4. BÖLÜM

7.8K 361 185
                                    

İyi okumalar :)
Multimedia: Tuğba

Nehir'in hıçkırıkları ardı arkası kesilmeden devam ediyordu. Bir anda bunları duymak zor gelmişti. Her ne kadar daha 6 yaşında olsa da bazı şeylerin farkındaydı.

"Anneciğim, yapma böyle ne olursun?" dizlerine gömdüğü başını kaldırıp yaşlı gözlerle bakmaya başladı. Akıttığı her bir damla için Miraç'tan tekrar nefret ettim. Bizi bu duruma düşürdüğü için.

"Anne, babam artık sevmiyor mu beni? Gelmeyecek mi?" dolu gözlerimle bakmaya başladım. Ne diyeceğimi, ne söyleyeceğimi hiç bilmiyordum.

Uzanıp dinmek bilmeyen gözyaşlarını silmek için hareketlendiğimde kendini geri çekti.

"Teyzeciğim yapma ama böyle, bak annen de üzülüyor?"

"Tuğba teyze babamı istiyorum ben." bağırarak ağlamasına hiçbir şey yapmayınca bir anda tutup sarıldım.

İlk önce kollarımın arasından çıkmaya zorladı ama benim bırakmayacağımı fark edip duruldu.

"Anne, babamı arasana. Ben konuşayım bir kerede gelir o. Beni bırakmaz ki." demiştim ya 6 yaşında ama daha olgun diye. Ne kadar olgun olursa olsun çocuktu o.

"Anneciğim, sakin olur musun?" saçlarını öpüp kulağına fısıldadım.

"Anne gelir hadi ara." hıçkırıkları arasında konuşmasına dayanamıyordum. Mavi gözlerinin çevresi kıpkırmızı olmuştu. Nehir böyle ağlarken ne yapacağımı bilmiyordum. Kıyamıyordum kendini parçalamasına ama ne diyeceğimi de bilmiyordum. Miraç'ı arardım aramasına ama küçücük kıza ne diyeceğini kestiremiyordum. Eski Miraç olsa tamam ama şimdiki Miraç' la konuşturmam.

''Tuğba teyze sen ara ne olursun?'' Burnunu çekerek Tuğba'nın yanına gitti. Benim aramayacağımı anlamış olmalıydı.

''Nehir, yapma teyzeciğim. Gel bak otur ağlama önce. Babanın işleri var, bittiği zaman arayacak seni.'' İnanmamıştı.

Gözlerini hırkasının koluyla silip bağırdı.

''Yalan söylüyorsunuz'' Dolu gözlerimi Tuğba'ya çevirdim.

''Nehir'' Fısıldadım ama fısıltım Nehir'in hıçkırıklarının arasında kayboldu.

''Anne'' yanıma yaklaştığında ilk defa kendimi bu kadar çaresiz hissettim.

''Anne, ne olur ara babamı, beni bırakmaz babam.'' Derin bir nefes alıp gözyaşlarımı sildim. Nehir'i kucağıma çekip ağlamasına izin verdim.

O benim kucağımda ağladıkça benim canımdan can gitti. Her göz yaşında bende ağladım. O şekilde ne kadar durduk bilmiyorum. Ağlamaları kesilmişti ara sıra burnunu çekiyordu.

Cebimden, Toprak'ın verdiği peçeteyi çıkartıp yüzünü sildim ardından kucağımdan kaldırıp yüzüme bakmasını sağladım.

Şuan anlatamazsam bir daha hiç anlatamazdım. Yine tam olarak anlatmayacaktım ama sonuçta bazı şeyleri bilecekti.

''Nehir, anneciğim otur anlatacağım. '' Gözleri yeniden doldu ama bu sefer ağlamadı.

BANA KALBİNİ VER (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin