31. Bölüm

4K 169 16
                                    

Medya; Beran Kotan

Dirim'in yanına gittiğimde belimden tutup beni dans pistine çekti ve kollarını belime sarıp etrafa bakmaya başladı. Herkes çılgın gibi dans ederken biz resmen ortalarına geçmiş sarılıyorduk. Ben de kollarımı omzuna doladığımda gözlerime baktı. İlk tanıştığımızda bile böyle soğuk bakmıyordu bana.

"O heriflerin yanında ne işin vardı?" dediğinde derin bir iç çektim. Cevap vermeden etrafı izlemeye başladım. Yorulmuştum. 

"Sana bir soru sordum Anka?" dediğinde ona çevirdim bakışlarımı. "Dirim lütfen. Yorma beni." dediğimde kafa sallayıp alt dudağını ısırdı sinirle. "Tamam, tamam yormayacağım seni. Kabul ettiler mi bari?" dediğinde kafamı iki yana salladım. Eğer bu son olay olmasaydı ona anlatabildim ancak şu an hiç içimden gelmiyordu anlatmak. Ona olan azıcık güvenimi de götürmüştü. 

"Eve geri dön." dediğinde bakışlarımı gözlerine çevirdim. O da ciddiyetle gözlerime bakıyordu. "Ayrıldığımızı anlamamalılar. Bu işlerine gelir." dediğinde bir süre gözlerine baktıktan sonra kafa salladım. Boşanmayacaktık bu belliydi. Evliliğimiz çıkarlara dayalıydı zaten neden böyle bir olay oldu diye sonlandıracaktık ki?

"Neden yaptın ki böyle bir şeyi?" derken sesi kırgın çıkmıştı. Ama benim kadar kırılamazdı. Açıklamama bile izin vermemişti ki. "Ben bir şeyler paylaşmaya başladığımızı düşünmüştüm." dediğinde gözlerimin dolduğunu hissetmemle gözlerimi kaçırdım gözlerinden. 

"Asıl sen nasıl inanabildin buna?" derken ve bakışlarımı tekrar ona çevirmiştim. "Hiç mi güvenmedin bana?" derken sesim titremişti. Kaşları hafifçe çatılırken gözlerimin tekrar dolmasını engelleyememiştim. "Ben senin kollarında çocuk gibi ağlamıştım ya." Onun için bu hiçbir şey ifade etmiyor olabilirdi ancak benim için ediyordu. "Ben, en sonra ablamın kollarında ağlayan ben, senin kollarında savunmasızca ağlamıştım. Hiç mi bir şey ifade etmedi sana?" Kaşları daha çok çatılırken gözlerime dikkatle bakmaya başladığında tekrar yutkunup boğazımdaki yumruyu götürmeye çalıştım. Gitmeyeceğini anladığımda boynuna doladığım kollarımı çözüp ayrıldım ondan ve çıkışa ilerledim. O da peşimden gelmeye başladı.

******************

Bardaki günün üstünden iki hafta geçmişti. Dirim'le üç haftadır doğru düzgün bir iletişimimiz yoktu. Ben eve geri dönmüştüm. Dediği gibi gerçekten aramızın bozuk olduğunu kimseye belli etmemeliydik. Ancak bu aramızın iyi olduğu anlamına gelmiyordu. Aynı evde yaşayan iki yabancı gibiydik. 

Gerçi ne kadar tanıyabilmiştik ki birbirimizi?

Saat gece 11 olmuştu. Birazdan uyuyacaktım ama öncesinde sürahimi doldurmak için aşağıya inmiştim. Mutfağa girdiğimde dış kapının açılıp kapanmasıyla alt dudağımı ısırıp suyu biraz daha açtım. Küçük sürahim dolduğunda hızlıca mutfaktan çıkıp merdivenlere ilerledim. Merdivenlere salondan gidildiği için koltukta oturan Dirim'le karşılaşmam tesadüf olmamıştı. 

"Anka." 

Adımı seslendiğinde adımlarım durakladı. Arkamı dönmeden hızlıca yukarı çıktığımda arkamdan gelen sesler peşimden geldiğinin habercisiydi. Bu kadar gürültülü gelmesinin tek bir nedeni olabilirdi o da sarhoş olmasıydı. Kendime ayırdığım odaya geldiğinde ben çoktan sürahiyi bırakmış yatağıma oturmuştum. Odaya girince duraksadı ve gözlerini kapatıp derin bir nefes çekti içine. Bunu odanın kokusunu almak için yaptığını anlamıştım. 

Benim olduğum tarafa geldi ve önümde diz çöktü. Ellerimi avuçlarının içine aldığında sadece bakmakla yetiniyordum. Avuç içlerime öpücük bıraktığında şaşırsam da tepkisizce onu izlemeye devam ettim.

Düşmedim Daha +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin