🌼Bölüm 26: Kim Bu Hain?

2.3K 123 43
                                    

Yeni bölümle geldimmm. İyi okumalar diliyorum, oy ve yorumlarınızı bekliyorum. Sizi çok seviyorum 🌼🌼

Geçen bölüm ithaf yapmamıştım ama bu bölüm yapmak istiyorum. 🌼🌼

Bu bölümün ithafı geçen bölüm yorum yapan herkese geliyor. 🌼🌼 ayrıca da panoma güzel şeyler yazan birine de ithaf etmek istiyorum bu bölümü 🌼🌼

kermitzehra
berremyapmaz
hikaye_kurdu_431
citak2006
dunya0512
Hepinizi, okuyan herkesi çok seviyorum, her şey için teşekkür ediyorum. ❤️❤️🌼🌼

"Ne soracaksın?" Ben de en az onun kadar öfke doluyordum. Her ne için geldiyse, itham eder gibi bir hali vardı. İşaret parmağını bana sallaması bile, dün gece gördüğüm adamdan çok farklı olduğunu hissettiriyordu bana.

"Ozan kim?" Duyduğum cümleyle nefesim kesilirken, elim de az kalsın ölmek üzere olduğum o ana, boğazıma doğru gitti yavaşça. Gözlerimi Emir'den kaçırdım ama salak değildi, bende bir şey olduğunu görüyordu.

"Bahar.. cevap ver bana!" İrkilerek kendimi toparlayıp daldığım o yerden çıktım fakat karşımda gördüğüm adamı tanıyamıyordum. Bir iyi bir kötü davranmasından çok yoruluyordum artık. Ne zaman ne yapacağını bilememekten, bu belirsizlikten çok sıkılmıştım.

"Sen önce bir sakin ol, bana izin ver ki ben de anlatayım." Kapının pervazında duran elini yerinden kaldırdı, vurarak geri yerine koydu. Çıkan sesle irkilip aniden gözlerimi kırpıştırdım ve bir adım geri kaçtım. Elimdeki tabancayı da kapının yanında duran vitrine sakince bıraktım. Ama hiç de sakin değildim. Böyle davranmasının beni ne kadar üzdüğünün hiç farkında değildi.

"Şu anda sana hiçbir şey anlatmayacağım Emir." Kafasını bana biraz daha yaklaştırdığında büyüyen burun deliklerini görebiliyordum. Öfkesi bana değildi, bunun gayet ner bir şekilde farkındaydım. Ozan onu ciddi anlamda delirtmiş olmalıydı, işte tam da bu yüzden, şu anda ona yaşadığım her şeyi asla anlatamazdım. Bu sinirle bir de yaşattıklarını öğrenirse, gidip, hangi delikteyse bulup, Ozan'ı öldürürdü çünkü.

"Öfkem için.. senden.. özür dilerim," dişlerini sıkarak ve gözlerini ara sıra uzunca kapatarak konuşuyordu. Öfkesini bana yönlendirmek istemediğini de görebiliyordum fakat şu anda başka bir yere yönlendirmesine de izin vermeyecektim.

"İçeri gir hadi de, şu kaşına bir bakalım." Pervaza bir defa daha vurduktan sonra ayakkabılarını çıkarıp içeri geçti. Rüzgar gibi ilerliyordu mutfağa doğru. Arkasında kokusuyla beraber rüzgarını bırakıyordu. Rüzgar mı, fırtına mı bunu da zaman gösterecekti bize.

Gözlerim arkamda duran Ece ile buluştuğunda ise ona gözlerimle 'git,' dedim. Ece her zamanki gibi, beni anlayarak kafasını sallayıp odasına girerken Emir de son hızla mutfağa doğru ilerliyordu. Dış kapıyı kapatıp derin bir nefes alıp gözlerimi kapattım. Bunu Ozan'a, o şerefsiz herife misliyle ödetecektim!

Mutfağa, Emir'in yanına gitmeden önce banyo dolabına geçen gün yerleştirdiğim pansuman malzemelerimi aldım sonra da gidip mutfak masasının üzerine attım. Evet, sesli bir şekilde masaya fırlattım. Emir tepkisini bağırıp çağırarak gösteriyorsa ben de tepki göstermeyi kendimde hak buluyordum. Gözlerim kısılmıştı, öfkesi direkt olarak bana olmasa da bu sinirli ve gözü hiçbir şeyi görmeyen haline uyuz oluyordum. Kara Komutan olduğu o anlara yani. Çünkü gözleri kararıyordu. Onu bir defa daha böyle görmüştüm ve o zaman neden Kara Komutan dediklerini anlamıştım. Gözleri kararıyor, öfkesiyle her yeri de karartıyordu ve herkesi korkutmayı başarıyordu. Öfkesinden pay almamak için dua edecek hale getiriyordu herkesi.

Duy BENİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin