🌼Bölüm 40: Neden?

1.7K 87 28
                                    

Merhabalar, AYLAZZ4321 bölümü erkenden atabilmemin mümkün olup olmadığını sormuştu, ben de hemen işleri hızlandırdım. Aslında daha erken atmak istemiştim ama bu bölüm benim adıma çok yoğundu. Önemli bir bölüm olduğu için dikkatli yazmak istedim, istediğim sürede gelmedi bunun için lütfen kusuruma bakma AYLAZZ4321 🥰🥰🥰

Bu bölüm, tüm gerçekler açığa çıkıyor. Görelim bakalım nedenmiş nasılmış? 🌼🌼

Çok konuşmuyorum ve sizi bölümle baş başa bırakıyorum. Ağlamadan çıkanlara helal olsun diyeceğim, hepinizi çok seviyor ve öpüyorum. ❤️

Oy ve yorumları lütfen unutmayalım 🙏

Ellerimi ikisinin de omzuna hafifçe bıraktım sonra da kafamı aralarına soktum. İkisinin yüzü de bana döndüğünde gerçekten çok komik göründüğümüze emindim.

"Ben iyiyim, güzellerim. Ve dün gece bir karar verdim, bundan sonra burada kalıyoruz."

Kızların gözleri yavaşça büyümeye başlarken ben keyifle gülmeye başlamıştım. Önce kendini toparlayıp kendini konuşmaya hazır hisseden Sevda olmuştu. "Nasıl yani? Seni bu evde kalmaya ikna edebilmek için uzunca bir süre dil döktüğümü hatırlıyorum. Şimdi de kalkmış diyorsun ki, ben burada kalıyorum, gitmiyorum."

İkisinin de omuzlarında duran kollarımı kaydırarak olduğu yerden çekip, masadaki yerimi alırken onların gözü beni takip ediyordu. Ben masanın başında duran sandalyeye oturduktan sonra da sakince beni dinlemeye devam ettiler. Kararımdan dolayı ikisi de gerçekten çok şaşırmıştı ve bu da yüzlerinden okunabiliyordu. Ama beni dikkatle ve sabırlı bir şekilde dinlemeye hazırdılar, bunu da görebiliyordum.

Sandalyede iyice yerime oturduktan sonra ikisinin gözlerine son bir defa baktım. Benim hala konuşmadığımı gören Ece hemen lafa daldı ve kollarını da kendiyle beraber hararetli bir şekilde hareket ettirerek konuşmasına başladı.

"Ben seni anlamıyorum ki, sen buradan mutsuz ayrıldın. Bursa'da kendine mutlu bir hayat kurdun. Şimdi ne değişti de geri dönmeye karar verdin ben anlamıyorum abla?" Sözlerindeki sitemi duyabiliyordum, ama içinden geçenler sadece bunlar değildi; kendini tutuyordu. Söylemek istedikleri bundan daha fazlasıydı bunu biliyordum. Bu yüzden de ona biraz zaman daha verdim. Sandığım gibi de oldu, Ece konuşmaya devam etti.

"Ben.. ya sen o gün darmadağın bir haldeydin eve geldiğinde. 'Ece kalk gidiyoruz,' dediğinde hiç itiraz etmedim ağzımı bile açmadım ve sana uydum. Nereye gidersen tamamım dedim çünkü çok üzgündün. İyi olacağına inandın ben de sana inandım ve peşinden geldim hiç sorgulamadan. Abla bak, ben seni bir defa daha öyle kırılmış bir halde görmek istemiyorum. Bu yüzden de artık sorgulamam gerektiğine inanıyorum. Şimdi bana neden kalmak istediğini, ben ikna olana kadar anlatır mısın?"

O öfkeli sözlerini sürdürürken, bense yüzümdeki hafif gülümsemeyi kaybetmeden ona bakmaya devam etmiştim. Bu yüzden, biraz da olsa sakinleşmişti. Ellerini, hararetli konuşması biter bitmez masaya koyduğunu görünce ben de kafamı aşağı yukarı salladım ve ondan daha sakin bir şekilde konuşmaya başladım. Sevda'nın suratında, tüm bu konuşmalar sırasında hiçbir değişiklik olmamıştı. Sadece bizi dinliyordu.

"Ece, ben seni anlıyorum ablacım. Ama.. ben Bursa'da mutlu değildim, hiç mutlu olmadım. Sana öyle gösterdim çünkü seni üzmeyi hiç istemedim. Ama buradayken ben mutluydum Ece. Evet çok kötü şeyler yaşandı ve kaçarcasına ayrıldım mutlu olduğum yerden ama ben burada insanlara faydalı oluyordum ve bu yüzden çok mutluydum. Buradaki insanların her yerden, her şeyden daha çok ihtiyacı var bana. Bir kliniğim vardı, insanlara yardım ediyor ve mutlu ediyordum. Faydalı olduğumu hissediyordum ve bu sayede de mutlu oluyordum. Yine öyle olmasını istiyorum. Bakın.. ben Emir'i unutamadım doğru ama artık onsuz da olsam mutlu olmaya karar verdim. Bunun için de ne gerekiyorsa, elimsen ne geliyorsa yapacağım."

Duy BENİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin