4. Bölüm

12.4K 245 35
                                    

"Yeni gelen stajyer başvurularını odama getir. Bu yeni müşterilerin dosyasını da istiyorum. Son olarak dünkü toplantıda konuştuğumuz hataların üstüne gidilmiş mi kontrol et, bana bildir."

Bir yandan odama doğru yürüyor diğer yandan da Ercan'a isteklerimi sıralıyordum. Odamın önüne geldiğimizde ona döndüm. 

"Anlaşıldı mı?"

"Anlaşıldı efendim." dediğinde ben kafa sallayıp içeri girerken o da büyük ihtimalle söylediklerimi yapmak için uzaklaştı. 

Bugün çok yoğun bir gün olmuştu benim için. Sonunda üzerine yoğunlaştığımız müşterileri ikna edebilmiştik ve bu bizim için gerçekten büyük bir artı olmuştu. Bu sabah imzalar atılmıştı ve sonrasında eski müşterilerimizden biri için yazdığımız bir yazılımda hata çıkmıştı. Aynı zamanda yeni müşterilerin işini de halletmemiz gerektiği için bütün çalışanları yeni müşterilere yönlendirmiştim. Şimdi de onları kontrolden geliyordum ve oldukça iyi bir iş çıkartmışlardı.

Yazılımdaki hatayı beş buçuk saatlik bir uğraş sonucunda bulmuş olsam da bulup çözdüğüm için rahatlamıştım. Odama girdiğimde içeride gördüğüm adamla kısa bir süre duraksasam da hemen kendimi toparlayıp sandalyeme oturdum. Bacak bacak üstüne atarak koltukta keyifle oturup beni izleyen adama baktım.

"Hangi rüzgar attı seni buraya?" Dirim alt dudağını ısırıp sırıttı ve kafasını yana eğdi. Bir haftadan fazla bir zamandır görüşmemiştik. Beni baştan aşağı süzdüğünde bakışlarının gözlerime dönmesi büyük bir sabırla bekledim. Bakışları hafifçe açılmış yakamda biraz fazla oyalansa de umursamadım. 

"Seni özledim." dediğinde alayla güldüm. Alayımı anlamış olmalı ki mahcup bir edayla baktı bana. "Kızgın mısın bana?" dediğine kafamı iki yana salladım.

"Kızgın olmam için bir sebep var mı?" dediğimde elini ensesine atıp ovalarken odayı gözleriyle taradı.

"Bir haftadır görüşemiyoruz. Çok yoğundum aramaya da fırsat bulamadım."

Hafifçe gülümseyip kafamı sağ omzuma doğru yatırdım. "Sorun değil." Masamın üzerindeki dosyayı toparlayıp ayağa kalktım ve karşıdaki dolaplardan birine koydum. "Bir şey içer misin?" derken tekrar masama gelip sandalyeye oturmuştum. 

Ayağa kalktı ve yanıma geldi. Masaya yaslanırken elini saçlara uzattı ve saçımın ucuyla oynamaya başladı. "Bugün bir şeyler yapabilir miyiz?" Önümdeki bilgisayarı da kapatıp kenara kaldırdım. Kafamı kaldırıp göz ucuyla ona baktıktan sonra masamı düzenlemeye devam ederken cevap verdim.

"Reglim." Eli birkaç saniye duraksadığında ona döndüm. Bu kadar dürüst olmamı beklemiyor olacak ki bir iki kez gözlerini kırpıştırdı.

"Tamam başka bir şey yaparız biz de?" diye sorar gibi konuştuğunda ona döndüm. 

"Ne gibi?"

"Arkadaşlarımla tanıştırırım seni." dedi omuz silkerek. Ben de omuz silkip kafa salladım. "Olur."

"Anlaştık o zaman?" dediğinde kafa salladım. "Akşam dokuzda alırım seni." dediğinde tekrar kafa salladım. Masadan ayrıldığında kafamı kaldırıp ona baktım. "Görüşürüz akşam." dediğinde ben de "Görüşürüz." dedim ve odadan çıkmasını izledim.

O çıkar çıkmaz Ercan içeri girdiğinde dosyaları önüme bıraktı. Birkaç adım geri çekildikten sonra "Eksikler giderilmeye başlanmış efendim. Hala üzerinde çalışılıyor." dediğinde kafa salladım. 

"Başka bir isteğiniz var mı efendim?" Derin bir nefes aldım. "Bir daha ben yokken odama kimseyi sokmayın." 

"Sizin arkadaşınız olduğunu söyleyince..."

Düşmedim Daha +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin