38. Bölüm

3.8K 170 13
                                    

Medya; Dirim Çağıran

Dirim'in Ağzından;

Şirketteki işlerimi erkenden bitirip eve gelmiştim. Anka'ya bugün, hatta mümkünse etrafımızdaki şu belalardan sıyrılana kadar, işe gitmemesini söylemiştim ancak bunun dikkat çekeceğini söylemişti. Ben de ona onay verince yanında birkaç korumayla beraber gitmesine ikna olmuştum.

Eve geldiğimde üzerime rahat bir şeyler giyip mutfağa geri döndüm. Gaye abladan midesini bulandırmayacak yemek önerileri almıştım ve şimdi ona yemek yapacaktım. 

Kendi halimde şarkı söyleyerek yemek yaparken kapının çalmasıyla ellerimi yıkayıp kapıyı açmaya gittim. Anka olamazdı çünkü onun anahtarı vardı. Delikten baktığımda Gediz'i görünce kapıyı açtım. Gediz sırıtarak bana bakarken kenarda duvara yaslanmış Beran ise ona bıkkın bakışlar atıyordu.

"Sizin ne işiniz var lan burada?" dediğimde Gediz sanki mümkünmüş gibi daha çok sırıttı. "Ablam sana bir liste gönderdi." dediğinde kapıyı ardına kadar açıp içeri geçmelerine izin verdim. Ben mutfağa yönelince onlar da benim peşimden mutfağa geldiler. 

Yaptığım işe geri dönerken onlar da sandalyelere oturmuşlardı. 

"Bakıyorum da babalığa hemen alışmışsın?" dediğinde muzip bir tavırla dudaklarım yukarı kıvrıldı. 

Baba oluyordum ben değil mi?

"Oğlum var ya gerçekten çok değişik bir his. Hayır yani önceden çocuğum olsun falan da istemiyordum neden bu kadar mutluyum bilmiyorum." dediğimde ikisi de gülümseyerek baktılar bana.

"Umarım sağlıklı bir şekilde kucağınıza alabilirsiniz bebeğinizi." Beran'ın sözüyle ona dönüp "Umarım." dedim.

"Cinsiyeti ne zaman belli olacak?" dediğinde Gediz ona 'ciddi misin?' bakışı attım. "Oğlum daha 5 haftalık bebek. En az üç aylık olması gerekiyor cinsiyetinin belli olması için." dediğimde kaşları muzipçe havaya kalktı.

"Daha önce baba olmayı düşünmeyen birine göre biraz fazla bilgilisiniz sanki Dirim Bey?" dediğinde güldüm.

"Bugün bütün gün bebeklerle ilgili makaleler okudum. Anka daha önce hamilelik yaşadı ama ondan bile fazla şey biliyor olabilirim şu an."

Tebessümle baktılar bana. "Şakayı bir kenara bırakalım da oğlum ben çok mutlu oldum lan sizin adınıza. Bu bebek ikinize de çok iyi gelecek ben biliyorum." diyen Gediz'di.

Gülümsedim. Gerçekten çok iyi arkadaşlarım vardı. Sadece mutluluğumu değil üzüntümü de paylaştığım insanlardı bunlar. Şimdi ise benim bebeğimi korumak için kendilerini seferber ediyorlardı. Eminim ki bundan en ufak bir şikayetleri yoktu.

"Siz ne yaptınız peki? Halledebildiniz mi aranızdaki sorunları?" Beran'ın sorusuyla yüzüm düşerken omuzlarımı 'bilmiyorum' anlamında silkmiştim. Gerçekten bilmiyordum çünkü. Anka kapalı bir kutu gibiydi ne hissettiğini anlayamıyordum. 

"Sen ne hissediyorsun peki?" dediğinde Gediz tekrar omuz silkmiştim. "Ben sanırım bazı şeyleri kabullendim." dediğimde önce birbirlerine bakıp tekrar bana döndüler. 

"Neyi kabullendin?" 

"Anka'ya aşık olduğumu." dediğimde ikisi de bir süre bu haberi sindirmeye çalıştılar.

"Sonunda be!" Gediz'in sessizliği bozmasıyla kaşlarımı çatarak ona baktım. "Ne demek sonunda? Sen biliyor muydun?" dediğimde omuz silkti. "Evet, ikinizin de itiraf etmesini bekliyordum. Sonunda biriniz kabullenebildiniz. Ee, ne zaman söyleyeceksin Anka'ya?"

Düşmedim Daha +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin