9. Bölüm

7.6K 167 3
                                    

"Patronun kim senin?" diye sordum kendime geldiğimi hissettiğimde. 

"Önemli olan o değil. Bu işin peşini bırak yoksa biz de senin peşine düşeriz." dediğinde alayla güldüm.

"Düşsenize bir peşime ya." dedikten sonra karşımdaki adama sağlam bir kafa attım. Bir iki adım gerilediğinde duvardan destek alarak tüm gücümle karnına bir tekme attım. Adam yere düştüğünde hızlıca belindeki silahı aldım ve kabzasıyla adamın kafasına vurdum. Tamamen yere yığıldığında ayağa kalkıp derin bir nefes aldım. 

Arabama döndüğümde tekerleğinin patlak olduğunu hatırlayınca göz devirip bagajı açtım. Yedek lastik ve diğer gerekli şeyleri aldıktan sonra patlayan lastiği değiştirdiğimde adam hala ayılmamıştı. Adamı koltukaltından tutup arabaya sürükledim ve arkaya yatırdım. Tekrar arabaya binip gizli depolarımdan birine sürdüm.

Depoya vardığımızda adamı bir sandalyeye oturttum ve bağladım. Suratındaki maskeyi çıkarttığımda tanıdığım biri olmadığını gördüm. Depoda bulduğum bir kovaya musluktan su doldurduktan sonra geri dönüp adamın başından aşağı döktüm tüm suyu.

"Ananı-" diyerek uyandığında onu susturdum. "Şişt. Küfür etmek yok." dediğimde kafasını kaldırıp bana baktı. Gözlerini kocaman açıp "Sen beni buraya nasıl getirdin lan?" dediğinde alayla güldüm. 

"Lafı uzatmayacağım. Patronun kim?" dediğimde o da güldü. "Konuşacağımı sanman komik." 

Üzerindeki iplerden kurtulmayı denedi. "Beni buraya nasıl getirdin bilmiyorum ama bunlardan kurtulduktan sonra seni bir güzel becereceğim." dediğinde bir sandalye çekip karşısına oturdum. 

"Seni buraya kim gönderdi?" Sorumu tekrarladığımda bu sefer gülmeyi kesip kaşlarını çattı. "Kızım sen bela mısın benim başıma? Çöz lan beni çabuk!" diye bağırdığında derin bir nefes alıp dizlerime vurarak ayaklandım. 

"Peki bunu sen istedin." Deponun köşesindeki dolaba ilerleyip içinden istediğim şeyi çıkarttım. Yanına geri döndüğümde elimde gördüğü şeylerle yutkundu. "Sen onları kullanmayı biliyor musun cici kız? Kendini yaralama sonra?" diye benimle alay ettiğinde ona  boş boş baktım.

"Çok boş konuşuyorsun." dedikten sonra bıçakların arasından birini seçtim. Bıçağın keskin tarafını yüzünde gezdirirken yutkundu. "Biraz daha dolu konuşmak ister misin?" diye devam ettim. Sonra sadistçe sırıttım. "Eğer istemezsen seni biraz motive edebilirim." 

Bıçağı omzuna doğru indirdim. "Dene. Konuşmayacağım." dediğinde kafa salladım. Elimdeki bıçağı omzuna sapladığımda acıyla bağırdı. "Peki." Elime bu sefer başka bir bıçak aldığımda acı dolu gözlerini bana çevirdi.

"Seni orospu!" diye bağırdığında "Tatlım! İltifat ediyorsun!" diye coşkuyla konuştuğumda gözlerimdeki ifadeyi gördüğünde yutkundu. Bu ifade onu konuşturmadan bırakmayacağımı gösteriyordu.

Elimdeki bıçağı bacaklarına sürttüm. Yavaş yavaş kasıklarına giderken gözleri büyüdü. Geri çekilmeye çalışsa da bağlı olduğundan dolayı hareket edemiyordu.

"Söyleyecek misin?" Kafamı yana eğdim. "Yoksa söylemeyecek misin?" Bıçağın ucunu hafifçe kasıklarına batırdığımda ciddi olduğumu anlamış olmalı ki yüzü bembeyaz oldu. 

"Tamam, tamam söyleyeceğim."

****

"Anka Hanım, Pamir Bey şirkete giriş yapmış haber vermek istedim." Ercan beni bilgilendirdiğinde kafa salladım. 

"Sağ ol Ercan. Çıkabilirsin." Kafa sallayıp kapıya yönelmişti. "Unutmadan, Recep Bey'den anlaşmanın kopyasını isteyebilir misin?" dediğimde kafa salladı tekrar ve odamdan çıktı.  

Düşmedim Daha +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin