41. Bölüm

3.3K 157 11
                                    

Medya; Dirim Çağıran

Anlayışınız için hepinize çok teşekkür ederim 💖Bölüm biraz kısa ama sizi daha fazla bekletmek istemedim. Büyük ihtimalle yarın bir bölüm daha gelir.

Herkese iyi okumalar :)

Yemekten sonra hep beraber salona geçmiştik. Biz koltuklara kurulurken Ahsen aklına bir şey gelmiş gibi birazdan geleceğini söyleyip içeri geçmişti. Üçlü koltukta bir yanımda Dirim bir yanımda abim otururken abim beni göğsüne çekmişti bu yüzden Dirim'in ters bakışlarının odağındaydı. Ancak bunun beni ne kadar mutlu ettiğinin farkında olduğu için bir şey demiyordu.

Ahsen ellerinde poşetlerle içeri girdiğinde Beran ve Gediz ne olduğunu anlamış oldukları için sırıtarak yerlerinde doğruldular. Biz diğerleri ise çatık kaşlarla ve meraklı gözlerle ne olduğunu açıklamasını bekledik. Ahsen Gediz ve Beran'ın ortasına oturdu.

"Biz geçen gün alışveriş merkezine gitmiştik, Anka hamile olduğunu söyledikten sonra. Sonra bir bebek mağazası gördük." Ahsen hafif sesiyle açıklama yaparken tepki vermememizi istediği belliydi. Ben ne olduğunu anlayınca heyecanla yerimde doğruldum. Ahsen benim tepkimi görünce rahatlayarak ellerindeki poşetleri hafifçe kaldırdı.

"Dayanamadık, yeğenimize hediye aldık birkaç tane." dediğinde poşetleri açmaya başlamıştı bile. İlk poşetten çıkardığı beyaz zıbını gösterdi. Küçücüktü. Benim ve Handan teyzenin gözleri dolarken Dirim heyecanla eline aldı zıbını.

"Çok küçük ama bu, olacak mı ki ona?" dediğinde alt dudağımı ısırdım ağlamamak için. Bu hamilelik beni çok duygusal yapmıştı ancak bu sefer tek sebebi o değildi. 

Aklıma heyecanla yaptığım ilk bebek alışverişi gelirken kafamı hafifçe iki yana sallayarak düşünceleri kovdum. Evet ilk bebeğimi unutmamıştım ve onun da bunu bilmesi için sık sık tekrarlayacaktım ancak yeni doğacak olan bebeğimi onun gölgesinde büyütemezdim. Bu yeni doğacak olan çocuğa haksızlık olmaz mıydı?

Dirim zıbını bana uzatırken güldüm. Ensesindeki etikete bakıp güldüm. 3-6 aylık bebekler içindi. "Doğduğunda olmayacak bile bu ona. Küçücük kalacak içinde." dediğimde şaşkınlıkla açıldı gözleri. Hiç yeni doğmuş bebek görmediği ne kadar belli oluyordu. 

Ahsen, Gediz ve Beran aldıkları şeyleri teker teker heyecanla gösterirken hepsine baktım teker teker. Abim, Handan teyze, çocuklar ve en önemlisi Dirim... Gözlerim ablamı arasa da durdum, buna da razıydım. 

Misafirlerimiz gitmişti ve Dirim'le beraber yatağa girmiştik bile. Bana yine uyku bastırsa da Dirim'in bakışlarına karşılık vermeden yapamadım. Ben de ona aynı şekilde bakınca gülümseyip alnıma bir öpücük kondurdu.

"Ne sevap işledim de sen girdin hayatıma diye çok düşünüyorum biliyor musun?" Kısık sesiyle konuştuğunda gülümsedim. "Senden önce hiç evlenmeyi, çocuk sahibi olmayı düşünmemiştim." dediğinde kısık sesle güldüm.

"Bana tanışmamızın ilk ayı bile dolmadan evlilik teklifi ederken hiç öyle görünmüyordun ama." dediğimde güldü. "Senin etkin o." dediğinde gözlerime ulaşan gülümsememle baktım ona. 

"Sen de bana gülüşlerimi geri verdin. Umutlarımı, hayallerimi, yaşama hevesimi geri verdin." 

Söylediklerimin hepsi doğruydu. Abimin kaybı, babamın ve Pirana'nın bana yaptıkları şey, bebeğimi kaybetmem, ablamı kaybetmem... Her olay benden bir parça götürmüştü ve son kalan parça da ablamla beraber gitmişti. Bu 5 seneyi sadece ablamın intikamını almak için yaşamıştım. 

'Neden 5 sene sürdü?' diye düşünebilirsiniz. Ama ben de süper kahraman değildim. Bu günlere gelmem, bu gücümü elde etmem kolay olmamıştı. İlk iki sene zaten psikolojik tedaviyle geçmişti. Ablam benim her şeyimdi. Beni hayatta tutan son direkti, o da gidince sistemim çökmüştü. Geri kalan üç senede kendimi silah kullanmada ve dövüşmede geliştirdiğim gibi teknolojide de geliştirmiştim. Teknoloji bu zamanın en güçlü silahıydı. Onların ruhu bile duymadan onlar hakkında bir sürü şey öğrenebiliyordum. 

Düşmedim Daha +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin