İyi okumalar :)
Multimedia: DemirElimdeki patates tabağını da masaya bırakıp süslenen kızıma seslendim. Normalde öğlene kadar uyurdu ama bugün Toprak'la gezecekleri için erkenden kalkmıştı. Şimdi de Tuğba ile birlikte kıyafet seçmiş, Nehir'in saçını yapıyorlardı.
''Nehir, hadi anneciğim kahvaltını yap sonra devam edersiniz süslenmeye.'' Kapalı kapının arkasından kıkırtıları kulağıma gelince bende gülümsedim. Dün çok zor bir gün geçirmiştim. Nehir'in kaybolmasını hala üzerimden atamamıştım Nehir mutluydu. O mutlu olduğu için ben de mutluydum.
''Tuğba, hadi çayın soğuyacak.'' cümlem biter bitmez yatak odasının kapısı açıldı. Bu kıza çay verin başka bir şey istemeden yıllarca yaşayabilirdi. Resmen zayıf noktası çaydı.
''Nehir nerede?'' dediğimde odamdan topuk sesleri gelmeye başladı. Kapıda Nehir görününce elimi ağzıma kapatıp kendimi gülmemek için tuttum.
''Bu ne hal anneciğim?'' zorla sorduğum soruyla Nehir başını eğip üzerini incelemeye başladı.
''Anne, Toprakcığımın yanına böyle gidebilir miyim?'' Tuğba'da Nehir'i yeni fark etmiş olmalı ki bir anda gülmeye başladı.
''Toprakcığının yanına Tuğba teyzenin topuklu ayakkabılarıyla mı gideceksin Nehir?'' imalı sesimden anlamıştı izin vermeyeceğimi. Hem o topuklu ayakkabıları nereden bulmuştu bu kız. Omuzlarını düşürüp topuklarını tıkırdata tıkırdata geri gitti.
''Gülme Tuğba.'' dediğimde aksini söylemişim gibi daha fazla gülmeye başlayınca ben de dayanamayıp gülmeye başladım.
''Of anne ya, ne güzel Toprakcığımın yanında topuklu ayakkabılarımla gezecektim.'' ben daha hiç bir şey söylemeden Tuğba atladı.
''Benim topuklu ayakkabım onlar küçük hanım. Hem sen iki dakikada nereden buldun onu?'' Dediğinde Nehir sırıtmaya başladı.
''Ben bulurum ki.'' göğsünü gururla şişirince hep birlikte gülmeye başladık. Nehir'de küçük elleriyle ağzını kapatmış kıkırdıyordu.
''Tamam hadi bırak şimdi topukluyu falan kahvaltını yap Toprak abin gelecek.'' hızlı hızlı kahvaltısını yapmaya başladı.
''Hem bu Toprakcığım nereden çıktı. Toprak abi diyordun sen?'' Tuğba'nın sorusuyla elindeki süt dolu bardağı masanın üzerine bıraktı.
''Biz dün aramızdaki samimiyeti ilerlettik Tuğba teyze o yüzden artık Toprakcığım diyeceğim.'' Yok bu kız hiç bana çekmemiş. Ben bile Toprak'la bu kadar çabuk samimi olamamıştım. Bu kız birazdan gezmeye gidecekti. Ben ne diyorum ya? Ben neden Toprak'la aramda samimiyet kuracaktım ki? Biraz daha düşünürsem daha çok saçmalayacaktım o yüzden kafamın içindeki düşünceleri susturdum.
''Tamam hadi konuşmayın da hemen yiyin, Toprak gelir birazdan. Daha üstünü değiştireceksin.'' tekrar kahvaltısına dönünce karşımda telefona bakarak sırıtan Tuğba'ya ayağımla hafifçe vurdum.
''Hııı'' kafasını bile kaldırmadan ses çıkarınca tekrar ama daha sert vurdum.
''Ne vuruyorsun kızım ya?'' diye çemkirdiğinde gözlerimi devirdim.
''Kiminle konuşuyorsun sen?'' dediğimde elini çenesine koyup sırıttı.
''Biraz Demir'le biraz Ahmet'le biraz Emin'le.'' bu kız iflah olmayacaktı. Cidden akıllanmıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BANA KALBİNİ VER (TAMAMLANDI)
ChickLitMavi gözleri benim gözlerimle buluştu. Sahi kaç ay olmuştu bu kadar derin bakmayalı? İki? Üç? Bizden olmaz, sevme beni derken çok kararlı gözüküyordu. Ama şimdi neden mutsuzdu? "Gittin?" bir adım yaklaşıp fısıldadığında gözlerim istemsizce kapandı...