🌼 Bölüm 43: Atış Rekabeti

1.7K 64 50
                                    

Merhabalar arkadaşlar. Ciddi uzun bir aradan sonra nihayet ait olduğum yerdeyim. Sağlık problemleri ve sonrasında daha başka ailevi sorunlarla geçen bir dönemeci atlatmış bulunuyorum. Belki de henüz atlatamamışımdır.

Yazmayı delicesine özledim, sizleri ayrıca daha çok özledim. Sizi bu kadar uzun süre bekletmeyi asla istemezdim, lütfen lütfen beni affedin. Hepiniz hoşgörülü ve iyi insanlarsınız biliyorum bu yüzden tek umudum, zor durumda olduğumu anlamanız. Hepinizi çok seviyorum. Bölümü yazmayı bitirir bitirmez yenisine başlayacağım, geciktirmemek için elimden geleni yapacağım size söz veriyorum. Umarım hepiniz iyisinizdir, yorumlarda buluşalım biraz sohbet ederim. Ben hepinizi çok özledim ve çok seviyorum. Sizi bölümle baş başa bırakıyorum artık. Nolur beni affedin. 🌼🌼🌸🌸

Eğer yorumlarınızı görürsem, bu zor dönemimde beni gerçekten motive edersiniz. Lütfen benden şu anda oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin🥺🥺

İyi okumalar 🌼🌼

Yemekten sonra, Sevda ile çok yorgun olduğumuz için hızlıca elimizi yüzümüzü yıkadıktan hemen sonra odalarımıza çekilerek yatıp uyuduk. Gözlerimi kapatırken, düşündüğüm en son şey, Emir'in yüzü ve onu ne kadar çok sevdiğimdi. Uyumadan evvel her gece ve uyandığım anda her sabah yaptığım gibi, kardeşimle mesajlaşmayı da unutmamıştım. İyiydi, sağlığı yerindeydi ve dersleri çok iyi gidiyordu.

Sabah, hep alışkın olduğum gibi erkenden açtım gözlerimi. Burada olmadığım, Bursa'da geçirdiğim zamanlarımda bile her sabah çok erkenden kalkıp, yürür ya da koşardım. Bunu iyileşebilmek için kendime adet edinmiştim. Bu yüzden de artık gözlerim her sabah aynı saatte kendiliğinden açılıveriyordu. Yataktan kalktıktan sonra yaptığım ilk iş pencereyi sonuna kadar açmak oluyordu, bugün de öyle olmuştu. Çünkü bazı alışkanlıklar asla değişmez. İnsanın hayatında rutin olarak yaptığı bazı şeyler vardır ve nereye giderse gitsin ömrü boyunca da böyle kalır.

Günlük, sabah oksijenimi aldıktan sonra odamdan çıkıp, kahvaltı hazırlamak için mutfağa yöneldim. Sevda henüz uyanmamıştı bu sırada. Kahvaltı için dolabı açıp gereken her şeyi çıkarttım ve teker teker hazırlayarak masaya koydum. Yumurtaları dolaptan alıp omlet yapmak için kırdım daha sonra da bir kapta güzelce karıştırdım. Odasından yavaşça çıkıp, çıplak adımlarını bana doğru atmaya başlayan sevgili ev arkadaşımın sesini duyduğumda ise ocağa tavayı bıraktım üzerine de yağı ekleyip, erimesini bekledim. Bu sırada Sevda mutfağa doğru yaklaşmaktaydı.

Kıvırcık, birbirine girmiş siyah saçları, paçaları sürekli birbirine dolanan ve kendisine fazlasıyla uzun gelen pijaması ve henüz açılamamış gözleriyle, tabiri caizse sürünerek, mutfağa girerken tüm bunlara rağmen yine de bana gülümsemeyi eksik etmemişti.

"Günaydın," Gözlerimi tavadan ayırıp arkamı döndüm ve arkadaşımı yanaklarından öptüm. "Günaydıınn,"

Sabah sabah bu neşemin nereden geldiğini ikimiz de bilmiyorduk aslında. Belki de dün yaşadığımız eğlenceli geceden sonra hayatımda yolunda gitmeyen her şeyin düzeleceğine olan inancım tetiklenmişti ve bu yüzden de artık çok mutluydum. Her şey yoluna girecekti.

Sevda bu aşırı neşeli halimin üzerinde pek durmadı. Zaten beni mutlu görmek istiyordu artık. Ya da belki de üzerinden atamadığı uyku mahmurluğu nedeni ile üzerime gelmemişti, sebebini bilemiyordum ama ona minnettardım.

Daha sonrasında geldiği gibi arkasını dönerek üstünü değişmek için odasına gittiğini görünce, yağın üzerine çırptığım yumurtaları döktüm ve tavanın ağzını kapattım. Daha sonra altını kıstım ve ben de onun arkasından mutfaktan çıktım. Omletimiz tavada kısık ateşte kendi halinde pişerken, ben de bu sırada hazırlanacaktım. Adımlarımı kendi odama doğru atıp, hızlıca hazırlanmaya giriştim. Omlet yanmayan giyinmeliydim.

Duy BENİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin