43. Bölüm

2.9K 151 5
                                    

Medya; Anka Çağıran

Çantamdan arabamın anahtarını ararken arabamın yanına ulaşmıştım. Bugün bebeğimin kontrolü vardı. 2,5 aylık olmuştu artık. Bu bir ayda Levent'i aramıştım sürekli ancak hala bulabildiğim söylenemezdi. Çember daralmıştı ancak henüz ortaya çıkmamıştı. 

Elimdeki fotoğrafla hastaneden çıkıp otoparka geldim. Arabamı açıp içeriye girdikten bir süre sonra kafamda hissettiğim baskıyla kafamı yavaşça kaldırdım. 

Kar maskeli bir adamla karşılaştığımda sakince derin bir nefes çektim içime. Stres yoktu, stres yoktu. 

"Sür."  

"Kimin adamısın?" dediğimde silahı biraz daha bastırdı.

"Sana sür dedim yoksa beynini dağıtırım." dediğinde göz devirip arabayı çalıştırdım ve otoparktan çıktım. Bir süre gittikten sonra "Sağa dön." dediğinde dediğini yaptım. Uzun bir süre sadece yolu tarif ettikten sonra ıssız bir uçurum kenarına geldiğimizde burada bir adam ve araba olduğunu fark ettim. 

"İn." derken kendi kapısını açmıştı bile. Koltuğumun altındaki koyduğum bıçaklarımdan iki tanesini hızlıca pantolonumun gizli, görünmeyen cebine koyup arabadan indim. Tek başımaydım ve silahıma uzanırsam dediğini yapabilirdi. Ayrıca tahminlerime göre bu adam beni Levent itine götürecekti.

Beni diğer arabaya bindirdiler. Bir tanesi yanıma otururken diğeri şoför koltuğuna geçti. 

"Maskelerinizi çıkartabilirsiniz. Levent itinin adamı olduğunuzu biliyorum." dediğimde yanımdakinin bakışları bana dönerken onu umursamayıp camdan dışarıya baktım. 

Camdaki yansımasından onun da bakışlarını üzerimden çektiğini görünce önümdekine kısa bir bakış attım, yola odaklanmıştı. Elimi ceketimin cebine götürüp kumaşın üstünden telefonumun kapatma düğmesini buldum ve üst üste üç kere bastım. Ellerimi kucağımda birleştirdiğimde yolculuğun bitmesini bekledim.

Arabadan kolumdan tutarak indiren adam beni peşinden sürükleyerek depoya soktu ve deponun ortasındaki sandalyeye oturttu. Etrafı inceledim. Beni buraya iki adam getirmişti ancak içeride ondan fazla adam vardı. Bir tanesi ip getirdi ve ellerimi arkadan bağladılar.

Dakikalardır bu sandalyenin tepesinde boş boş otururken sonunda deponun kapısı açıldı ve Levent içeri girdi. 

"Anka Kurtulan? Yoksa Çağıran mı demeliyim?" Alaylı bir tavırla konuştuğunda aynı alaylı ifadeyle baktım ona.

"Çağıran'ı tercih ediyorum tatlım."

Yaşlı adam karşıma geçti ve onun için getirilen sandalyeye oturttu. Etrafında yarım daire oluşturmuş adamlara baktım gülerek.

"Sizi bayağı korkutmuşum anlaşılan ki bayağı önlem almışsınız şerefsiz bey."

Levent sözlerime sinirlense de belli etmemeye çalıştı. "Salak bir adam değilim biliyorsun. Pirana'ya yaptıklarını duydum." dediğinde psikopatça sırıttım. Şu an gözünü korkutmaya çalışıyordum.

"Buradan kurtulduğumda çok daha fazlasını senin üzerinde uygulayacağım."

Karşımdaki adam dudaklarını birbirine bastırdı. Yapabileceğimi biliyordu ama sanırım arkasındaki orduya güveniyordu.

"Planlarını bizimle de paylaşmak ister misin? Seni nasıl öldüreceğimize henüz karar verememiştik belki yardımcı olursun." 

"Hayal kuruyorsun Uysal. İkimiz de bu hikayenin sonunu biliyoruz." dediğimde kafa salladı. 

Düşmedim Daha +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin