum.

Gözlerimi açtığım zaman, o çok sevdiğim, her girdiğimde içime çektiğim hastane kokusunu çektim ciğerlerime kadar. Bu defa farklı bir yerdeydim ama.

Önce tavana diktim gözlerimi sonra da serum takılı olan koluma baktım zorlanarak. Kafamı çok hareket ettiremiyordum sadece bakışlarımı yöneltebiliyordum.

Ece'm koltukta uyuyakalmıştı iki büklüm bir şekilde. Ayakkabıları yerde, üstü ise açıktı. Bu halini gördüğüm anda gülümsedim, yorgun olsa bile, beni asla yalnız bırakmazdı. Gerçi.. aslına bakarsak şu anda gidecek başka bir yeri de yoktu.

Ağrıyan boynuma, serum takılı olmayan elimle dokundum. Yara kapalıydı, sargı bezleri üzerinde sarılıydı. Dikiş atılmış olabileceğini düşündüm, yaranın nasıl olduğunu tam göremesem de o anda elimde olanca kan olduğuna göre yara dikişlik durumda olmalıydı. Ayrıca benim kan kaybından bayılmama bile sebep olmuştu.

Her şeyi bir kenara bırakıp, Emir'in nasıl olduğunu düşünüyordu bir yanım da aslında. En son bıraktığımda sedyedeydi ve oradan bana el sallıyordu ama bayıldığım anı görmüş olmalıydı. Beni öyle görünce telaşlandığına da emindim. Üstelik duran kalbi nedeniyle bir hasar olup olmadığını da merak ediyordum ve bunun olmasından da çok korkuyordum. Ben onu her şekilde severdim ama bir hasar olması durumunda o kendini sevmeyecekti, biliyordum. Kulaklarını sevmediği gibi.

Yatakta yavaşça doğrulmaya çalıştım. Başlarda zorlansam da boşta olan elim yardımıyla sırtımı yatağa yaslamıştım. Derince bir nefes aldığımda her yerimin ağrısı ve sızısını hissediyordum. Her ne kadar anın sıcağıyla hiçbir ağrı hissetmesem de şu anda hepsi başıma üşüşmüştü sanki. Ölü yiyici akbabalar gibi.

Doğrulup kolumdaki serumu yavaşça çıkardım yerinden. İhtiyacım yoktu buna. Şu anda ihtiyacım olan tek şey Emir'i görmek ve iyi olduğunu bilmekti.

Ayaklarımı yataktan sallandırdım ve aşağıda duran ayakkabılarımı geçirdim ayağıma. Tam giyemediğim için topuklarına basıyordum.

Ayağa kalktığımda bir an başım dönse de rahatça doğruldum ve gözlerimi açıp kapattım. Ece'nin üzerine de yatağın üstündeki battaniyeyi örttüm. Benden çok o yorulmuştu eminim çünkü çok duygusal bir yapısı vardı. Böyle durumlarda bedenen olmasa bile ruhen çok yorulmuştu. Ben ondan da a güçlü durabiliyordum olaylar karşısında.

Duy BENİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin