🌼Bölüm 19: Nefes Bile Almadan

4.2K 142 47
                                    

Merhabalar arkadaşlar, gecikti bölüm biraz bunun için çok üzgünüm, sınavlar beni çok sıkıştırdı. Bayadır aklımda bölüm ama bir türlü yazıya dökememiştim ama şimdi teni bölümle karşınızdayımmm. Oy ve yorumlarınızı bekliyorum, şu garip yazarcığı sevindirin azıcık lütfen 😂😂yıldızlara dokunalımmmm ♥️♥️ Umarım beğenirsiniz hepinizi çok öpüyorum🌼🌼🌼🌼

Ellerimiz ayrıldıktan sonra, bir iki adımımı yüzüm ona
dönükken, geriye doğru attım. O ise ellerini arkasında birleştirmiş, bacaklarını hafifçe açmıştı. Tek kaşı havadaydı ve uzaklaştıkça, yüzünde daha sert bir ifade beliriyordu. Yüzüme zoraki yerleştirdiğim gülümsememle ona el salladığımda, Emir tek elini kaldırdı ve öylece havada tuttu. Sonra.. sonra arkamı döndüm ve koşar adımlarla arabaya binip, göz yaşlarımın yağmur damlaları gibi, önümü görmeme engel olmasına sebep olana kadar ağladım ve arabayı sürmeye devam ettim.

Eve geldiğimde, torpido gözünde duran aynamı çıkarıp ağlamaktan kızaran gözlerime ve bitap duran halime baktım. Fena bir haldeydim, içeri böyle girersem Ece çok üzülecekti bu yüzden biraz fondötenle yüzümdeki kızarıklıkları kapatmaya çalıştım. Akan rimelimi de ıslak mendille silmiştim. Fakat yine de gözlerimdeki bu kızarıklığı kapatmam mümkün olmuyordu maalesef. Ama o an şunu düşündüm, 2 saat öncesine kadar ne kadar ağladıysam, şimdi de en az o kadar güçlü ve ayağa kalkmış hissediyordum kendimi.

Aynadan kendime baktığımda baştan aşağı yıkılmış bir kadın gördüm. 2 senemi beraber paylaştığım arkadaşlarımdan ayrılıyordum, alıştığım ve her gün severek gittiğim hastanemden, 2 yılda bile kendimi buraya ait hissettiğim evimden ayrılıp gidiyordum. Bu durumlar hep vardı, her göç ettiğimde yaşıyordum ben bunların hepsini ama bu defa yeni olan bir durum vardı ki sanırım en çok canımı yakan da oydu. Arkamda bir adamı bırakıyordum, geleceğimizin var olabileceğine çok sonradan ikna olduğum, kendime onu sevdiğimi itiraf edemesem de tüm hücrelerimle bağırdığım, gözlerine bakarak sevdiğimi haykırdığım o adamı.

Yan koltuktan çantamı ve telefonumu da aldıktan sonra arabadan indim, etrafımı kolaçan etmeyi ihmal etmeden eve girdim. Ozan bana mesaj gönderebilecek kadar cesaretlendiyse, evimi bulup etrafımda dolanabilecek kadar da delirmiş demekti. Bu defa ama ona teslim olmayacaktım. Hangisi doğru hala karar verememiştim; gitmek mi yoksa kalıp onunla savaşmak mı?

Sanırım bu hayatta hep savaşmak zorunda kaldığım için, artık kalıp savaşmaya gücüm de cesaretim de kalmamıştı. Yapacak gücü içimde bulamadığım için gitmeliydim işte.

Eve girer girmez Ece'nin müzik sesleri yine evi doldururken hafifçe gülümsedim. Bir ergenle beraber yaşamak böyle bir şeydi ama yine de Ece benim dünyamın ta kendisiydi. bu müzik sesini duymadığım zaman, işte o gün ne kadar boşluğa düşeceğimi hissettim. Gülümsemem solmadan odasına girdiğimde hızla, kafasını gömdüğü masadan kalkıp bana döndü. O önünden çekilince, masanın üstünde duran bıçağı görünce telaşlandım, birisi - ki bu birisi bence Ozan'dan başkası değildi- rahatsız etmeye geldi sandım. Hızla ilerleyip yanındaki yatağına oturdum ve sandalyesini de kendime döndürüp ellerini tuttum.

"Biri mi geldi?" Gözlerimde yanan alev ve telaş içindeki yüzüm ona komik gelmiş olacak ki, en içten şekilde gülmeye başladı.

"Yok ablam yok, sen kendine dikkat et demedin mi? Sözünü tutuyorum işte, ben de yanıma bunu koyuverdim. Banaa bir şey olmadı ama.. sana bir şey olmuş. Esas sana ne oldu anlat bakalım? Dökülmüş yine inciler." Her zaman benim ne halde olduğumu görürsün değil mi papatya? İçimi okur, ruhumu incelersin. Açılan deliklere sarılırsın bilerek, kapansın diye.

"Eşyalarımızı toplamaya başlamalıyız Ece, çünkü dilekçem onaylanmış. 2-3 güne haber gelecek ve gideceğiz."

Ece kaşlarını kaldırıp gözlerime dikti gözlerini, içimi delip geçecek gibi bakıyordu. Buradan gitmek istemediğini anlıyordum ama onun da tek isteği benim hayatımı yaşamamdı, bilmiyordu ki ben kendisiyle yaşıyordum zaten. Ece derin bir nefes alıp bakışlarını benden çekti. Kafasını aşağı yukarı, tamam dercesine salladı ve mecburen bana teslim oldu.

Duy BENİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin