🌼 Bölüm 29: Babasının Kızı 'ÖZER'

2.9K 114 97
                                    

Merhabalar önceliklee, bölüm gecikti çünkü ciddi problemler yaşıyorum. Bu hafta içinde iki defa hastaneye gitmek zorunda kaldım. Covid değil merak etmeyin 🤭😂😂

Buraya da yazayım, bölüm sonuna da ekliyorum. Problemlerim nedeniyle yazmaya 1 hafta ara veriyorum. Hepinizden tekrar tekrar özür diliyorum, düzenli olmasını çok istiyordum. 🌼🌼

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum bu bölüm bol bol, sonraki bölüm yorum yapan herkese ithaf edeceğim bölümü. 🌼🌼

Hepinizi çok seviyorum, keyifli okumalar. 🌼🌼

Tüm o anlattıklarımdan sonra Emir'in gözlerine bakabilmek için cidden çok büyük bir çaba sarf etmiştim. Orada, derin gözlerinde, o simsiyah çukurlarında göreceğim şeyden korkuyordum. Ne göreceğimden de emin değildim aslında. Ne hissettiğini anlamak çok zordu, Emir kapalı bir kutu gibiydi ve ben onu açabileceğimden de şüpheliydim. Öfkeyle mi karşılaşacaktım yoksa tüm sakinliğiyle bana verdiği sözü tutacak mıydı bundan hiç emin olamıyordum.

Tüm bunları açıklıkla anlatırken, ondan sakladığım bazı şeyler de olmuştu elbette. Mesela ona, kliniğin mutfağında bulduğum o defterden hiç bahsetmemiştim. Neden sözünü etmediğimi bilmiyordum. Ama şundan emindim ki, Emir bunu duyarsa oraya gitmeme asla izin vermezdi.

Bunu saklarken, etrafımda bir hain olduğundan bahsetmiştim konuşmamızda. Daha sonra da onunla, bu haini bulmak için sıkı bir plan yapmıştık. Uygulamaya geçmek için uygun zamanı kolluyorduk.

Fakat bu defter konusundan ona bahsedersem, beni asla oraya göndermeyecekti bunu biliyordum. Ama ben orada neler döndüğünü görmek istiyordum ve bu yüzden kimsenin bana engel olmasını istemiyordum. O benden çok daha deneyimli idi, tuzaklar ve nasıl çözülecekleri hakkında. Elbette ben de farkındaydım bir şeylerin, büyük bir tuzağa çekiliyor olabileceğim düşüncesi kafamı kurcalıyor, hatta tamamını kaplıyordu. Ama yine de Emir'in çok faydası olabileceğini de aklımın bir köşesi bas bas bağırıyordu. Ben onu susturmak için büyük çaba sarf ediyordum.

Yine de, babam boşuna uğraşmamıştı onlarca sene benimle. Artık ondan öğrendiklerimi kullanma vaktim gelmiş de geçiyordu bile. Geç bile kalmıştım.

Babam bana hayatta kalmayı, silah kullanmayı öğrettiği gibi cesareti ve bir şeylerden kaçmanın gereksiz olduğunu da öğretmişti. Eğer kaçıyorsan, sadece korkudan değil derdi hep, kaçıyorsan kendinden de kaçıyorsundur, kendinden asla kaçamazsın bulur seni.

Eğer bir yerde, bir şekilde bana bir tuzak kurulmuşsa, gidip bunu da bozma isteğim bu yüzden ağır basmaktaydı. Soyadımın hakkını, babamın hakkını babama teslim etmeye gidecektim. "Baba bak kızın artık bir Özer oldu tam anlamıyla," diyecektim. Bir oğlunu, asker olmasını isterken kaybetmişti ve sonra kızını asker gibi yetiştirmişti onun hasreti ve acısıyla. Ama ben hiç gösterememiştim babama büyüdüğümü ve hiçbir şeyden korkmadığımı. Çünkü korkuyordum. Ama şimdi yalnız olmadığımı bana delicesine hissettiren biri varken, korkmak faydasızdı. Emir bana bir şey olmasına izin vermezdi, aynı babam gibi.

Onun bana öğrettiği şeyleri şimdiye kadar neredeyse hiç kullanmamıştım çünkü ben doktordum, başka bir şey olmayı tercih etmemiştim. Ama artık değişmiştim sanırım, artık koruma güdüsüyle, iç kavgalarımı bir köşeye fırlatıp atmıştım ve istediğim tek şey 'babamın kızı,' olmaktı. Bu yüzden artık onu gururlandırmak istiyordum.

İşin içinde olanlardan birinin Ozan olduğuna kesinlikle emindim. Ama diğer isim konusunda ciddi şüphelerim vardı. Sezer'in olamayacağından eminken, Arif ve Seda'dan o kadar emin olamıyordum.

Herkesin benden büyük bir şeyler, büyük sırlar gizlediği bu hayatta, ben de artık birilerinden bir şey gizlemeyi kendimde hak olarak görmeye başlamıştım. Emir bana açık açık, benden bir şey sakladığını ama bana söyleyemeyeceğini dile getirmişken, şimdi ondan bir şeyler saklamama kızmayacağını düşünüyordum.

Duy BENİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin