37. Bölüm

3.8K 176 17
                                    

Medya; Anka Çağıran (Gerçi artık biliyorsunuzdur ama olsun 😂)

İyi okumalar :) 

"Ne yapacaksın peki şimdi?" Ahsen'in sorusuyla yutkundum. Dirim'e söylemem gerekiyordu. 

"Dirim'e söyleyeceğim." dediğimde derin bir nefes verdi. Sanırım gizlice aldıracağımı falan düşünmüştü. 

"Tamam hadi gel aşağı inelim. Bir şeyler çevirdiğimizi düşünmesinler." dediğinde kafa salladım. 

Salona girdiğimizde Gediz koltukta oturmuş telefonuyla uğraşıyordu. "Beran ve Dirim nerede Gediz?" dediğinde Ahsen, Gediz bizim geldiğimizi yeni fark etmişti.

"Mutfaktalar. Koku mideni bulandırmış herhalde mutfağı temizliyorlardı." dediğinde kafa salladım. Yüzüme yayılan gülümsemeye engel olamasam da hamile olduğum aklıma gelince suratım tekrar düşmüştü.

İstemediğimden değildi. Korkuyordum. Hem de çok korkuyordum. Böyle bir şeyin olacağını hiç düşünmediğim için çok büyük işlere kalkışmıştım. Eğer hamile kalacağımı bilseydim Levent Uysal'a hiç bulaşmazdım. Şimdi onlara bana karşı kullanabilecekleri bir zaaf daha vermiştim. 

Elim istemsizce karnıma gitti. Ona zarar vermelerine izin veremezdim. Bir bebeğimi daha kaybedersem neler olabileceğini ben bile düşünemiyordum.

Dirim ve Beran geldiklerinde Dirim kaşları çatık bir şekilde bana bakmaya başladı. Yanıma oturmasına rağmen bakışlarını benden çekmeyince Ahsen'e baktım. Bana cesaret verircesine baktığında derin bir nefes alıp Dirim'e döndüm.

Ayağa kalkıp "Benim size bir şey söylemem lazım." dediğimde herkesin bakışları bende toplandı.

Herkese teker teker baktıktan sonra en son Dirim'e çevirdim bakışlarımı.

"Ben... Hamileyim." dediğimde odada kısa süreli bir sessizlik oldu. 

"Allah be!" Beran ve Gediz sevinçle bağırıp çığlık atarak ayağa fırladılar ve birbirlerine sarıldılar. "Amca oluyoruz be!" Onlara kısa bir tebessüm etsem de Dirim'in tepki vermediğini gördüğümde bakışlarımı tereddütle ona çevirdim. 

Gözlerinin dolu olması beni şaşkınlığa uğratırken bir cevap vermesini bekliyordum.

"Ben şimdi baba mı oluyorum?" dediğinde benim de gözlerim dolmaya başlamıştı. Kafamı usulca salladığımda ayağa fırlayıp bana sarıldı. "Teşekkür ederim. Bana bu duyguyu yaşattığın içi çok teşekkür ederim." dediğinde gözlerimden yaşlar akarken gülüp ben de ona sarıldım. Gözlerimi kapatıp derin bir iç çekerken rahatladığımı hissettim. Şimdi fark ediyordum, ben Dirim'in bebeği istemeyeceğinden kokmuştum en fazla.

Benden yavaşça ayrılıp koltuğa oturtturdu. "Ne kadarlık? İyi mi? Yarın hemen doktora gitmemiz gerek. İstediğin bir şey var mı? Hemen gidip alabilirim?" heyecanla susmadan konuştuğunda her defasında cevap vermek için açılan ağzım kapanıyordu. 

"Dirim! Sakin olur musun? Ne kadarlık olduğunu ben de bilmiyorum daha doktora gitmedim. Yarın güzel bir doktor ayarlayıp gidebiliriz. İstediğim tek şey de şu an sakince oturup ne yapacağımızı planlamak." 

Kaşları çatıldı otururken. "Ne demek ne yapacağımızı? Aldırmayı düşünmüyorsun değil mi?" dediğinde benim de kaşlarım çatılırken elim istemsizce korumacı bir şekilde karnıma gitti. "Saçmalama." dediğimde yüz ifadesi yumuşarken kaşları düzeldi.

"Ne kadar fazla düşmana sahip olduğumdan haberiniz var mı sizin? Senin de benden alta kalır yanın olduğunu zannetmiyorum." Aklımdan geçenleri söylediğimde derin bir nefes aldı. Ellerimi ellerinin arasına aldı ve küçük bir öpücük kondurdu. 

Düşmedim Daha +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin